Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '15

 
Kategori
Dünya
 

Taht Oyunları: Ortadoğu

Taht Oyunları: Ortadoğu
 

google


Adamın biri, ‘Taht Oyunları’nın Ortadoğu’daki gerçek ve halihazırdaki tarihe uygulamışlar ama uymamış.

“Washington Post’tan Ishaan Tharoor, gazetedeki WorldViews başlıklı köşesinde Game of Thrones’a farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Ortadoğu’yu analiz etmek için Game of Thrones’dan yararlanan Tharoor, listede Türkiye’ye de yer vermiş. Konuya çok hakim olmayanlar için belirtelim: Tharoor’un Türkiye’ye yakıştırdığı aile, okurlar ve izleyiciler tarafından pek sevilmiyor.”

http://www.radikal.com.tr/fotogaleri/hayat/ortadoguyu_game_of_thrones_ile_boyle_acikladilar-1334178

Örneklemeler:

“Targaryen Hanesi = ABD: Targaryen Hanesi, uzaklardan geldi ama Westeros üzerinde uzun yıllar iktidar kurdu. Herkesten üstün ateş güçleri (ejderhaları yani) hegemonyalarının garantörüydü. Lannister’larla olan işbirlikleri de, hayatlarını kolaylaştırdı elbette. Ancak krallıktaki ayaklanmalar, Targaryen’lerin topraklardan sürülmesine neden olurken, Lannister’larla olan ilişkiler de bozuldu. Westeros’ta bugün hâlâ dönüşlerini dört gözle bekleyen birkaç kişi var. Sonuç ne olacak bilinmez ama ellerindeki silahlar, Demir Taht’ta gözü olan herkesi cezbetmeye devam ediyor.

+

Greyjoy Hanesi = Türkiye: Greyjoy’lar, Westeros’un geniş topraklarının kendi kontrollerinde olduğu uzak bir geçmişi bugün hala sevgiyle hatırlıyor. Ancak onlar dışında herkes için o devir kapanalı çok oldu. Kendi gelenek göreneklerine gömülmüş bu hanenin bölgeye son dönemde yaptığı müdahalelerden siyasi saflık akıyor. Liderleri bir zamanlar güçlü, değişim yaratan bir figürdü ama bugün kendi sarayı dumanlar altında; düşmanları etrafını sarıyor.

+

Gece Gözcüleri = Kürtler: Hem Vahşiler’le, hem de Ak Yürüyenler’le olan savaşın ön saflarındaki bu adamlar, Westeros’ın diğer krallıklarını koruyan duvarın bekçileri. Vahşiler’le ve Ak Yürüyenler’le olan çatışmaları son zamanlarda şiddetlendi. Bazıları çapulcudan, sahtekardan başka bir şey olmadıklarını düşünüyor. Başkentteki lobicilik çalışmaları karşılığını bazen alıyor.”

Hiçbir biçimde uymamış.

Öncelikle, ‘Taht Oyunları’, Osmanlı’nın Fetret Devri ve/ya Fransa’nın Terör Devri gibi bir ara-geçiş-kaos dönemine karşılık geliyor. Öncelikle, iktidara herkes talip ve herkes iktidara aynı mesafede. Gerçek yaşamda ABD’nin 1 nodan düştüğünü bile henüz kimse aymamışken, böylesi uymasa da koyan teşbihler yapılması olağan, çünük ABD’nin hegemonyası sürdürülmek isteniyor hala.

Sonra iklim, Kuzey ve soğuk, tam Vikingler’i akla getiriyor ve yalnızca onlar için de ayrı bir dizi daha var.

Duvar, ‘Taht Oyunları’nda Soğuk’tan / Kış’tan kaçınmak için ama gerçeke yaşamdaki duvar Çin Seddi ve İskoç Duvarı. İkisi de iklim nedeniyle yapılmamış.

