Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '11

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Türkiye'de basın özgürlüğü yok!

Türkiye'de basın özgürlüğü yok!
 

Bugün Dünya Basın Özgürlüğü günü, özgür olamayan basınımıza kutlu olsun! Türkiye'de basın "yarı özgür" olarak gösteriliyormuş ve çok gerilerdeymiş sıralama olarak. Şaşırdınız mı? Ben şaşırmadım. 

Türkiye, belki hiçbir iktidar döneminde olmadığı kadar çok iktidara bağımlı bir basını takip ediyor bugün. Gazetelere baktığımızda, iktidar yandaşı olmayan gazete bulmak çok zor. İktidar yandaşı olmayan gazetelerin de ne kadarı muhalif, ne kadarı tarafsızlık bahanesiyle suya sabuna dokunmuyor o da tartışılır. Muhalif kaç gazetemiz var? Bir elim parmakları kadar bile yok. 

Deniz Feneri soruşturmasını gündeme getiren Hürriyet, Tayyip Erdoğan'ın hışmını üzerine çekmişti, basına boykot çağrısı yapmıştı sonra Tayyip Erdoğan ve tüm medya buna tek ses karşı koyamamıştı. Çaktığı sınavlardan sadece biridir bu basının. 

Böyle tavizler vere vere, vere vere, gitgide kötüleşti durum. Bugün bir gazete bayiisine gittiğinizde o çok satan gazetelerin birçoğunun AKP'ye karşı koyacak gücü yok. Medya dış bağlantıları, ticari faaliyetleri sebebiyle özgür hareket edemiyor biraz da, karşılarında bunu kullanmayı seven bir iktidar var. 

Galatasaray'ın stadyum açılışında protesto edilince Tayyip Erdoğan, tüm medya protestonun demokratik bir hak olduğunu unutup, "yakışmadı", "şık durmadı", "ayıp" diye başlıklar atmadı mı? Cumhuriyet'in, Birgün'ün atabildiği başlıkları kaç gazete atabildi? 

En büyük utanca gelelim, 70 gazeteci tutuklu şu anda. 2 bine yakın dava devam ediyor, 4 bine yakın da soruşturma var ve bugün açıklanan verilere göre Türkiye'de basın son 10 yılın en geri seviyesinde. 

Bugün Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay açıklamasında şunlara dikkat çekti; 

"Haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunan gazeteci, yazarları terörist, kitapları bomba gören bir yönetim anlayışı Türkiye'yi geri demokrasiye mahkum etmiştir. Türkiye'ye layık görülen bu sürecin utancı gazetecilerin değil, demokrasiyi teğet geçen iktidara aittir. Basın, ifade özgürlüğüne baskı uygulayan, bundan rahatsızlık duymayan iktidar temsilcileri ve bunu destekleyen yanaşma gazeteciler, yazarlar bu utanç levhasını boyunlarında taşımaktan kurtulamayacaklardır. Şimdiden basın tarihinde yerlerini almışlardır." 

Mustafa Balbay, Nedim Şener, Ahmet Şık gibi isimler hapiste, Balbay iki yılı bitirdi ve daha orada kararın yakında olduğuna dair bir ışık yok. Bu ortamda başbakan basına hala nasıl davranması gerektiğini söylüyor. 

Basına nasıl davranacağına dair ders vermek Tayyip Erdoğan'ın yapabileceği bir şey değildir, iktidarlar basına talimat veremezler! Ama suçun çoğu Tayyip Erdoğan'daysa, basında da biraz suç var. Dik duramayıp, ona böyle şeyler yapma fırsatı verdiği için. Bu söylediklerini haberleştirirken, Tayyip Erdoğan basına çıkıştı demekten daha öteye geçemedikleri için... Adam gibi çıkıp da "BİZE KARIŞAMAZSINIZ" diye başlıklar atamadıkları için... Suçlu biraz da basındır bugün... 

Tüm tutuklu gazeteciler adına, Mustafa Balbay'ın "Zulümname" isimli kitabından bir alıntıyla bitirmek istiyorum bu yazıyı, içiniz hala cız etmeyecek kadar da taşlaştıysa size zaten diyecek de bir şey kalmıyor. 

"Sadece yolculuk duygusu bile / çok hoş gelir bana / Yol demek / Özgürlük demek / Nasıl anlatsam / Yolu nasıl bağlasam... / Deseler ki; / yeryüzünde bir tapınak seç / Yolları seçerim. / Yollar benim mabedim / Yollar / Sizi çok özledim." 

Gazetecilerin, insanların özgürlüğünü elinden alan bu dönemin mimarları, tarih sizden nefretle bahsedecek. 

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..