Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '15

 
Kategori
Güncel
 

UZUN lafın KISASI !

UZUN lafın KISASI !
 

Pkk sinsice pusulara, kahpece arkadan öldürmeye ve hesapsızca polis, asker ve ambulansları bile taramaya başladı !.


Türkiye terörden çok çekti.. Geçtiğimiz 30 küsur yıl içinde çok kayıplar verdi.. Can kayıpları bir yana, ülke gelişmişten geri kaldı. Zira kaybolan yalnızca 40 bin can ve halkların kardeşliği değil, milyarlarca dolar da kaynak gitti. Oysa bu paralar, bölgenin gelişmesine ayrılsaydı. Şimdi, terör fırtınası esen bölge topraklarında namlu dumanı değil, sanayi bacalarının dumanı tüter olurdu. Ve halk daha bir zengin, daha bir mutlu olurdu..

Yıl : 2015, aylardan Temmuz..

Türkiye’de bombalar tekrar patlamaya başladı. Pkk yetmiyormuş gibi bir de başımıza Işid yada Daeş (yada Daiş) denilen bela musallat oldu. Pkk kanlı eylemlerine tekrar başladı. Son bir-iki hafta ölenlerin sayısı 40’ı geçti. Bunun 30-35 kadarı sivil, gerisi asker ve polis. Pkk yine acımasızca saldırıyor, kahpece pusular kurarak, polis ve askerleri şehit etmeye devam ediyor. Ve hükümet aldığı bir kararla askere operasyon emri verdi. Önce Suriye topraklarındaki Işid’in etkin olduğu noktalara, sonra da Pkk’nın etkin olduğu, Irak sınırları içinde olan Kandil’deki etkin noktalara dalga dalga hava saldırısı düzenlemeye başladı. Fiilen ve resmen barış süreci artık bitmiştir.

Hem dış basında, hem içi basında Erdoğan’ın politikası eleştiriliyor. Geçici hükümetin ve Erdoğan’ın kararları bugün sorgulanamaz nitelikte olsalar bile, yanlış yanlış ile düzeltilemez. Bu temel bir kuraldır.

Ancak, bu durum pkk'nın kanlı eylemlerini tekrar başlatması hem kendisini, hem ‘kürt halkının duruşunu’ haklı çıkartmaz. Eskiden beri savunduğum bir şey var. Pkk Kürt halkını asla ve kat’a temsil etmiyor, edemez. Onları temsil edecek siyasi figürlerdir, siyasi partilerdir. Toplum önderleridir. Sivil toplum kuruluşlarıdır.. (Buna kck dahil değil)

Durum farklı bir istikamete doğru giderken ve ateşkes bitmiş, savaş yeniden başlamışken, Hdp'nin sessiz kalması, bazı vekillerinin (alışık olduğumuz üzere ve ne yazık ki, hdp'nin çizmeye çalıştığı siyasi figürün aksine) sinir uçlarına basması ve öncesinde pkk'nın, kck'nın aşırı tehditkar söylemleri bence sürece de, ülke barışına da katkı sağlamayan duruşlardı. Ve ardından gelen katliamlar bu sürece de, Türkiye'de öyle yada böyle esen barış havasına tüy dikmiştir..

Bu durumun 4 sorumlusu var bana göre

1) En başta elbetteki haris çıkarlar peşinde koşan Erdoğan 'dır.

Zira 7 haziran sonrası yaptığı bazı söylemleri (dolmabahçe mutabakatı gibi.... pkk'nın terör örgütü olduğunu vurgulaması gibi.... hükümetin onlarla masaya oturmasını, pazarlık yapmasını eleştirmesi ve kabul etmediğini beyan etmesi gibi, gibi.... ) bir hazımsızlık içinde olduğunun ve aynı zamanda ruh halini de ortaya koyuyor..

(Buradan, Suruç bomba olayı'nın bir kaos planı olduğu gibi faklı çıkarımlar elde edilebilir mi ? Bu çok ciddi bir itham olur. Lakin bu istikamette düşünceler var... )

2) İkinci sorumlu geçici de olsa Akape hükümetidir.. Zaten Davutoğlu'un ve hükümetinin Erdoğan'dan farklı düşünmesini, farklı bir eylem içine girmesini kimse beklemesin.. Eğer böyle yapabilseydi, Erdoğan otomatik olarak devre dışı kalabilirdi.. Yada daha az etkili olabilirdi... Ama Davutoğlu bunu yapamadı..

