Ülkemizde Kadına Yönelen Şiddet Cinsel İstismar, Çocuk Tacizi ve Tecavüzlerde Gelinen Son Nokta!

Sevgili Okuyucularım, son yıllarda özellikle kadınlara ve çocuklara yönelen ve bir hayli artış gösteren şiddet, taciz, cinsel istismar ve tecavüz vakaları, insanlar arası ilişkilerde korku iklimini körüklerken bir taraftan da sanki toplumsal kültürümüzün önemli bir yanıymış gibisinden efendim kadına şiddet abartılıyor! işte laf olsun beri gelsin türünden garip söylemlerle ya kardeşim kızlarına sahip çıksalardı o zaman yahut sapık cinsinden kimi muhteremlerin fabrikasyon üretimi altı yaşından küçük çocuklarla evlenilebilir beyanları… Sonra hamile kadının sokakta dolaşması ayıptır diyecek kadar insan olmaktan uzaklaşan pespaye saçma sapan akıl dışı hurafe sloganların varlığı! toplumumuzda son dönemde baskın olarak yaşanan şiddet, cinsel taciz,istismar ve tecavüz olaylarının geldiği son noktanın! anlaşılması açısından önemlidir kanımca... İşimiz zor ama imkansız da değil!

Ülkemizde kadına yönelen şiddetten herkes nasibini alıyor: Malesef neredeyse hemen hergün kadınlar (insanlar)! öldürülüyor veya çocuklara yapılan cinsel saldırı ve tecavüzlerin ayyuka çıktığı vahşi cinayet haberleriyle yeni güne uyandığımız bir ülke haline geliyoruz. Bu travmatik ruh halinin sorumluları çok belli, alacakları cezalarda ama asıl mesele bu grift ve toplumu bir virüs gibi saran büyük belayı başımızdan nasıl defedeceğimiz ile ilgili!

Rakamlarla kadına uygulanan şiddet: Şiddet uygulama, taciz etme, öldürme, cinsel istismar durumları aslında dünyanın dört bir tarafında kadınları ve çocuk yaşlardaki savunmasız masumları mağdur ediyor. 

TUİK'in; verilerine baktığımızda son 15 yılda Türkiye'de  boşanmaların %25 arttığı saptanmış. Yine aynı süre içinde evlenme oranlarındaki artış sadece %15 olarak gösterilmiş. Yani nüfus artış istatistiğine yakın bir oran. 2010 yılından sonra ise daha önceki artışın üzerine boşanmalarda % 6 oranında bir artış olmuş.

Peki çözüm ne: Söylediğim gibi ülkemizde şiddetin her türlüsüne fiziksel, sosyo-psikolojik, ekonomik, kültürel şiddet ve benzerlerinin arttığı ama özellikle de kadın ve çocuklara uygulanan şiddetin tavan yaptığı günlerden geçiyoruz toplum olarak. Bugün herkes aynı soruyu soruyor. Popüler deyimle  her yeri kuşatan bu toplumsal ve aile içi şiddet nasıl önlenecek? Onca cinayetin, şiddetin, sapıklığa varan cinsel saldırıların temelinde öyle anlaşılıyor ki, yerel düşünen yani kendisi gibi yaşamayan, giyinmeyen, düşünmeyen, davranmayan, bakmayan, görmeyen insanlara güven duymayan, onları hoş karşılamayan, yabancı düşmanlığı yapan muazzam bir kitle var ortada. Dolayısıyla kendine fazla güveni olmayan, aile kurumuna ve yaşantısına ayrıca vurgu yapan ama insani özellikleri itibariyle de değerleri henüz gelişmemiş, kanunları dikkate almayan, yasaları bağlayıcı bulmayan, canım ben aklıma eseni yaparım diyen ve keyfi davranan üstelikte bunu adalet ve özgürlük adına yapan sinirli, hakkını ya da mağduriyetini başkalarından çıkarmaya yeminli, cinayet işlemeye açık, toplumdan uzaklaşmış, paranoyak,  hasta ruhlu insanlar, BUNLAR…!!

Eğitim ve Ekonomik Özgürlük Şart: Evet kadın kendi ayakları üzerinde duracak. Yani çalışacak, kendine güveni olan bağımsız bir birey haline gelecek. Çocuğunu ve kendisini sürekli eğitecek ve bu olaylar azalacaktır. Bunun içinde en başta konu ile ilgili kurum ve kuruluşların kendi bünyelerinde gerekli reform ve düzenlemeleri yapması gereklidir. Bugün için sadece gerekli de değil acildir de. Ancak bu şekilde yeni ve adil bir hayat tarzına geçilebilir çünkü… Tek isteğimiz kadınlar ölmesin, çocuklar mağdur olmasın. Hiç olmazsa yeni kuşaklar mutlu yaşasınlar…