Kurmacadaki Buz Duvarı konsepti ise, Ursula K. Le Guin’den esinlenmiş. Onun 2 romanında bu sonsuz kış teması vardır ve yine bir kadın bilimkurgu yazarı olan Anna Cavan da aynı temayı kullanır. Buradaki gerçek konsept ise, matriyarkal-entellektüel-frjidizm olmakta.

‘That Oyunları’ndaki Buz Duvarı ise, barbarın barbarı ötelemesi / aşkınlığı için bir metafor. Çünkü, en asıl düşman duvarın ötesindekilerin ötesindekiler. Bu metin dizisinde ise, o ‘Yürüyen Buz-Ölüler = IŞİD’ ile karşılanmış ama bunun da gerçekle alakası bile yok. Eğer, Vikingler’in ötesinde birileri olsaydı, asıl tehlike onlar olurdu. Çünkü, çok değil 50 yıl sonra, Amerika Meksika’ya, Avrupa ise İspanya’ya kadar buzla kaplanmış olabilir. Yani, takıntının tersine, Dünya gezegenini bekleyen asıl tehlike, küresel ısınma değil, Yeni Buz Çağı’dır ve uygarlık buz ile biter, çöl ile değil. Ve bugüne kadar, bilimkurgu ne öngördüyse, o gerçekleşmiştir ve bu da kesinkes gerçekleşecektir ama zamanı belli değildir, bin yıl bile sonra olabilir.

Dönelim asıl ‘Taht Oyunları’na:

Romanın haritası bile, doğrudan İngiltere’yi imler ve İngitere birleşmeden önceki dönemlerdeki iktidar kaosu romanda konu edilir. Tamam, iktidar kavgası varken, herkes herkese ihanet eder ama ironik bir biçimde, her toplumun ‘fitneus fücurus’ları farklı geleneklerde yeşermiş ve kök salmış. Örneğin, Hürrem Sultan geleneği her toplumda yok. Ancka, tam erkek-erkek olan Vikgnler dizisinde ise, tüm evde bırakılan zevceler, habire başkalarından çocuk peydahlar. Oysa Asya toplumlarnını barbarları, savaşa giderken, geride hamile kalmamış kendi kadınlarını bırakmazlar.

‘Taht Oyunları’nın iktidar boşluğu, tam da bizim Fetret Devri’ne uyuyor. En sonunda kazanan kişi, en başta en yüksek üçüncü, en düşük sonuncu şanslı görülen kişi idi. ‘Taht Oyunları’nın Yedileme’sinin başlığı ‘Ateş ve Buz’ olduğu için, biz John Stark ve Dargaryen kız ilişkisi beklentisine kilitlenmiş oluyoruz. Oysa ben, Cüce’nin Sinek İğnesi kılıçlı kızla ilişkisini umardım, çünkü kimse ayırsamadan asıl baş kahraman onlar oldu, dizide.

Gelelim alıntılanan metaforlamanın en zayfı yerine, Kürtler’e:

Kürtler, ortadoğu’da İslamcılar’la savaşta falan değiller. Hizbullah Kürt, Hüda-Par Kürt, Müslüman’laşan PKK Kürt. Daha terörist baş belası ve asıl düşman, Kürtler’den başka kim olabilir ki?

‘Taht Oyunları’ üzerine daha önceki metinlerimizde hep belirttik, onu yineleyelim:

‘Taht Oyunları’ Spartacus’un ardılıdır. İkisi, bir biçimde her tür iktidarı değiller. ‘Spartacus’ iktidar sahiplerini kompleta katlederek değilleme yapar. ‘Taht Oyunları’ ise, ‘Savaş Oyunları’ndaki tüm savaş simülasyonlarının, herkesin kaybıyla biteceğini göstermekle yapıldığı üzere, tüm iktidar çabalarının aslında, hem düzeni, hem de iktidar sahiplerini yok ettiğini, pozisyonlama ile açımlar. Her ikisi birlikte ise sentez olur. ‘Vikingler’ de gelir, üçüncü olarak, konuya tüy diker.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..