TSK’da eğitim, eğitim birincisine emanet

Yüksek Askerî Şura (YAŞ) kararları sonrasında açıklanan görevlendirmeler içinde en dikkat çekici olanı, Eğitim Doktrin Komutanlığı’na(EDOK) yapılan atama… EDOK’un başına Korgeneral Tahir Bekiroğlu getirildi.

Tahir Bekiroğlu, benim de içinde bulunduğum, 1972 yılında Kuleli Askerî Lisesi’ne giren öğrencilerin devre birincisi (o zamanki soyadı Bekiloğlu). Birincilik bütün okul hayatı boyunca devam etti. Kuleli’den, Kara Harp Okulu’ndan ve Harp Akademisi’nden birinci mezun oldu.

Eğitim hayatı hep birinciliklerle geçmiş bir Korgeneral’in TSK’da eğitimin başına atanmasının bir anlamı olsa gerek!

Yıllardan beri ordudaki birimler içinde en fazla şikâyet gelen, FETÖ’cülerin ele geçirdiği bildirilen askerî eğitim kurumlarının başına, tam işin uzmanı, tam liyakat sahibi bir kişi getiriliyor.

Eğitimin başına, en “liyakatli” kişinin getirilmesiyle, bu alanda sadece “liyakat”in esas alınacağı, bu okullara girişte, eğitim müddetince ve mezuniyette sadece bilimselliğin ve adaletin gözetileceği vurgulanmış oluyor.

Hayatı, eğitim birincilikleriyle dolu olan komutandan,

Askerî eğitim kurumlarının, tekrar eski itibarlarına kavuşturulması,

Onların yine ülkenin “birinci” eğitim kurumları haline getirmesi,

Okullarda “modern” eğitimi ve “bilimselliği” hâkim kılması,

Çağdaş eğitimin gereklerini yerine getirmesi, bu okulları dünyadaki emsalleriyle boy ölçüşebilecek, hatta hepsini geçebilecek bir seviyeye çıkarması,

Sadece akademik müfredatta değil; sanatta, sporda, sosyal hayatta da söz sahibi okullar haline getirmesi,

2030, 2040 yıllarının dünyasını göz önünde tutan, o günün ihtiyaçlarına cevap verecek olan subay ve astsubaylar yetiştirmesi bekleniyor olmalı.

Tahir Bekiroğlu’nun bunları başaracağına, o okulları ülkenin yüz akı ve dünyada parmakla gösterilen eğitim kurumları haline getireceğine inancım tam.

x   x   x

Diğer terfi ve atamalar

Eğitimin başına en uygun kişi getirilmiş olduğuna göre, yeni terfilerde, diğer kadro ve komutanlıklara atamalarda da liyakat esas alınmıştır diye değerlendiriyorum.

Zaten başka türlüsü de düşünülemez! Atlatılan bu kadar büyük badireden, oluşan bu kadar büyük hasar ve zararlardan sonra sadece hak edenler terfi ettirilip, en uygun kadrolara yerleştirilmiş olmalı.

Bu terfi ve atamalarla Silahlı Kuvvetlerdeki boşluklar doldurulmuş oluyor. Birkaç gün gibi çok kısa bir süre içinde ordunun tamamıyla toparlanmış olacağını umuyorum.