Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '15

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Tarihsel süreç içinde Türkçe

Tarihsel süreç içinde Türkçe
 

Ahmet Kalkan'la Arguvanlılar Derneği - Bostancı, söyleşi sonrası


Türkiye Türkçesi, ulusal başkaldırının bir boyutu olarak 20. yüzyılın başlarında Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem’in Genç Kalemler dergisini çıkarılmasıyla somutluk kazanır. Bu dergiyle Türkçeye dönüş, Türkçe düşünüş başlamış olur. Onların “ulusal dil, ulusal yazın” anlayışını savunmaları ulusal yazın akımının yaygınlaşması sonucudur.

Cumhuriyet döneminde yeni abece’nin benimsenmesi  ve dilde devrim Türkçeye yönelişi hızlandırdı.Ulusal yazın akımının egemen olduğu  bu dönemde Türkçenin sadeleşmesi, yabancı sözcüklerden, tamlamalardan arınması, açık, anlaşılır bir dil olması  amaçlandı. 12 Temmuz 1932’de Atatürk’ün öncülüğünde kurulanTürk Dil Kurumu; Tarama, Derleme sözlükleriyle; Yazım Kılavuzu, Türkçe Sözlük yapıtlarıyla; Türk Dili dergisi ve bu dergininözel sayılarıyla; Türkçe kök ve eklerlesözcüktüretme, sözcükleribirleştirme yöntemiyle Türkiye Türkçesi’nin gelişimine büyük katkılarda bulundu. Böylece, Türkiye Türkçesi yazın, bilim alanlarında kendini kanıtladı.

Türkçe, okullarımızda eğitim dili olarak işlenmeye başlandı. Türkçe öğretimi,  yazınsal ve öğretici özgün metinlerle anlama yeteneğini geliştirip anlatma becerisini kazandırmayı amaçlarkendinleme, okuma, konuşma, yazma gibi etkinliklerle de yurttaşlarımıza beceri ve alışkanlıklar kazandırdı. Türkçe öğretimi tek boyutlu olmayıp çok yönlü girişik etkinlikler içerdiği uygulanan yöntemlerle kanıtlandı. Her etkinlik birbirini var kılma amacına yönelikti.

Söz ya da yazıyla gerçekleştirdiğimiz anlatım etkin bir eylemdir. Bu gerçek anadili doğru kullanmayı zorunlu kılar. Bu nedenle seçeceğimiz sözcük, kuracağımız tümcelerle anlatıma konu olanı amacımıza uygun bir yöntemle gerçekleştirebiliriz. Sözlü ya da yazılı anlatımda buna özen göstermekulusal bir görev olarak durmaktadır.

Türkçe düşünmek, Türkçe anlatmak  zorunluluğu“Türkçe giderse Türkiye gider.”*** gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Değerli eğitimci yazarımız Mehmet Başaran,“Türkçe; düşüncemizin, duyarlılığımızın, dünyayı algılama, yorumlama gücümüzün toprağıdır. Kendi diliyle yaşama bakamayan toplumun özgür olması, bağımsız olması düşünülemez.” diyerek bizleri doğruluyor.****

Türkçenin yazarlarca savunulmasının sonuç vermesi ulus devletimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla gerçekleşti. Artık,Türkçe, okullarımızda eğitim dili, yaşamımızın her alanında başvurduğumuz iletişim aracımız olarak yaşıyor, boy atıyor.

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..