Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '18

 
Kategori
Öykü
 

Uzak Bir Galaksi Öyküleri / İmparator II

Uzak Bir Galaksi Öyküleri / İmparator II
 

Birinci Bölümün Özeti: Andomeda Galaksisi'nin büyük bir bölümüne hakim olan bir imparatorluk.. Merkez İnvair gezegenine çok uzak bir gezegendeyiz: Erran...

Ekonomisi tarıma dayanan ve teknolojisi geri kalmış Erran'ın yöneticisi Senatör Vedlor, hem yeni imparatorun taç giyme törenine katılmak, hem de uğradıkları haksızlıkları dile getirmek için İnvair'e doğru yola çıkmıştır.

Amacı törenden önce yeni imparatorla görüşmektir. İmparatorluk merkezine varınca beklenmedikleri bir hüsnü kabulle karşılanırlar..

........

  Başkentin çift güneşli sabahında hava hafif sisliydi.Şehrin tüm bina ve tesisleri bu sis  altında  çok daha garip görünüyordu. Hava trafiği gökyüzünü henüz doldurmamıştı. Akşam yemeğini yalnız yiyen Vedlor, kahvaltıya beraber geldikleri herkesi çağırmıştı. Yalnızca gemide nöbetçi kalan subaylar hariç.. Robot oldukları hiç anlaşılmayan, son derece kibar garsonların hizmet ettiği kahvaltı sofrasının zevkini yudum yudum, lokma lokma çıkarırcasına oldukça ağırdan alıyorlardı.Mükellef sofrada neler yoktu ki? Galaksinin her yöresinden getirilmiş, adını bile bilmedikleri meyveler, bunlardan taze sıkılmış meyve suları, kahvaltılık sebzeler, bilmem kaç çeşit peynir ve et ürünleri..Sadece yirmibeş çeşit ekmek türü vardı.Bir o kadar da börek ve çörek.. Vedlor gülerek sofra arkadaşlarına bakmış ve:

         - Yeni imparator çok daha cömert, demişti gülerek.

         - Daha önce geldiğimde bunu üçte biri bile yoktu.

         Kahvaltı bitince uzak bir yıldız sisteminden getirilmiş kahveye benzer ancak içeni alabildiğine çakır keyif yapan fakat asla sarhoşluk vermeyen bir içeceği yudumluyorlardı. Fincanlar ard arda devrilmeye başlayınca Vedlor müdahale etti:

         -Fazla içmeyin arkadaşlar. Yoksa nerede olduğunuzu bile hatırlayamazsınız.

         Tam da bu sırada gelen, sırmalarla bezenmiş bir elbise giyen bir görevli yerlere kadar eğilerek:

         - İmparator hazretleri sizi kabul edecek Senatör Vedlor, diye konuştu saygılı bir gülümsemeyle.

         -Bana eşlik ederseniz çok mutlu olurum.

         Vedlor arkadaşlarına dönerek:

         - Siz burada kalın, dedi, Görüşme bitince bir durum değerlendirmesi yapacağım.

         Sonra da sırmalının zarif bir el hareketiyle önüne geçerek yürümeye başladılar.Dışarıya çıktıklarında çok lüks bir hava aracı onları bekliyordu. Saraya ait olan bu araç son derecede konforluydu. Oldukça kısa süren seyahat esnasında Vedlor, havadaki muazzam hava trafiğini seyretti. Kendi gezegeni buranın yanında ıssız bir mağara gibi kalırdı.

 İlgili resim 

      İmparatorun sarayına vardıklarında araç yumuşak bir inişle bahçeye indi ve Vedlor bulutların üzerinde kurulmuş göz alıcı bir botanik bahçesi içinden geçerek saraya girdi. Sırmalı saygılı bir edayla ona eşlik ediyordu.

         Oldukça klasik görünen dışına rağmen sarayın içi bir süper teknoloji gösterisi gibiydi.Vedlor ilk defa gördüğü bu tür koridorlardan geçerek bir odanın önüne geldi.Sırmalı görevli yarı beline kadar eğilerek Vedlor’u içeriye davet etti, kendisi dışarıda kaldı. Masa başında oturmakta olan birisi Vedlor’un içeri girdiğini görünce saygıyla ayağa kalkıp, koltuklardan birine buyur etti. Orta boylu, bir hayli yakışıklı, güler yüzlü bir adamdı.Kırk yaşlarında görünüyordu. Vedlor adamın genel sekreter gibi bir görevli olduğunu düşünürken o kendini takdim etti:

         - Ben Ramin..Sayın imparatorun hizmetkarlarından biriyim. Huzura kabul edilinceye kadar size hizmet edeceğim.

         Vedlor”Benim için mahzuru yok” anlamında gülerek başını salladı. Adamı önce androit sanmıştı ama onlar bu kadar sıcak kanlı olmayı beceremezdi.Kendisi gibi kanlı canlı bir insandı bu adam.

         -Ne içersiniz sayın senatör? Diye sordu yumuşak bir sesle.Vedlor duraksamadan:

         - Misafirlere genellikle ne veriyorsunuz ondan. En iyisi olduğuna eminim.

         - Öyleyse size özel bir meyve suyu kokteyli vereceğim. Merak etmeyin taze sıkılmış olup, son derece doğaldır.

         Biraz sonra getirilen kokteyli, içerken Vedlor adeta mest olmuştu. Nelerden yapılmıştı bu içecek acaba? Her yudumda insanın iliklerine işleyen bir dinginlik yayıyordu.

         -Çok uzaklardan getirilmiş galiba? Hiç böylesini tatmamıştım, dedi Vedlor, bardağından son bir yudum daha alırken.

