Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '16

 
Kategori
Dünya
 

Türkiye, ABD, İran ve Londra-Tel Aviv Ekseni

Türkiye, ABD, İran ve Londra-Tel Aviv Ekseni
 

Geçmişten günümüze kadar bir çok imparatorluk dünyaya hakim olmuş.                           Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere, Roma İmparatorluğu, Pers İmparatorluğu, Babiller gibi daha bir çok imparatorluk ve devletin ismi sayılabilir. İmparatorluklar da tıpkı canlılar gibidirler. Doğarlar, büyürler, gelişirler ve sonunda da her canlı gibi ölürler.
 
Günümüzde ise küresel bir imparatorluk sıfatına uygun diyebileceğimiz tek devlet  AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ. Adı imparatorluk değil ama küresellik ise var. Dünyaya her alanda hakimse hakim bir devlet. 
 
Zamanında Tarihe bakıp iyi yorumlayanlar, İngiltere'nin 1600 lerde başlayan güçlenişinin bir şekilde duracağını ve çağına ayak uyduramayacağını tahmin ettikleri için 1776 yılında ABD'yi resmi olarak kurdular. İngiltere'nin ise altın çağı 1600 lerde başlayıp 1850 lere kadar devam etti. İngiltere o kadar büyüdü ki dünyanın her yerine yayılabilmiş büyük bir Sömürge İmparatorluğu kurdu. Hatta '' Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk'' olarak andılar İngiltere'yi. İngiltere geçmiş geleneğe ait bir İmparatorluktu. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra nasıl olsa bir şekilde klasik sömürü düzeninin yıkılacağı zaten belliydi. Bu yüzden neredeyse 200 yıl öncesinden 1900 'ler ve 2000 'ler dünyasını kontrol altına alabilecek Modern Sömürü İmparatorluğu olan Amerika Birleşik Devletleri'ni kurdular ama ABD'yi neredeyse 200 yıl sessizce beklettiler. Zaman 1900'lere yaklaşırken değişen Dünya dengeleri ABD'nin artık piyasaya çıkmasına vesile oldu. Ve sonucunda yaklaşık 100 yıldır her alanda büyük bir güce sahip Amerika Birleşik Devletleri piyasaya çıkmış oldu. Gerisi zaten belli son yüzyılın tek süper gücü ABD.
 
1900'lerden itibaren gücü tek başına eline alan ABD sahneye başka güçlerin çıkışını engelledi. Belki Rusya gibi devletler ABD 'nin rakibi olarak gösterildi ama Rusya askeri güç olmaktan ötesine geçemedi. Amerika gibi her alana hakim olamadı. Tek Süper Güç  hep yerini korudu.
 
Ve şimdi bugünlerde Tarih yeniden tekerrür' den ibaret olduğunu bir kez daha göstermektedir. Dünyanın yeniden değişen gidişatı artık Amerika Birleşik Devletleri'nin bile yetişemeyeceği bir hal almaya başladı. Farkındasınızdır ABD'nin başına Obama geçtikten sonra ABD farklılaşmaya başladı. Bazı bölgelerden askeri varlığını çekmeye başladı. Sürekli olarak ekonomik gidişatını düzenli hale sokmak için dolar'ı anayurda çekme çabasındalar. Bunun neticesinde de kendi varlığını gösteremediği yerlerde Daeş gibi terör örgütleriyle ya da farklı ve geçici yapılanmalarla varlıklarını koruma çabasındalar. Ama bunun da yeterli olamayacağının farkındalar.
 
ABD yavaş yavaş mutlak sonuna yaklaştığının farkında. Uzun vadede, küresel dengeler tek bir devletin elindeki hegemonik gücün merkezileşmesine giderek daha uygunsuz hale gelmektedir. Bu nedenle Amerika süper güç olmaktan çıkma yoluna girmekte ve hatta dağılma ruhuna şimdiden kendini hazırlamaya başlamaktadır.
 
ABD şu anda iki farklı koldan yönetilen bir devlet görünümünde. Birincisi Londra ve Tel Aviv güdümünde bulunan Siyonist Amerika. İkincisi ise Obama tarafından ömrünün uzatılmaya çalışıldığı ılımlı Amerika. Her iki tarafta ABD'nin sona ilerlediğinin farkındalar. Ama Londra-Tel Aviv güdümünde olan eksen gelecekte dünyada tek süper gücün hakimiyet kuramayacağını bildiklerinden ABD' yi ömrünün yettiği yere kadar aktif tutmaya çalışıp ABD'nin eliyle gelecekte Ortadoğu'da ve dünyada ABD'nin yerini alacak güdümlü Bölgesel Güçler çıkarma peşindeler. Ilımlı Amerika ise en azından ABD yokolmasa bile hala etkili olmak için Ortadoğu'dan sıyrılmaya çalışmakta , Dünya'nın hemen hemen bir çok yerinde bulunan Askeri varlığını azaltmaya çalışmakta ve Ekonomik yükünü hafifletmeye çalışmaktadır. Bunun neticesindede Ortadoğu'yu en güçlü müttefiki Türkiye'ye bırakmak istemektedir.
 
