Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '14

 
Kategori
Eğitim
 

Ülkeler, Diplomalar, İnsanlar

Ülkeler, Diplomalar, İnsanlar
 

Değişen dünyada diplomaların yeri tartışılmalı mı?


“Sadece diplomanızın olması yeterli, işiniz görülür, sorununuz çözülür.

Diplomanız yokmuş, kusura bakmayın lütfen! Haklısınız, işi tüm ötekilerden daha iyi biliyor ve yapabiliyor olabilirsiniz ama  maalesef efendim, biz liyakate bakmıyoruz, diplomaya bakıyoruz. Talimat bu yönde."

Bu tarz bir konuşmaya ya da benzerine gelişmiş, sistemlerini oturtmuş ve tıkır tıkır işleten bir ülkede ne kadar rastlanır bilemem ama gelişmemiş üçüncü dünya ülkelerinde ve özellikle kamuya ait işyerlerinde yaygın olarak, gelişmekte olanlarda da zaman zaman rastlanabileceğini söyleyebilirim.

Öyle olduğu için o ülkelerde de  herkes diploma peşindedir. Her ne şekilde elde edilebilirse edilsin bir diploma peşinde.

Hatta mümkünse zahmetsiz, çok çalışmadan, yorulmadan kolay elde edilen bir diploma varsa bu en iyisidir.

Onların zaten bilgiye ve beceriye ihtiyaçları yoktur. Tek ihtiyaçları diplomadır.

Sistemler ve zihniyet bunun üzerine kurulmuştur. Öyle olunca hem diploma alayım hem de işi iyi öğreneyim diyenlere, biraz daha özenli çalışıp işin ayrıntılarını öğrenmeye çalışanlara dudak bükerek bakan arkadaşları, yakınları da az değildir.

O belgeyi elde ettikten sonra yapmaları gereken ikinci şey de ensesi kalın bir dayıdır. Herkesin fikri bu yöndedir. Diploma birinci sıradadır, dayısı olan da, olmayan da öncelikle diploma peşindedir.  

İnsanın temel gereksinimlerini karşılaması için gelire, onu elde edebilmek için bir işe, işi elde edebilmesi için de diplomaya sahip olması gerekmektedir. Diplomanın nasıl elde edilmiş olduğunun o çağa göre geri ve işsizi bol toplumda ve özellikle kamu işyerlerinde çok önemi yoktur.

Birileri diploma elde edip mevzi kazanma, başka birileri de şu ya da bu şekilde diploma edinmiş yakınlarını, tanıdıklarını, adamlarını bir yerlere yerleştirme derdindedir.

Tabii sadece diploma da değil. Diploma gibi ayrıcalık sağlayacak diğer belgeler için de benzer çabalar görülür.

Hızla değişen dünyada bu uygulamalar da, bu anlayış da elbette değişecektir. Ancak görünen o ki, hızlı değişimi fark etmeyen kafalar bir süre daha geriden gelecektir.

*

Bilinen bir şey var ki, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki diplomalar kimi yönlerden farklıdırlar.

Gelişmekte olan ülkeler kalabalık nüfuslarına tam, gerçek ve sağlıklı eğitim sağlayabilecek donanıma genellikle sahip değillerdir. Sınıf sayıları da, öğretmen sayıları da, kural ve sistemleri de, laboratuar ve atölyeleri de tüm bunların birlikte çalışma düzenleri de yetersizdir. Genç nüfusları çok, olanakları sınırlıdır. Özellikle laboratuvar ve atölyelerin yetersizliği uygulama ve beceri geliştirmenin yetersizliğine neden olur. 

Refah düzeyi düşük, nüfusu kalabalık ülkelerde, eğitim olanağı bulamayan ve çeşitli işyerlerinde çocukluktan itibaren çıraklıktan başlayarak beceri kazanan diplomasızlar, bu ülkelerde ve pek çok iş türünde diplomalılardan çok daha iyi olurlar.

Kargaşası bol, kurallara uyumun sınırlı olduğu o ülkelerde, uygulamada akıl almaz ihmaller, yanlışlar, hatalar vardır ve pek çoğu ya görmezden gelinir ya da gizlenir.

