Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '16

 
Kategori
Yolculuk
 

Uçan Büyükanne Çene Cerrahisi Lansmanı

Uçan Büyükanne Çene Cerrahisi Lansmanı
 

Cuma akşamı uçakta koltuk komşum yetmişlerinde bir teyzeydi; lakin cami yıkılmış, mihrap yerindeydi. Mizanplili saçları, mavi gözlerini daha da belirginleştiren koyu makyajı, manikürlü-ojeli elleri ve turkuaz bluz, fuşya eteğiyle tam bir kokoştu! Yanına otururken gülümseyişi, gözlerindeki pırıltı inanılmazdı.

Bn Otacı’yla birlikte uçuşlarımızda o şanslı olandır; çünkü cam ya da koridor kenarını kapar, bana da orta koltuk kalır ve bugüne dek sayısız komşu macerası yaşamış benim için her uçuş ayrı bir deneyime gebedir.

“İyi akşamlar teyzecim, iyi uçuşlar.”

“Size de. Antalya’da mı yaşıyorsunuz?”

“Hem İstanbul’da hem Antalya’da.”

“Ne güzel. Ben de öyleyim diyebilirim. Ayda iki kez torunumu görmeye gidiyorum. Kızım da bebekken pek tatlıydı; ama Mert’imiz bir başka. Allah balını fazla kaçırmış. 4 yıl 8 aylık oldu, beşinci yaşını nasıl kutlayacağımızı şimdiden planlamaya başladık. Anaokuluna gidiyor amcası. Okulu seçerken ben de ağırlığımı koydum, İngilizce eğitim de alsın dedim. Karşı komşum Semiha’nın torunu da anaokuluna gidiyor ve günlük eğitim programının yarısı İngilizceymiş. Kızım başta karşı çıktı. Çünkü Semiha’yı hiç sevmez. Çocukken, benim evde olmadığım bir gün onun kapısını çalmış ve Semiha da gel bizde bekle kızım demiş; ama bir şey yer misin dememiş, meyve suyu ikram etmemiş. Oysa ben onun oğlunu az doyurmamışımdır. İşte, herkes bir olmuyor. İyidir, hoştur da biraz cimridir Semiha. Rahmetli eşiyle benimki de mesai arkadaşıydı. Dur bak sana Mert’in resmini göstereyim. Bak amcası, sen hiç böyle şeker bir şey gördün mü? Burnuyla gözleri bizim taraf, gerisi babaya çekmiş. Ne anlatıyordum, ha anaokulu seçerken çift dil eğitimi verilmesine dikkat ettik. Geçen seneden beri yabancı öğretmenlerle temel İngilizce de öğreniyorlar. Nasıl da tatlı konuşuyor, bayılıyorum; tıpkı İngiliz çocukları gibi. Geçen gittiğimde ağzından kaçırdı: Sınıfta hoşlandığı bir kız varmış, adı Elif’miş. Öğretmenleri yan yana oturtmuş onları. Çok güzel bir kızmış ve bizimki onunla meyve suyunu paylaşınca sarılıp öpüvermiş. Günlerce söyledi durdu, babasının parfümünü sıkmak istedi, saçlarını şekilden şekle soktu. Zamane çocuklarının bilmediği yok. Mert’in beslenmesinde süt, balık, yumurta eksik olmaz. Şimdi çocuklar bu anlamda şanslı. Aldıkları gıdalar nedeniyle yaşlarından büyük zekâya sahipler. Senin çocuğun var mı, aman beslenmesine özen gösterin. Kızım zaten az emdi, bir de mızmızın tekiydi; iki kaşık yemek yedireceğim diye ne şaklabanlıklar yapardım! Ama oğlum öyle değildi. Şişmanlamasın diye önünden tabağı alırdık. Fransa’da tasarımcılık yapıyor o da. Hiç evlenmeye niyeti yok. 3 ay önce ziyaretine gittik. Bir kızcağızla tanıştırdı. Kızın ağzında, burnunda takılar vardı, ne deniyordu unuttum adını. İki omzunda da kocaman dövme! Aman oğlum, sakın evlenmeyesin bununla dedim. Yok, evlenmeyeceğim; ama ikinci torunun geliyor dedi. Evlat işte, atsan atılmaz satsan satılmaz. Damadımın da hakkını yemeyeyim, oğlumdan yakındır. Geçen sene işten attılar, her akşam bizde yediler. Mert’cim kadar tatlı olacak mı bakalım yeni torunum, gözleri yeter yakışıklımın; hele bir anene deyişi var ki içim eriyor. Torun sevgisi bambaşka. Hay Allah, inişe mi geçiyoruz; sadece ben konuştum, senin hikayeni dinleyemedim! Ee söyle bakalım ne düşünüyorsun bizim aile hakkında?"

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..