Turizmde güvenlik yönetimi

Ülkemizde turizm açısından alınan güvenlik önlemleri sizce yeterli mi? Turizmde güvenlik ne durumda?

Ülkemizdeki güvenlik önlemleri, batılı ülkelere oranla daha yüksek seviyede gibi görünmektedir. Ancak, bu tedbirler yeterli midir veya etkili midir?

Bu soruya cevap vermek gerçekten çok zor. Öncelikle neden güvenlik önlemleri alıyoruz? Sorusuna cevap vererek başlamak istiyorum. İşletmeyi, her türlü terörist saldırılara karşı korumak, hırsızlığı engellemek, yani kısacası kanunda suç sayılan illegal faaliyetlerin önüne geçmek için güvenlik tedbirleri alıyoruz.

Uzun yıllar boyunca, ülkemizde süregelen terörist faaliyetler, bombalı saldırılar, canlı bomba saldırıları, uluslararası basında ses getirecek tesislere karşı saldırı girişimleri, turistik merkezlerde gerçekleştirilen terörist eylemler, ister istemez, tesis yöneticilerini ve kolluk kuvvetlerini bu tür saldırılar için tedbir almaya zorlamıştır.

Turizm tesislerinde güvenlik anlamında birçok farklı uygulama görebilirsiniz. Bu farklılık; tesislerin bulundukları bölge, tehdidin yüksekliği, otel yönetiminin kendi risk değerlendirmesi ve kendi kararından kaynaklanabilmektedir.

Şunu unutmamak gerekir ki: “Hiçbir zaman % 100 güvenlik yoktur”, önemli olan bu bu tehlikelere karşı olabildiğince bilinçli, hazırlıklı olabilmek ve mevcut tedbirleri zaman zaman gözden geçirmek, bir takım noktalarda elektronik güvenlik tedbirlerini uygulamak, yerel güvenlik güçleri, kolluk kuvvetleri ile iletişim ve iyi ilişkiler içinde bulunmak, muhtemel eylemler konusunda bilgi paylaşımı ile güvenlik personelini bilgili, etkili ve eğitimli tutmak suretiyle daha etkili bir güvenlik yönetimi yapılabilir.

Bildiğimiz kadarıyla, Akdeniz Bölgesinde bulunan birçok turizm tesisinde, özel güvenlik birimleri kurulmuş durumdadır. Bu birimlerin yöneticileri tarafından, 5188 sayılı kanuna kapsamında, tesise ait “Koruma ve Güvenlik Planı” hazırlanmış olmalı ve bu plan, Valilikler tarafından incelenerek onaylanmalıdır. Kanunda belirtildiği şekilde hazırlanan, uygulanabilir, risk değerlendirmesi yapılmış, etkili ve aynı zamanda uygulanabilir bir plan, tesisin güvenlik olarak nerede olduğunu gösterebilecektir.

Turizm güvenliğinde yapılan en önemli yanlışlar neler olabilir?

Turizm tesislerinde yapılan en önemli yanlışlardan bir tanesi, çok sık güvenlik personeli değişimidir. Bu durumu iki şekilde açıklamak istiyorum.

Birincisi, bazı tesisler, özel güvenlik hizmeti için tesis bünyesinde ve kendi kadrosunda personel istihdam etmektedir. Bu en etkili, uzun dönemli ve kaliteli bir yöntem olmakla birlikte, maliyeti daha fazladır. Ancak uzun dönemde maliyetinin faydaya dönüştüğünü görebilirsiniz.

İkincisi ise, bazı tesisler, özel güvenlik hizmetini, dışarıdan özel güvenlik şirketleri vasıtasıyla, hizmet satın almak suretiyle karşılama yoluna gitmektedir. Özel Güvenlik şirketine karar verirken, normal olarak en ucuza hizmeti veren özel güvenlik şirketi ile anlaşma yapılmaktadır. Bu seçimin doğru olup olmadığı zaman içinde görülecektir.

Özel Güvenlik şirketleri, özel güvenlik hizmetini ucuza verebilmek için bir takım giderleri azaltmak suretiyle, yani personel sayısını azaltmak, sigorta giderlerini azaltmak, uzun süreli personel çalıştırmamak, yani kıdem tazminatı birikmeden sık sık personel değiştirmek, normal çalışma saatlerinin üzerinde personel çalıştırmak ve daha az ücret ödemek gibi yöntemlerde bu operasyonu yürütmeye çalışacaklardır.

