Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '14

 
Kategori
Deneme
 

Söz ve yazı

Söz ve yazı
 

İstek Vakfı Uluğbey Lisesi'nde çıkardığım dergi


KÖŞE YAZISI  ( FIKRA )

SÖZ   VE  YAZI

Okulda iken tahta sıraların üstüne isimlerini çakıyla kazıyan arkadaşlarımız vardı. Bir gün bunlardan birisine:

- Ne işe yarayacak bu?.. diye sormuştum.

Küçücük bıçağın ucuyla tahtayı oymaya devam ederek düşünmeden cevap verdi:

- Hiiiç... Yarına kalır.

Günlerden bir gün, Dara’ların, Keyhüsrev’lerin “payitahtı” Persepolis’i geziyordum. İskender yakmıştı buralarını... Lübnan’dan getirilmiş sedir ağaçlarının dumanlarını göğe savurmuştu. Bugüne kalan heykeller, sütunlar, taş duvarlar o gelmiş geçmiş ihtişamın temsilciliğinden doğan budalaca bir gururla hâlâ göklere baş kaldırıyorlardı.

Şehrin girişindeki aslanlı kapının taş duvarında isimlere rastladım. Bunlar, vaktiyle harabeleri ziyarete gelmiş her milletten gezginlerdi. Ve herkes gönlünün dilediği büyüklükte, belki bir çakıyla, belki de bir çiviyle, zamanla yüzleri yumuşamış taşlara kendi adını kazmıştı.Bu harflerin çentiklerinde, tarihin büyük duvarına tırnaklarıyla tutturmak isteyen insanların duygularını gördüm. Sanırım içlerinden birini okul arkadaşım gibi yakalayıp davranışının sebebini sormak mümkün olsa aynı cevabı verecekti:

- Hiiiç... Yarına kalır.

Yazıları ölümsüzleşen çok büyük yazarlardan söz açmıyorum. Küçük küçük, basit basit, sade sade insanlardan bahsediyorum. Alfabeyi bilen, eline kalemi aldığı zaman derdini kağıtlara aktarabilen insanlardan... Bunlar bile zaman zaman yarına kalmak endişesiyle yazı yazarlar. Bazan han duvarlarına yazarlar... Bazan hapishane duvarlarına... Bazan okul sıralarına... Bazan da vasiyetnamelerin beyaz yapraklarına...
Çünkü söz uçar. Ama yazı kalır. Belki de yazının fazileti bu......

Sonradan kağıt ile matbaanın ittifakı, sözün saltanatını yıkmıştır. Talleyrand’ın tavsiyesi üzerine, çok konuşup hiçbir şey söylemeyen politikacılarla dolmuştur dünya... Söz bu yeni sahiplerinin elinde maskara oldu. Zamanımızda Ezop’un dili, papirüs karşısında mutlak bir yenilgiye uğramıştır.

Ama nerede?

Elbette kağıt denilen nesnenin peynir ekmek gibi yenilip yutulduğu ülkelerde... Çünkü yeryüzünde öyle ülkeler vardır ki, oralarda tuvalet kağıdı sarfiyatı bazı ülkelerin gazete kağıdı sarfiyatından fazladır. Ve yeryüzünde öyle ülkeler vardır ki, kağıt denen nesne ancak tütün sarmak için köylerine girer.

O köylerde yaşayan insanlar, bir nebat gibi doğup bir nebat gibi ölen insanlardır.

O köylerde yaşayan insanlar yarına kalsın diye adlarını hapishane duvarlarına, han duvarlarına yazabilecek kadar da alfabeden yoksundurlar. Bir tek taşında bile isim yazılı olmayan köy mezarlığı gördünüz mü siz?! Buna mezarlık denemez. Meçhul asker âbidesini taş taş parçalayıp bir toprağa serpmişler.

Kabahat hep bizim. O köylere öğretmenin yazısını  sokacağımıza politikacının sözünü sokmuşuz.

                                    ( İlhan SELÇUK, Pencere, Cumhuriyet gazetesi)


   AÇIKLAMALAR

Yazar güncelliğini koruyan bir konu olan “yazı”nın kalıcılığını kanıtlıyor köşe yazısında. Köşe yazısı, gazetelerin köşelerinde, herhangi bir sayfasında yer alan, güncel konulu ya da güncelliğini yitirmeyen düşünsel nitelikli yazı türüdür. Her gün yazı yazan köşe yazarları günceli yakalamak amaçlarlar. Çünkü yazılarının özelliği bunu gerektiriyor.
  
Köşe yazısı bir bakıma makale özelliği de taşır. Makale genel nitelikli, boyutuyla köşe yazısından daha uzundur. Makale de  düşünceyi kanıtlamayı, savunmayı amaçlar. Bu yanıyla köşe yazısıyla ortak özellikler taşır.

Yazar, konusunu gününe getirerek yazının sözün yerini hangi toplumlarda nasıl aldığını, hangi toplumlarda yazının neden sözün önüne geçemediğini bizim toplumla özdeşleştirerek ortaya koymaktadır. Yazar, genel bir konuyu özele indirgeyerek işlemektedir.

 Kurulan tümceler doğrudan anlatımlı, tümcelerde yer alan sözcükler gerçek anlamda.
 
 

 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..