Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '15

 
Kategori
TV Programları
 

Ütopya Yarışması'nda elenenler furyası

Ütopya Yarışması'nda elenenler furyası
 

Genel olarak televizyondaki reality Showları seven bir yapım var. Seyirciye yönelik suni gidişatları, kurgu diyalog ve karakterleri bilsem de, olayın gerçek olduğunu düşündüğüm yüzdesi beni bu tür programları izlemeye iter. Hatta itiraf ediyorum mısır patlaması gibi birbiri ardına gösterime giren ve genelinde başrolde güzel, ancak ses tonu ve oyunculuk açısından zayıf genç-yakışıklı isimlerin oynadığı yerli dizilerden kat be kat ilgimi çeker.

Ütopya ve Survivor yani "Acun'un yarışmaları" son dönem favorilerim arasında ancaaak, işin tadı giderek kaçmaya başladı.

Özellikle Ütopya yarışması adeta çocuk oyununa çevrildi. Oysa çok sağlam karakterler düzgün insanlar var yarışmada. Her yarışmacının kendine özgü sıradışı yanları takdire şayanken, ortam ve  özellikleri yarışmayı izlemeye devam için yeterliyken, giden gelen yeni yarışmacıların başdöndüren trafiğinin yanında şimdi birden pat diye elenmiş yarışmacıların yeniden Ütopya'ya dönmesi pek çok izleyici gibi beni de yarışmadan soğutmaya başladı.

Ben nadir rastlanır şekilde bir izleyici olarak, bir süredir hem Alaçatı ekibinin lideri Semih'i hem de dağılan Cafe grubunun üyesi hatta lideri Tuncay'ı aynı anda takdir ediyorum. Semih'in renkli konuşmaları, sempatikliği, Tuncay'ın birkaç sanat dalında birden yetenekli olması, özgün bir tip ve davranış tarzına sahip olması, ikilinin rekabet görünümü altında tatlı atışmaları, Tuncay'ın Semih'i takip etmesi, grupların birbirlerini elemek üzerine imalı lafları vs. hoşuma gidiyor. Aslında "gidiyordu"  demem daha doğru olacak.

Çünkü ne olduysa oldu ve birkaç hafta önce Ütopya Panorama sunucusu bayanın "Sayın seyirciler yarışmacıların yeniden ütopyaya döneceğini de nereden çıkarıyorsunuz. Böyle bir şey yok şu an" demesinden farkettim ki yarışmacıların bazıları elendikleri halde yarışmaya geri dönecek.

Yanılmayı istedim ancak doğru çıktı hislerim ve şu ana kadar Semih grubunun oyları sonucu elenen Pınar, Noyan, Meral ve Serkan ile Cafe grubunun oylarıyla elenen Semih'in sevgilisi Kurretülayn ardı ardına Ütopya'ya dönüş yaptı.

Altıncı kişi kim olacak acaba umarım o kavgacı ve yarışma ortamını sürekli geren ve çatışmayı kuralların sınırına kadar zorlayan, tipler gelmez diye düşünüyordum ki -3-4 tane var öyle yarışmacı eskilerden-  tanıtım bandında Bahadır'ı gördüm.

Bahadır, yarışmaya sadece Semih'i alaşağı etmek için girmiş izlenimi veren ve tavırlarında esprili sakin eğlenceli  diyaloglardan ziyade keskin söylemlerin yer aldığı bir yarışmacıydı. En "karakterli" yarışmacı olmanın sürekli Semih grubunu aşağılamak onlara bağırmak ve ayar çekmeye çalışmaktan başka -Tuncay'ın ve Pınar'ın yaptığı gibi- yolları olduğunu da düşünmemiş ve ta baştan taraflı ve katı  davranmıştı.

Elendiği halde  -hangi oranda seyircinin hangi sms oylamasıyla seçtiği ve yeniden Ütopya'ya dönmesini istediğini bilemediğim - yarışmacılar Pınar, Noyan, Meral ve Serkan'ın dönüşü, Cafe grubu diye birşeyin artık kalmadığını ortaya çıkardığı gibi eski samimi arkadaşlıkların yerinde yellerin estiğini, kırılan vazo misali Meralle Tuncay ın ve Serkan la başta Tuncay olmak üzere gruptaki diğer kişilerin bir daha asla eskisi gibi olamayacaklarını  ispatladı.

İnsan ilişkileri yukarda yazdığım gibi kırık vazo misali kırıldığında bir daha hiçbir yapıştırıcı onu eski haline getiremez. Tadı kaçmışsa kaçmıştır. Güvenin, sevginin-saygının ve dostluğun birazı olmaz. Varsa vardır yoksa yoktur. Zedelenmişse tamiri çok çok zordur. Ütopya'da da olamadı. Elendikleri halde gizli bir elin dokunuşuyla Ütopya yarışmasına pat diye ışınlanan ve tesadüfe bakın ki;  hep te içerdeki yarışmacılarla bir biçimde hesapları, halledilecek mevzuları bulunan yarışmacıların dönüşü içerdeki yarışmacılarda -Kurretulayn-Semih ikilisi dışında- öyle büyük bir mutluluk rüzgarı estirmedi.

Yarışma kurallarına göre yarışmadan elenenlerin yeniden yarışmaya dönmeleri bu programın formatında olan bir şey mi yoksa bu da bizim seyirciye yönelik Türk usulü ekleme bir kuralımız mı bilemem ama kuralların böylesine değişken olduğu bir yarışma, insanda herşeyin her an öylesine pat diye allak bullak olabileceğini, seyirci kararının- oylarının  önemsenmediği hissiyatını yaratır ve önceleri rayting biraz artsa da bazı şeyler kabak tadı vermeye başladığında artı olarak gelen izleyici misliyle gider diye düşünüyorum.

İngilizlerindi galiba çok sevdiğim bir söz vardır  "bozuk olmayanı tamire uğraşma"

Sevgiyle ve ümitle kalın.....

 

 
Toplam blog
: 148
: 384
Kayıt tarihi
: 21.09.07
 
 

Merhaba...  Üniversite mezunu Kamu İdaresinde  çalışan bir bayanım. Ankara'da iki oğlumla yaşıyorum..