Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '17

 
Kategori
Basketbol
 

Uğursuz '1' varmış bir zamanlar...

Uğursuz '1' varmış bir zamanlar...
 

Loser’lıktan Winner’lığa bir adım atma hikayesi bu.

Sadece bir Avrupa kupası zaferi değil ,sadece bir şampiyonluk sadece bir galibiyet değil,

Bu başlı başına bir klubün üstündeki uğursuz ‘1’ den kurtuluşun zaferi.

Basketbol’da geçen sene tüm sezon boyunca playofflar dahil yarıfinal ve 20 sayı geriden gelinen final maçı dahil bu kupayı sonuna kadar rakiplerinden daha fazla hakkettiğini gösteren bir takımın ve o son ribaunta kadar herşeyi iyi yapan bir takımın o son ribauntu alamaması ve sonucunda maçın uzatmaya gitmesi ve sonrasında kaybedilen maç,

O anı hatırladınız mı sevgili Fenerbahçeliler,

Sizinle bu durumu pekiştiren birkaç örnek daha paylaşacağım, aslında ‘birkaç’ kelimesi bu uğursuz ‘1’ anlatmak için yetmez ama sayfalar dolusu yazı yazmak gerekir bunun için, bu denli bir kelime kalabalıklığı yapıp sizi sıkmak istemiyorum.

2006’da Denizli’de o tek ‘1’ gol atılamadığı için tüm sezonun emeğinin çöpe gitmesi, 2010’da Kadıköy’de onlarca pozisyondan bir tanesini gole çevirememek ve o yine o tek ‘1’ gol,

Çok geri gitmeye de gerek yok sevgili Fenerbahçeliler,

Daha yakın bir örnek de kadın voleyboldan, bu sezon takımın oturması ile birlikte ve Marcello Abondanza’nın da doğru takımla bir istikrar yakalaması ve takımda çok oynama yapmamasından mütevellit  takım bir yenilmeme serisi yakalamıştı, hatta bu seride kendisinden bütçe, takım genişliği ve hatta kapasite olarak üstte olan rakipleri Vakıfbank ve Eczacıbaşı’nı lig’de yenmiş, yetmemiş, Şampiyonlar Ligi’nde de Eczacıbaşı’nı deplasmanda bir daha yenmiş ama yine final niteliğinde 4’lü final’e kalma maçında kendi evinde, yakaladığı seriyle 20 maçı geçen yenilmeme serisi olan ve sezon öncesinde bu takımlardan geride gösterilen bu takım o maça geldiği anda o ana kadar oyunu ve takım olma açısından birçok yönden bu iki takımdan üstte gösterilirken finale kaldı konuşmaları geçerken bu denli önemli maçta hem de kendi evinde 3-1 yenilerek bu seriye hem son vermiş, hem de o ‘1’ ile tekrar tanışmış oldu,

2010’daki o 3-2 kaybedilen Cev Şampiyonlar ligi final maçını hatırladınız mı,

Daha’da yakın bir tarihi gelelim mi,

Daha geçtiğimiz günlerde Fenerbahce- Başakşehir Türkiye kupası yarı final rövanş mücadelesi oynandı, hani penaltılara giden maç varya o. 3 defa tur ayağına kadar gelen Fenerbahçe’nin o ‘1’ penaltıyı yine atamaması,

Bu anlar aklınızda canlandı dimi sevgili Fenerbahçeliler, bir Fenerbahçeli olarak benim hiç aklımdan çıkmadı ki, bir hüzün ve hırs kapladı içimi hep bu anları anımsadıkça, kendimce belki bir tutunma aracı ama bunu bazen Fenerbahce klubü başkanına bağladım, o uğursuz dedim geçtim ya da Fenerbahce’demi birşey var acaba diyordum.

21 Mayıs gecesi tüm bu düşüncelerimi yıkan bir gece yaşadık, Fenerbahçe’nin erkek basketbolunda Avrupa’nın zirvesine çıkmasını hep birlikte izledik,

Sevinç gözyaşları döktük, bu yılların emeğinin taçlanmasıydı, bu tüm Fenerbahçelilerin ‘1’ kelimesinin anlamının literatürde onlar için değişikliğe uğradığını gösteren bir andı, o ‘1’ artık Avrupa’da erkek basketbolunda Fenerbahçe’nin ‘1’ numara olduğunu gösteren ‘1’ di.

Nice şampiyonluklar kazandık, futbol’da, basketbol’da, voleybol’da ve daha nice dallarda fakat bu klup ve bu taraftar bu denli gösterilen çaba, emek ve 3 Temmuz gibi bir süreçten çıkan bu camia daha fazla zafer ve şampiyonlukları hakkettiğini düşünüyordu, o yüzden hep bir aklında ‘1’ vardı.

İşte 21 Mayıs’da o zafer sadece bir Avrupa kupası zaferi değil, o sadece bir şampiyonluk, o sadece bir final değil,

Uğursuz ‘1’ den kurtuluşun günüdür o.

 

 
Toplam blog
: 4
: 158
Kayıt tarihi
: 20.09.15
 
 

Koç İşletme 2017 mezunu. Yazmayı, anlatmayı seven, İngilizcesi iyi, Çince ve İspanyolca dillerind..