Çalışan profili oldukça önem teşkil ediyor değil mi?

Turizm tesislerinde, güvenlik departmanına hep gider ve masraf olarak bakılmaktadır. İlk bakışta böyle görünmekle birlikte, iyi bir güvenlik alt yapısı ve yönetimi, uzun dönemde size kar olarak mutlaka dönmektedir. İyi bir güvenlik alt yapısını nasıl kurulabilir? Öncelikle iyi bir risk değerlendirmesi yapılması gerekmektedir. Bu yapıldıktan sonra riski yüksek çıkan konularda hem elektronik güvenlik ve hem de personelli güvenlik tedbirleri düşünülmelidir.

Güvenlik Yöneticisi veya Müdürü olarak görev yapan personelin de gerekli eğitimleri almış ve güvenlik tecrübesi bulunan birisi olması şarttır. Güvenlik personelinin de, güvenlik eğitimleri tamamlanmış, tesiste oryantasyon ve iletişim eğitimi yapılmış, tesisi iyi tanıyan, misafirlerin güvenliğini ön planda tutan bir yaklaşımı benimseyen ve uygulayan tarzda olması gerekmektedir.

Global olarak baktığınızda turizm güvenliğini ne noktada görüyorsunuz? Özellikle bizi dış ülkelerle karşılaştırdığınızda… Biz iyi bir durumda mıyız?

Ülkemizdeki turizm tesislerinde, çoğunlukla Avrupa’dan gelen misafirlere konaklama ve tatil hizmeti vermekteyiz. Bu nedenle, Avrupa ülkelerinden gelen misafirler, birçok konuda olduğu gibi, güvenlik konusunda da yüksek standartları aramaktadır. Güvenlik personeli, özellikle tesislerin girişlerinde, işletmenin aynası olarak görülmektedir. Bu nedenle, Güvenlik Personelinin gerek kıyafet açısından ve gerekse işi yapma şekli, duruşu ve iletişim açısından dışarıdan gelen misafirler üzerinde bir izlenim bırakmaktadır. Bu izlenim, turizm tesisinin güvenliği bakış açısı ile doğru orantılıdır.

Ülkemizdeki özel güvenlik hizmetleri, dünyadaki birçok ülkeye göre daha iyi durumda olmakla birlikte, batılı ülkelere göre biraz daha gidilecek yolun olduğunu düşünmekteyim. 5188 sayılı kanun ile özel güvenlik hizmetleri belirli bir standarda yükseltilmeye çalışılmıştır. Ancak, verilen özel güvenlik eğitimi çok genel olmakta, sektörel farklılıklara hitap etmemektedir. Sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilmek için, temel eğitimi almış personel, örneğin; turizm tesisisinde çalışacak ise, bu konuda da ayrı bir eğitim alması gerekmektedir. Bu eğitimi, tesis kendi ihtiyaçlarına hazırlayabilir ve kendi personelini eğitebilir. Kısacası insana yapılacak yatırım, mutlaka üretime ve hizmete dönecektir.

Son olarak, buradan, turizmde güvenlikle ilgili bir çağrıda bulunsaydınız ne söylemek isterdiniz?

Turizm tesislerindeki klasik güvenlik anlayışı biraz daha modern bir yaklaşımla, fiziksel güvenlik, personel güvenliği, iş sağlığı ve güvenliği, misafir güvenliği, kayıpları önleme, elektronik güvenlik, misafir odaları güvenliği konularını da kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Eğitimler belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır.

Güvenlik personeli dışında kalan diğer tesis personeli de güvenlik konusunda bilinçlendirilmeli ve güvenlik departmanına nasıl yardımcı olacakları öğretilmelidir. Çok sık personel değişimi yerine, uzun dönem birlikte çalışacak güvenlik personeli istihdam edilmeli, eğitimli, bilinçli, tesisini seven, kendi tesisi gibi benimseyen bir anlayış kazandırılmalıdır. Bu anlayışın, uzun dönemde, turizm tesisine para, kalite ve hak ettiği marka değerini mutlaka kazandıracağını düşünüyorum.

İdris Elmas