3) Üçüncü sorumlu Hdp'dir.. Zira, 7 haziran öncesi ılıman tavırları Barış yanlısı söylemleri ile arkasına aldığı rüzgar ile halkın da ödünç bile olsa verdiği oylarla Türkiye partisi olma yolunda çaba sarf ettiğini algılamıştık. Hatta, bu durum, toplum içinde "hdp kendisini pkk'dan soyutluyor mu" düşüncesini bile doğurmaya başlamıştı.. Ama sonra gördük ki, parti içinden çatlak sesler çıkmaya başladı. Seçim dönemindeki dik duruş, o güzel söylemler, yerini daha sert ifadelere bıraktı. Peki halk bunu görmeyecek mi ? Bunu farklı algılayan insanlar, ödünç aylarını geri alıp, hdp'yi cezalandırmayacak mı ? İhtimal dahilindedir. Ancak, bu kimin işine yarar onu iyi irdelemek gerekiyor.

4) Dördüncü sorumlu Pkk'dır..

Çözüm süreci adındaki ecüş bücüş proje başladığından beri hem kck denen oluşum, hem terör örgütü pkk'nın ağzı hiç durmadı. Sürekli dikenli söylemler ürettiler. Ucuna karanfil bağlanmış sopa gösterdiler. Hükümeti sürekli sözlü taciz ettiler. Sonra bundan güç alan bazı vekiller de tanık olduğumuz üzere silahlı mücadelenin haklı bir mücadele olduğunu, pkk'nın silah bırakmayacağını söyledi.. (hatırla; yakın geçmişte bunu Selo başkan da söyledi.. Silah kürt halkının garantisidir dedi.. ). Daha sonra gelinen noktada pkk başından beri hep silahsızlanmaya karşı duruşunu, askeri noktalara taciz atışı yapmaya başladı. Yol kesmeler tekrar başladı. Şantiye araçları yakılmaya başlandı. Aslında, öncesinde de vardı. Ama 'süreç adına' bu kamuoyundan saklandı. Asker karşılık vermedi. Barışı ve ateşkesi bitiren taraf gibi görünmek istemedi. Daha sonra, bu taciz ateşleri artı ve son iki-üç haftada, çatışmalar tekrar başladı.. Hem kck, hem pkk, hem de hdp içinden "halkın silahlanması gerektiği" söylemlerini yaydılar. Ve gelinen son nokta; Pkk kanlı eylemlerini artırdı. Polis ve asker katletmeye, polis araçlarını, hatta ambulansları bile taramaya başladı..

Bugün artık kanlı savaş tekrar başlamıştır. Asker dalga operasyonları ile IŞİD'i bahane ederek, pkk saflarını bombalamaya başladı. Zayiat verdirdi mi tam bilmiyoruz ama pkk'nın bunu hak ettiğini düşünüyorum. Şimdi, herkes şu soruyu soruyor.

Hükümet ve Erdoğan neden bu operasyonu başlattı.. Nedenleri tartışılabilir. Ancak, haklı sebepleri oluştu diye düşünüyorum..

Hdp şunu söylüyor :

Hükümet bu operasyonları durdurmalı, Asker pkk kamplarını (yada yerleşkelerini) bombalamamalı. Bu çözüm sürecine de ülke barışına da zarar veriyor..

Evet, zarar verecek belki. Ancak, bu ülke hdp'den de pkk'ya karşı tavır almasını bekliyor. Öldürülen askerlerin, subayların, yakılan araçların, yollara döşenen bombaların, uzun namlulu silahlarla taranan polis araçlarının ve ambulansların hesabını hdp neden sormaz? Bunu sormadığı sürece ve Türkiye halklarının yanında olduğunu göstermediği sürece, ne bir Türkiye partisi olabilir, ne de barış'ı inşa eden bir taraf olabilir.

Bir tarafta Işid, diğer tarafta pkk. Diğer taraftan Erdoğan’ın ve hükümetin yanlı kararları, ülkenin erken seçime sürüklenmesi, toplum içinde huzursuzluğu artırıyor. Ülke gittikçe bir kaos’un içine sürükleniyor. Silahlı Kuvvetler izinleri kaldırdı, izinde olanları geri çağırdı. Ortalıkta seferberlik ilan edileceği konuşuluyor. Pkk ve Işid el ele vermiş daha kanlı eylemlerin hazırlığı içinde. Diğer taraftan kötüye giden bir ekonomi, başarısız dış politika, halkın mutsuzluğu, çaresizliği......

Korkarım, ülkeyi daha zor günler bekliyor.

../

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..