Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '17

 
Kategori
Güncel
 

Tarımda Gerçekçi ve Net Çözümler II

Tarımda Gerçekçi ve Net Çözümler II
 

Hepimiz insanız ve yaşamak için az ya da çok, öz ya da nitelikli beslenmek zorundayız. Her insan sağlıklı beslenmesi, temiz suyu, dengeli beslenmeyi hak eder. İnsan olmanın doğası budur.

Gerçekte olan ise 300-500 milyonluk bir azınlığın 3-4 milyar gibi bir çoğunluğun yiyeceğini doğrudan ya da dolaylı olarak tüketmesidir. Azınlığın obeziteyle mücadelesi yoğun olarak devam ederken çoğunluğun açlıkla terbiyesi de son hızla sürmektedir.

“Tarihi kazananların yazdığı” gibi hayata, medyaya, bilime, teknolojiye de obez azınlık karar vermekte ve yönlendirmektedir.

Aslında dünyanın biz insanlara verdikleri tüm insanlığı besleyecek miktarda iken Amerika gibi bir vahşi toplum, dünyanın bütün besinlerini, doğal kaynaklarını sömürmekte ve Avrupa’nın sözde gelişmiş ülkeleri de geçmişim sömürüsünü gelecekte de devam ettirmektedirler.

Tarımda gerçekçi çözümler sorunlara gerçekçi bakmakla, bilimsel verilere dayanan bir sistem üzerinden hareket ederek sağlanabilir.

Gerçekçi çözüm ilk koşulu tarımdaki acı mevcut durumu net olarak tespit etmektir. Örneğin,

-Biz pamuk ham maddesini dışarıdan alıyoruz.

Basit çözüm: Pamuğa kg başına destek arttı, makineli hasat yaygınlaştı ve birden bire yerli üretim artıverdi.

-Nohut, fasulye gibi yemeklik baklagillerin yarısını dışarıdan alıyoruz.

Niğde’de patates yerine ekim nöbetine fasulye girdi, dekara sulu koşullarda 300-400kg kuru fasulye alınabiliyor ama fiyatın 6-7 liranın altına düşmemesi gerekiyor. Nohutta çözüm destekleme fiyatını adam gibi artırmak, çünkü verim çok düşük ve nohutta antraknoz hastalığı çok yaygın ve etkili. Antraknoza dayanıklı iri nohut çeşitleri geliştirmek için adam akıllı ve akılcı ıslah çalışmaları yapmak

-Susamın tamamını dışarıdan alıyoruz.

Susam Akdeniz ve Ege bölgesinde ikinci üründe haziran sonrasında rahatça yetişebilir. Yapılacak uygulama tabak fiyatını yüksek tutmak ve teşvik etmek. İkinci yöntem ise simitlerin susamını, susam üretimi artıncaya kadar %50-70 oranında azaltmaktır.

-Türkiye’de çok değerli ve sağlıklı zeytin yağının kilosu 30 TL’ye yaklaşmışken, büyük varillere doldurup sudan ucuza niçin yurt dışına satıyoruz? Bizim ucuza sattığımız zeytinyağından alan adamlar hiç üretmedikleri halde marka ile nasıl 10 kat daha fazla para kazanabiliyorlar.

-Fındık üretimin %70 ve üstünü biz üretirken niçin fındık borsası yurt dışında ve fındıktan çikolata üreten bir firma nasıl oluyor da tüm Türkiye’de üretilen fındıktan kazandığımız paranın 2-3 kat fazlasını kazanabiliyor.

Fındık ve zeytinyağı için yapılacak tek açıklama “Designed in Turkey” mantığı çerçevesinde marka değeri yüksek, yeni inovatif ürünler geliştirmek. Artık zaman Made İn Turkey değil Designed in Turkey devri.

-Niçin Rusya’dan yağ kalitesi düşük Ayçiçek yağı alıyoruz da ihracat ayağıyla birinci kalite zeytin yağını ucuza satıyoruz ?

Avrupalı bizim kaliteli zeytinyağımızı tüketiyor, biz elin Rus’unun içeriğinde ne olduğunu bilmediğimiz Ayçiçek yağını yiyoruz. Bu aynı şuna benziyor. Evde inek besliyorsunuz, tereyağını satıyorsunuz, margarin alıp çocuklara veriyorsunuz.

-Tarımsal destek tam ve nasıl yapılmalı.

Tarımsal destek adam gibi üreten çiftçilere sıcak para desteği şeklinde yapılmalı. Ekilmeyen tarlası olanlara tapuya göre yapılmamalı. Gerçekten uğraşanlara verilmeli. En temel tarımsal girdi olan mazot ve gübreye özel destek sağlanmalı. Günümüz koşullarına göre Mazot 1 TL ve altında satılmalı, gübreye %50 destek verilmeli ama gübrenin gereksiz kullanımı konusunda temel eğitim verilmeli ve sulamada damlama sulamaya geçilmeli.

Bu şekilde buraya sabaha kadar maddeler halinde tarımsal sorunları ve çarpıklıkları yazabiliriz, sayfalar dolusu yazarız.

Amacımız sorunları yazmak değil. Çözüm üretmek.

Çözüm üretmeye ve çözümleri yazmaya devam edeceğim.

 
Toplam blog
: 537
: 1884
Kayıt tarihi
: 10.06.10
 
 

Gündemi ve olayları yakından takip etmeye çalışıyorum. Sinema, kitaplar, spor, doğa, siyaset, miz..