Öyle olunca diplomaları da durumdan etkilenir ve pek çok alanda yetersiz kalırlar. Kimi işine özen gösteren isim yapmış okullar hariç sonuç bu olur. O okullar da, o ülkelerde kaç tane olur, kim oralara hangi koşullarda ulaşır ayrı bir sorundur.

Sıkıntılı ülkelerin diplomaları belki şekil bakımından diğer üniversitelerinkine benzerler hatta belki onlardan daha gösterişlidirler ama yetersizdirler.

Yani o ülkelerde ve özellikle becerinin en az bilgi kadar önemli olduğu teknik alanlarda “piyasada yetişmiş olanlar” yani “alaylılar” , “okullarda yetişmiş olanlardan” yani “mekteplilerden” çok daha iyidirler.

O çok iyiler özel sektör tarafından takdir edilirler ama kamu sektörü öncelikle diplomayı şart koştuğu için oralara ulaşamazlar. Özel sektör de genellikle diplomalarının olmadığını öne sürerek onlara almaları gerekenden daha az ücret öder.

Bu ülkelerin aksine gelişmiş ülkelerin okulları, öğretmenleri, her türlü donanımları yani eğitim araç gereçleri, laboratuarları, atölyeleri ile yasa ve kuralları çok daha iyidir.

Ayrıca o ülkelerde işe almada liyakat unsuru da göz önünde tutulduğundan öğrenciler bütün bu iyilerin kendilerine yetmeyeceğini, kendilerinin de mutlaka iyi olmaları gerektiğini, bu yönde çaba göstermelerinin kaçınılmaz olduğunu bilir ve ona göre derslerine, işlerine yoğunlaşırlar. Onlar aldıkları eğitim karşılığında hem çalışarak hem de para harcayarak ciddi bedeller öderler.

Onların diplomaları her durumda “eğitime düşük bütçe ayırabilen” ülkelerinkinden iyidir. Yani diploma o ülkelerde önemli ve dikkate alınabilir bir kriterdir, ciddi bir kanıttır.

İşi bilen ülkeler kendi bölgelerinde her diplomayı kabul etmezler. Kendi ilgili eğitim kurumları tarafından diplomanın kalitesinin yeterli olduğunu gösteren denklik belgesi ararlar.

Çok iyi bilirler ki, gün bilgi, beceri ve liyakat günüdür.

Eğer istihdama konu teknik pozisyonu daha iyi dolduracak insanın diploması yoksa, modern yönetim anlayışı kimi zaman bunu gelişmekte olan ülke işvereni gibi fazla dert etmez.

Önemli olan belli bir pozisyonun hakkıyla doldurulmasıdır. Belli bir işin en iyi şekilde yapılması için diploma aranacak araçların sadece bir tanesidir. En az diploma kadar önemli diğer özellikler de vardır modern yönetici mutlaka onları da göz önünde tutar.

Dünyanın neresinde ve hangi ülkede olursa olsun, eğitimin ve diplomaların da para karşılığı alınabildiği günümüzde mutlaka yapar bunu.

Bu anlamda ve bu yönde baktığımızda kimilerimiz yasa ve kuralların gözden geçirilerek yenilenmesi gerektiğini de düşünürüz. Belli bir iş pozisyonunu elde etmek için diploma dışındaki unsurların ağırlıklarının arttırılması fikrini savunuruz. 

Böylece kimi hastalıklı yapılar daha sağlıklı kılınabilir, hareketsiz ve hantal olanlar canlandırılıp hareketli hale getirilebilir.

Elbette gerçek liyakat diyeceğimiz şeyin belirlenmesi de objektif, tarafsız, sağlıklı araç, yol ve yöntemlerle yine tarafsız, uzman kişi ya da kurumlar tarafından yapılmalıdır.

Mikro cerrahinin yapıldığı, nano teknolojinin pek çok alanda sarsılmaz bir yer edindiği günümüz dünyasında gerçek liyakat ölçüleri de hassas kimi ayrıntılara özen göstererek ve günümüzün modern yaklaşımları kullanılarak belirlenebilir.

