Üretici Ürününü Bedava Verse Yine Ucuza Yiyemeyiz Çünkü Halkın Sırtından Geçinen Bir Kesim Var

“Aracı” denilen belli bir kesimin geçimi buradan… Ve aracılığın statüsü belli değil; kim bunlar, nasıl çalışırlar, ne kazanırlar… Statüsü belli olmadığı için kontrolü de mümkün değil.

İnsanlar “Tarlada 1 liraya alınan, pazarda 5 lira, neden böyle” diyor ve orada kalıyor. Söylese ne olacak? Nakliyatçı, toptancı, hal, komisyoncu, pazarcı… Yani bir ürün tarladan tüketiciye ulaşmak için bu evrelerden geçmek zorundaymış. Böyle olunca da 50 kuruş nakliyatçı koyuyor, 1 lira toptancı, hal, komisyoncu, pazarcı… Fiyat 5 lira oluyormuş.

Allah Allah! Allahım Allahım! E biz gidip tarladan kendimiz alalım o zaman! Git al!

Hani böyle bir şey mümkün olsa bile yapamazsın, müsaade etmezler; bu işler böyle olacak; çünkü bu işten ekmek yiyen milyonlarca kişi taş mı yiyecek?

Türkiye’nin çıkmazlarından birisi kimse de çözemez bu konuyu… Kerim Korkut sayıları on milyonu aşan bu kesimi ihya edecek ve Türkiye’yi bu çıkmazdan kurtaracak sistemleri yazdı ama hem uygulamak zor hem de kimsenin işine gelmedi.

Biz yine de görüşlerimizde ısrar ediyoruz, aracılığın kaldırılması gerekir.

Yani tamam olsun da tarlada 1 lira olan ürün pazarda böyle 5 lira değil de 2 lira olsun, mantıklı ve razıyız. Böyle 4 kat pahalanınca soygun şüphesi doğuyor.

Sonuçta aracı dediğimiz bu kimseler bizim insanlarımız, esnaf. Amaçları ekmeklerini kazanmak. Yoksa bilmediğimiz ya da yanlış bildiğimiz şeyler mi var? Yani tarladan 1 liraya alınan bir ürünün pazarda 4 liraya 5 liraya satılmasını normal görüyorlarsa diyeceğimiz bir şey yok.

Tarladaki gibi kalmıyor; bozulan, dökülen, ıskartaya ayrılan ürünler miktarı eksiltiyor, sonuçta zarar. Esnaf bunu da hesap etmek zorunda. Onun için biz iki katı fiyatın (tarlada 1 liraysa pazarda 2 lira) mantıklı olduğunu düşünüyoruz. Ama böyle 4 lira 5 lira olmaz yani!

Bu durumun yerleşmiş bir sistem olduğunu ve bazı uyanıkların kontrol edilemeyen bu sistemden yararlanmaya çalıştıklarını kabul etmeliyiz.