Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Söz meclisten tam da içeri.

Söz meclisten tam da içeri.
 

sanatkop.com


Tram ta ta ta tam tram ta ta tam….Sesler , sözler, yankılar, gürültüler, görüntüler karmaşık yığınlar halinde basıyorlar, bastırıyorlar, yoruyorlar.

En başta televizyonu, sonra pencereleri kapat. Ve illa ki telefonu kapat. Küçüldükçe, cebe girdikçe canavarlaşan telefon. Her insanın şu mendeburu alıp fırlatma isteğinin kabardığı bir an gelmiştir, gelmediyse de gelecektir.

Tam çalışmaya başlarsın, kaptırmışsın en verimli anında duymak istemeyeceğin tek ses, telefonun artık hangi ezgiye ayarlıysa o ezginin ısrarcı sesidir. Başlamıştır bir kere, bi kaç kere çalıp sussun diye beklersen yanılırsın.

Duymazdan gelsen bu sefer de merakın dürter, kim acaba? İşte tam o anda teslim bayrağı da hazırlanır zaten. Gördün işte! Ne yapacaksın? Hadi açma.. Yooo! olmaz, yarım saat sonra yine çalacak nasılsa kurtuluşun mu var? Haberleşme aracı olarak kullanıldıkça ne ala da. Bazılarına sohbet aracı olmaya başladığından beri telefon vakit öldüren bir düşmana dönüştü sanki.

- "Ne yapıyorsun?"

- "Çalışıyordum".

- "İyi, aferin çalış çalış."

- "Yarına bitirmem lazım"

- "Kolay gelsin. Ben de diyete başladım. Bu sabah kendime yulaflı salata hazırladım koca bir çanak. Şimdi de çayımı içiyorum. Bitki çayları aldım. Öğlene de kepekli bisküvi, kraker...Akşam işten çıkınca geçen aldığım bluzu değiştirmeye gideceğim. Oradan daBiliyor musun kardeşim puanı tutturdu, ona da bir sürpriz hazırlamam lazım diyorum ki……………………………..….. Aaaa! Geçen Suat’larlaydım. Suat, Serra, Levent……………………………………."

Belki bazen kırk beş dakika telefon ve kulağın bütünleşir artık. Hı hı…, pekilerle konuşmanın sonunu beklersin. Tam bitti diyorken, başka bir konuya geçer.

Tuvalete bile gidemezsin, ya yüzüne kapatacaksın ya da evlere şenlik. Konuşmanın arasına girip sonlandırmaya imkan yok. Yüz yüze görüşürken dünya tatlısı olan bu insanları bir telefon geyiğinden dolayı da kırmak istemezsin.

Ondan sonra başla başlayabiliyorsan işine kaldığın yerden. Hayır nasıl beceriyorlar bu kadar konuyu bir telefon görüşmesine yüklemeyi? Ben laf da bulamam telefonda, her şey uçar gider aklımdan. İşte belki de bu becerilerini çekemiyorum. Benim asıl sorunum kıskançlık.

Bu beceri sadece hemcinslerimde var sanırdım. Ne kadar yanılmışız. Bir cümleye baştan, sondan, ortadan tekrar tekrar girerek esneterek, dakikalarca uzatan erkek arkadaşlara da rastlamadım değil. Hem de ayık kafayla. Bir de felsefe okuyorsa, felsefe yaptığını da sanıyor ya. Ooooof of!

Ben çalışıyordum güya değil mi? Neyse biraz kafamı toplamam gerek, bir kahve yapayım kendime başlarım yine e iiiinşallah!

 
Toplam blog
: 28
: 194
Kayıt tarihi
: 23.06.11
 
 

Çocukken en çok gökyüzünü merak ederdim. Sürekli sorular sorardım, o kadar bıktırırdım ki, "çok faz..