Türkiye'nin ulaşabileceği en üst nokta neresi?

Türkiye dışa bağımlılığını azaltma peşinde koşarken yüzünü batıdan çevirmesi çoğu NATO müttefiki olan ülkeleri rahatsız etti. Aselsan’ın yaptığı girişimlerin desteklenmesi sonucu Osmanlı devletinin sonlarından itibaren süregelen batının silah ve tekniğine olan bel bağımız biraz daha azalmış durumda. Mesela geçtiğimiz günlerde başlatılan roket denemesi ve radar teknolojileri tesisi ve hali hazırda üretimine başlanan Milli tankların, topların, füzelerin, gemilerin, insansız hava araçlarının geliştirilmesini bu çabaların bir parçası olarak değerlendirmeliyiz. Kendi savunma sanayine sahip olmayan bir ülkenin bağımsızlık iddiasında bulunması abesle iştigaldir.

 

Geçtiğimiz aylarda gündemde olan uzaya gönderilen Göktürk II uydumuzun sadece taşıyıcı roketinin maliyeti yüz milyon euro değerinde. Ancak bizim gelişmemiz bu adımları atmamız ve bunların bize geri dönüşü kuşkusuz daha kazançlı olacak.

 

Ülkemize ekonomik açıdan ağır yük olan iki önemli başlık var ve öncelikli olarak bizim bunlara bir çare bulmamız gerekiyor. Nedir bu iki önemli başlık diye soracak olursanız ilki, ham petrol ikincisi ise doğalgaz. Ham petrol ve doğalgaz ihtiyacımızın yüzde 90’ını ithal etmek zorunda kaldığımız için ülkemizin artık kronikleşen cari işlemler açığının yarısı temel enerji ithalatına gidiyor ve her geçen yıl elektrik ihtiyacımız yüzde 5-6 oranında artıyor. Böyle bir tablo karşısında siyasi karar mercileri, nükleer enerjiyi, enerji güvenliği ve ithalat giderlerinin azaltılması adına vazgeçilmez bir unsur olarak görüyor.

 

Türkiye’nin imzaladığı antlaşma gereği (Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması) sahip olacağı nükleer enerjiyi askeri kullanım amaçlı geliştirmesi yasak. Fakat bölge ülkelerinden İran’ın, herkesin bildiği ama açıkça söyleyemediği şekilde nükleer olanakları askeri olarak geliştirdiğini biliyoruz. Öylesine hassas dengelerin olduğu Ortadoğu bölgesindeki hiçbir ülke böyle bir gücü elinde bulundurmasına izin vermek istemez. Aksi halde zaten kaynayan bir kazan olan bölgenin daha büyük çapta savaşlar çıkarabileceği potansiyelini unutmamalıyız. Şuan direkt olarak olmasa da dolaylı olarak İran’ın bize bir tehdit oluşturduğunu söyleyemek bence yanlış olmaz. 

 

Bu düzende İran elinde bulunan nükleer kozunu bize ya da başka bir komşu ülkeye karşı oynaması dahilinde dengeler altüst olabilir. Biz hem ulusal hem küresel ölçekte teknoloji ve güvenlik gelişmelerinde ulaşabileceğimiz en üst noktaya bir an önce gelmeliyiz.

 

Kaynak: http://www.tekgundem.com/turkiyenin-ulasabilecegi-en-ust-nokta-neresi-3yy.htm