Ancak o durumda diplomanın başlıca kıstas olmaktan çıkmasından söz edilebilir.

*

Ömrünü resim ve heykel yaparak geçirmiş bir dostum var.

Afganistan’da belli bir eğitim aldıktan sonra uzun yıllar boyunca, pek çok resim ve heykel yapmış biri. Yurt içinde ve dışında sergiler açmış, ödüller almış biri.

Halen bir eğitim kurumunda, kurum yöneticilerinin desteği ile oluşturulmuş atölyede o güzel yapıtlarını üretmekle meşgul.

Kendisi bilgi ve deneyimi ile, derin sanat kültürü ile gerçekten her düzeyde öğrenciye ders verebilecek biri.

Diploması olmadığı için eğitim, öğretim işlerinde görevlendirilemiyor.

Hem de onun yaptığı türden sanat eğitimine gerçekten ihtiyaç olan bir yerde çalışıyor olmasına rağmen yapamıyor bunu.

Kendisinin atölyesine her uğradığımda “acaba biz kimi yasal uygulamalarımızla hala üçüncü dünya ülkeleri gibi mi duruyoruz” diye düşünmeden edemiyorum.

Bir yandan o sanatçı dostumuzun takdir edilememesine, yetkililerin ellerinin kollarının bağlı olmasına üzülüyor insan, bir yandan da ondan yararlanabilecek halde iken yararlanamayan öğrencilere.

Atölyesinde hak ettiği takdir ve onayı görmeden, görülmeden üretmek başka bir şeydir, öğrencilerle dolu atölyede oluşacak sinerjiyi paylaşarak daha sıkı çalışmak, hem eserlerini hem kültürünü görünür kılabilmek başka bir şey.

*

Diplomadan söz edildiğinde gelişmiş ülkelerin, kendilerine rakip olması muhtemel gelişmekte olan ülkelerdeki eğitim düzenlerine çomak soktuklarını, oralardaki eğitim kalitesi düşük kalsın diye türlü dalavereler çevirdiklerini söyleyenler olduğunu da ifade etmekte yarar var.

*

Size göre uzun yıllar boyunca dişçilikte, protez işinde çalışmış teknisyenlerin belli bir temel eğitimi de almak koşuluyla kendi işlerini yasal engel olmaksızın yapmaları doğru olmaz mı?

İşlerini genellikle çalışanlar eliyle yürüten eczacılardan daha bilgili kalfalar işlerini eczacılardan daha iyi öğrenmişken sonuna kadar düşük ücretle çalışmak zorunda kalıyor olmaları doğru mudur? 

Benzer alanlarda diplomalar birilerine sadece ayrıcalık sağlayan daha fazla para kazanma şansı veren belgeler olarak mı anılmalıdır?

Hatta kimi özel ve önemli konularda profesörlerden çok daha derin çalışmalar yapan kimselerin bu çalışmalarını bir uzman gözetiminde doktora tezi haline getirmemiş olmaları onların unvansız kalmaları için yeterli bir neden midir? Bu çalışmaları da değerlendirip takdir edebilecek bilimsel kurullar, komisyonlar oluşturulamaz mı?

Konu diploma kültürü olunca başta eğitim işinin bir yerinde duranlar olmak üzere herkesin söyleyecek çok şeyi olduğundan eminim.

Onların söylenmesinin, tartışılmasının, yasaları, kuralları değiştirip doğru ve olumlu yönde dönüştürmesinin hem insana, hem ülkeye büyük yararlar sağlayacağı kanaatindeyim.

O tartışma ortamlarını resmi kurumlar, eğitim işine gönül vermiş olanlar ve bu işe kafa yoranlar oluşturacaktır.

İyi niyetli, modern, çağdaş gelişmeleri göz önünde tutan o değerlendirmeler insan sermayesinin değerini yükseltecek, her anlamda verimliliği arttıracaktır.

 

24 Ağustos 2014

  

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..