- Kategori
- Gezi - Tatil
Tek başıma
Yine tek başıma düştüm yollara, yalnız seyahat etmeyi seviyorum. İstediğim yere gidiyorum, istediğim saatte yola çıkıyorum, istediğim kadar yürüyorum. Her zaman değil ama zaman zaman tercih ediyorum ??
Yürüyerek ve metro ile Londra'yı güzelce gezdim. İlk gün baya yağmurluydu, üşütmeden ıslattı. Diğer günler ise tamamen güneşliydi. Parklarda herkes klasik güneşleniyordu. Tabi bana güneşlenmek için yeterince sıcak gelmedi.
Times kıyısında yürüyüş, Oxford' da alışveriş, Soho'da yemek, Covent Garden'da içki, Camden Hall'da kahve... Daha neler neler..
Kalabalık ve canlı bir şehir. İngiltere'nin diğer şehirleri gibi akşam 7 de hayat bitmiyor. (Çoğu şehrinde bitiyor ) İstanbul ile yarışır kalabalıkta. Yapacak çok fazla şey var ve seçenekler çok fazla. O parkta mı yürüsem bu parkta mı? Kahvaltıyı nerede yapsam? Kahve mi nerde içsem? Hangi mağazaya girsem? sorularına cevap olarak alternatif çok. Müzikallerden ve festivallerden bahsetmeyeceğim bile...
Hayat tabi ki pahalı. Zaten pound pahalı ama indirim dönemine denk geldiğim için biraz alışveriş yapabildim. Yemekleri sevdim, beğendim. Hatta Soho'da L'eto Cafe diye bir yer vardı. Orda bir tatlı yedim, tekrar o tatlıyı yemek için Londra'ya giderim. O derece ??
Müge 'de zaten İngiltere'ye taşınıyor. Yani Londra seyahatlerim artacak. Zaten vizem bitmeden bir daha gitmem lazım.