Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '11

 
Kategori
Yılbaşı
 

Takvim ve yeni yıl

Takvim ve yeni yıl
 

Annesi Meryem'in kucağında Mesih İsa(Ayasofya Kubbesi)


20 Aralık 2011 Tarihinde düzenlenmiş son hâli

YENİ YIL ve TAKVİM

2011 yılını geride bırakmaya az bir süre kala, bazılarımızın, genelde her yılbaşı öncesi dönemlerde olduğu gibi, “Yeni Yıl” tartışmalarına şahit oluyorum. Her ne kadar kitap okumasak da, çağımızdaki kitle iletişim araçlarının bombardımanından olsa gerek, herkesin çok bildiği (!) bir dönemden geçiyoruz ve en az bildiğimiz konularda da en ısrarcı tartışmalara girebiliyoruz. Ben de düşündüm; madem “Yeni Yıl” meselesi bizim için çok önemli, kısa bir araştırma yapmayım. Ve işte sonuçları:

Zamanın gün, ay ya da yıl gibi uzun süreli dönemlere bölünmesi ve bu bölümlerin belirli bir düzen içinde sıralanmasına yönelik düzenlemelere “TAKVİM” denir.

Bilimsel tarih, yazıyı icat eden Sümerlilerin ilk “Takvim”leri de icat eden ve geliştiren bir toplum olduğunu söylüyor bize.Gökyüzünü inceleyen ve İlk astronomi kayıtları tutan Sümerliler, Ay’ın hareketlerine göre seneyi 12 kısma (aya) ayırmışlardır. Hicrî Takvim olarak bilinen İslâm Takvimide Ay'ın evrelerini esas alan bir takvimdir; ama Ay süreleri ardı ardına 30 ve 29 günlük uzunluklara bölündüğü için yıl uzunluğu bu takvimde 354 gün olarak alınmıştır. Başlangıç tarihi, Hz. Muhammed’in Mekke'den Medine'ye göç ettiği gün (M.S. 15-16 Temmuz 622) olarak kabul edilen Hicrî Takvim ile bir EkinoksYılı(365.242375 gündür)arasındaki fark yaklaşık olarak 33 yılda 1 yıl etmektedir. “Ramazan Ayı”nın bir önceki yıla göre 10 ya da 11 ve bazen de 12 gün geriye kayma sebebi de budur. Sümerliler, üç yılda bir seneyi 13 ay yaparak bu problemi büyük ölçüde çözmüşlerdir.

Takvim,yaşamın her alanında büyük önem taşır. İlk çağlardan bugüne dek, tarımla uğraşan insanların Güneş'in yıllık hareketine ilişkin “Güneş Takvimleri” kullandıklarını görüyoruz. Ayrıca vergi toplamak başta olmak üzere çeşitli devlet işlerinin düzenlenmesi konularında da Hicrî Kameri Takvim’in (Ay Takviminin) bazı sorunlar çıkarması nedeniyle, Osmanlı Devleti (M.S.1840) İslâm Takvimi’nin yanısıra Osmanlı Takvimi’ni (Hicrî Şemsi Takvimi) kullanmaya da başlamıştır. Julyen Takvimi’nde yapılan birkaç ufak tefek değişiklikle oluşturulan ve başlangıcı (Miladı) “Hicret Yılı” olarak alınan bu takvim, “Rumî Takvim” olarak da bilinir. Rumî Takvim’de yıl uzunluğu 365 veya 366 gün alınarak 12 aya bölünmüş, ay süreleri Gregoryen Takvimi’ndeki gibi alınmıştır ve 1925/1926 yılına kadar ülkemizde kullanım görmüştür. 1925 tarih ve 698 sayılı Kanun çerçevesinde “Rumî Takvim” başlangıcı olan 1300'lü seneler terk edilip batılı ülkelerin kullandığı 1900'lü seneler (Miladî Takvim) resmen uygulamaya konulmuştur.

Günümüzde, Türkiye de dâhil olmak üzere, dünya genelinde kabul gören “Miladî Takvim” (Gregoryen Takvimi), 1582'dePapa XIII. Gregorytarafından kabul edilmiştir. Değişik tarihlerde, önce Avrupa'ya daha sonra da dünyaya yayılmıştır. Hz. İsa’nın doğumunu “Milat” aldığı için “Miladî Takvim” denmiş olsa da, Batılı Hıristiyanlar tarafından 25 Aralık olarak hesaplanan Hz. İsa'nın doğum günü, Doğulu Hıristiyanlarca 6 Ocak olarak hesaplanmaktadır (Özellikle Ermeni Kadim Kiliseleri’nin çoğu 6 Ocak tarihini kabul ederler). Esasen Hz İsa'nın doğum gününün ne zamana denk düştüğü konusunda erken dönemlerden itibaren “Hıristiyan Kilise Babaları” arasında yoğun bir tartışmanın olduğu ve Nisan ayındaki bir zamana denk düştüğü yönünde de görüşlerin ileri sürüldüğü bilinmektedir. Ayrıca, erken dönem Doğulu Hıristiyan Yazarların, 25 Aralık kutlamalarının Hıristiyanlık öncesi bazı toplumlarda “Güneş Tanrısı”nı selamlamak için yapılan bir “Pagan” geleneği olduğunu söyleyerek, Batılı Hıristiyanları uyardıkları da bilinmektedir. Bilimsel tarih ise, Hz. İsa’nın sadece doğum tarihiyle ilgili değil, varlığıyla da ilgili hiçbir bilimsel kanıt ya da belgeye henüz ulaşabilmiş değildir. Bu nedenle, tüm bu tartışmaların kaynağı Hıristiyan Kilise Babaları ve kutsal olduğu kabul edilen Kilise Metinleri’dir.

Milat” tartışmalarını bir kenara bırakırsak, Gregoryen Takvimi günümüze kadar kullanılan Güneş Takvimleri içinde en az hatalı olandır. Günümüzde bir EkinoksYılı365.242375 gündür; Gregoryen Takviminde ise ortalama bir yıl 365.2425 gündür ve gerçek EkinoksYılıuzunluğuna oldukça yakındır.

Tüm takvimlerin ortak zaman birimi ise Gün’dür; çünkü “Gün” doğal bir zaman bölümüdür. Bu nedenle, tüm insanların sadece “Yeni Yılı”nı değil, güneş ile uyandıkları her bir “Gün”lerini de kutlar, barış ve sevgi dolu günler dilerim…

Murat KARTAL

20 Aralık 2011

 
Toplam blog
: 27
: 2194
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

Hakikat, sadece hakikat... ..