ABD Ortadoğu'da varlığını korumak için kendini Türkiye'ye teslim etmektedir. Çünkü herkes bilir ki Ortadoğu dünyaya hakim olmak ve güçlü olmak için en önemli etkendir.
İşte en büyük film bu ikilemli ayrımla ortaya çıkmaktadır. Londra-Tel Aviv hattı da kesin olarak bilmektedir ki ABD'nin ılımlı kanadı Ortadoğu'yu Türkiye'ye bırakırsa Türkiye zaten Ortadoğu'ya geçmişten gelen bağlarıyla ve Ortadoğu'nun getirileriyle büyük bir güç olarak ortaya çıkacak. Bunun farkında oldukları için sürekli Ortadoğu'da dengeleri değiştirip Türkiye'yi sınırlarından dışarıya çıkamaz bir hale getirmeye çalışmaktalar. Bu yüzden Türkiye içerisinde sürekli olarak terör tırmandırılmaya çalışılmakta ve güdümlü hainlerle ülkenin iç gündemi karıştırılıp Türkiye kendi iç işleriyle uğraşsın ve dışarıya bakmasın diye sınırlarının içine hapsedilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca İran gibi Londra-Tel Aviv adına çalışan devletler bu bölgede Türkiye'nin karşısına bir güç olarak çıkarılmaya çalışılmaktadır. Maalesef  geçmişte olduğu gibi bizden birileri yeniden bize karşı kullanılmaktadır. İran Ortadoğu'da Londra-Tel Aviv adına çalışacak kısa ömürlü bir bölgesel güç olarak ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. Ama nihayetinde her nerede olursa olsun, hangi devlet olursa olsun ortaya çıkan bölgesel güçler işin sonunda buruşturulup atılacaklar.
 
İşte son günlerde gördüğümüz olaylarda Türkiye'ye engel olmak için, Türkiye'nin Araplarla bağını koparmak için İran bölgesel bir güç yapılmaya çalışılmakta. Bunun için ise Londra-Tel Aviv İran'a bir çok güzellik yaptı. İran'ın ambargo neticesiyle kaybettiği 100 Milyar Dolar parayı İran'a yeniden verdiler. İran'ın yeniden canlanabilmesi ve Türkiye'ye daha etkili bir biçimde kafa tutabilmesi için Çin, İtalya, Rusya, Hindistan gibi büyük devletlerle İran bir çok ekonomik anlaşma imzaladı. Bu anlaşmaların İran'a getirisi çok büyük olacak. Ayrıca İran'ın eline geçen 100 Milyar Dolar sıcak parayla İran'ın neler yapacağını tamin edemezsiniz. İran bu parayla terör örgütlerini finanse edebilir, Irak ve Suriye de varlığını daha da güçlendirmek için her türlü silah alımını yapabilir yani kısacası İran kendini en büyük rakibi olan Türkiye için hazırlamaya başlıyor. Londra-Tel Aviv çok zeki hem de tahmin edemeyeceğimizden daha zeki. İran dan öncelikle Nükleer gücünü kopardılar ki sonra başları ağrımasın. Zaten en büyük korkuları da buydu İran'ın işin sonun da kandırıldığını farkedip bu güzel rüyadan uyanıp gerçeği görmesiyle bir tehdit olmasının önüne geçtiler. Bunun neticesinde artık İran hiç bir şekilde kazananlar kulübünde olamaz. Müslüman kardeşlerini arkasından bıçaklayan İran bu girdiği rüyadan uyansa bile artık çok geç. Tarih sahnesinden silinmese bile hiç bir şekilde esamesi bile okunmayacak. Netice de her ne olursan hep tek millet. Bizim de tüm İslam alemi olarak karşılarında etkili durabilmek için tek millet olmamız lazım. Bunu başarırsak güzel günler bizleri bekliyor olacaktır.
 
Toplam blog
: 2
: 668
Kayıt tarihi
: 19.08.15
 
 

Kırıkkale Üniversitesi, Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi 3.sınıf öğrencisiyim. Siyasete, Tarihe merak..