         - Orijinleri çok uzaklardan ama biz onları dışarıda gördüğünüz bahçede yetiştiriyoruz, dedi Ramin zarifçe gülerek.

-Dönüşünüzde birkaç paket veririz.

-Teşekkürler Ramin ama ben fidanlarından da isterim.Erran’da biz de onlardan yetiştirsek fena olmayacak.

-İmparator hazretlerine söylersiniz.Size seve seve o fidanlardan verir.

-İmparator şanslıymış.Senin gibi bir hizmetkarı var.

Ardından da Erran’da yaşadıkları tüm problemleri, o fedederasyon amiralinin sömürge valisi gibi gezegene gelişini, teknolojik gelişime asla izin verilmediğini tek tek anlattı Ramin’e. En sonunda da içten bir gülümsemeyle:

- Burada ne kadar kazanıyorsun bilmem ama benimle Vira’ya gelirsen sana açık çek verebilirim, dedi Vedlor.

- Üstelik bir hizmetkar değil, önde gelen saray görevlilerinden biri olursun. Çünkü gezegenimizde halletmemiz gereken bir sürü sorun var.Senin gibi akıllı insanlara çok ihtiyacımız olacak.

Ramin sürahiden Vedlor’un bardağını doldururken:

- Bunu da imparator hazretlerine iletin sayın senatör, dedi.

- Eğer izin verirlerse sizinle birlikte gelirim.

Tam bu sırada kapı vuruldu ve sırmalı görevli içeriye girdi.Saygıyla eğilerek:

-Sayın senatör, buyrun..İmparator hazretleri sizi bekliyor, dedi.

Vedlor dışarı çıkarken Ramin’e dönerek:

- Dediğimi unutma Ramin, diye konuştu, Seni imparatordan isteyeceğim.

İmparatorun makam salonuna girdiklerinde gerçek bir bayan sekreter tarafından karşılandılar. Sekreter biraz oturmasını, imparatorun biraz sonra kendisini kabul edeceğini bildirirken, sırma elbiseli seygıyla selam verip dışarı çıkıyordu.

Aradan beş dakika kadar geçmemişti ki sekreter impartorun kabule hazır olduğunu söyledi. Erran gezegeninin tecrübeli yöneticisi Vedlor, biraz heyecanlı bir şekilde kabul salonuna girdi.İlk gördüğü şey pencerenin kenarında durmuş,dışarısını seyreden bir adamdı.Salonda başka kimse olmadığına göre imparator buydu demek..

İmparator dışarıdan bakışlarını çekip, içeri girene baktığında Vedlor şaşkınlıktan adeta küçük dilini yutacaktı.Dudaklarından gayri ihtiyari:

- Ramin..Siz..Ama sayın imparatorum..

İmparator yanına kader gelip elini sıkarken:

- İkisi de doğru, dedi zarif bir gülümsemeyle.

-Adım Ramin’dir.Ayrıca yeni imparator da benim.

Vedlor yüzüne ani bir sıcak dalgasının çarptığını hissetti. Çok kısa bir süre önce koskoca galaksi federasyonu imparatoruna iş teklif etmişti çünkü.

-Affedin sayın imparator, dedi, Siz olduğunuzu bilemezdim.

İmparator bu defa kahkahayla gülerek:

- Bu zaman zaman bazı dostlarımıza yaptığımız küçük bir şakadır.Sizi üzdümse hoş görün.

Ardından da mükellef masasının hemen önündeki misafir koltuğunu gösterdi.

Biraz sonra Vedlor imparatorla konuşup, bir şeyler içerlerken son derecede samimiydiler. Hatta gezegenin sorunlarını anlatmaya kalktığında imparator yeni bir kahkaha daha atarak:

-Biliyorum, dedi, Demin Ramin’e anlatmıştınız.

Kalkma zamanı geldiğinde imparator açık yüreklikle düşüncesini söyledi:

- Size her zaman yardım edeceğim.Ancak benim de senatoya karşı sorumlu olduğumu biliyorsunuz.Onların iradesi dışında bir şey yapmam mümkün değil. Yalnız şuna emin olun ki, eski nahoş olaylar artık yaşanmayacak.Çünkü ben bütün galakside özgürlük,barış ve adalet istiyorum.

Vedlor imparatoru eğilerek selamladı.Dışarı çıkarken Erran’a davet etti onu.Daveti memnuniyetle kabul edilirken:

- Bu benim için de çok güzel bir deneyim olacak, dedi imparator.

-Çünkü Erran’ın galaksinin en sakin köşelerinden biri olduğunu biliyorum.

Vedlor sırmalının eşliğinde saray koridorlarından çıkışa doğru yürürken etekleri zil çalıyordu adeta. Hayatında gördüğü en zarif insanlardan biriyle tanışmıştı çünkü. Üstelik bu insan koskoca ”Andromeda galaksi İmparatorluğunun” da başıydı.

Bunca sıkıntı dolu yıllardan sonra misli görülmemiş bir özgürlük ve barış döneminin başlayacağına emindi artık.

.............

Son Söz: Samimiyetle söyleyeyim ki, ikinci bölümünü okuduğunuz bu öykü; bilim kurgu öykü edebiyatının en iyilerinden biri sayılabilir. Belki imzamı atmasaydım Asimov veya Arthur Clarke tarafından yazılmış denebilirdi. Ancak  yerli bir bilim kurgu yazarı olduğumuz için "Yerli ve milli" bile olamıyoruz. Yazdıklarımız kahredici bir ilgisizlik ve aldırmazlığa mahküm. Bir ülkenin gelecekte bir iddiasının var olabilmesi için olmazsa olmazlardan biri olan "Bilim Kurgu" bizde tam anlaşılmayı bırakın, ne olduğu bile bilinmiyor.Ve biz bu bilinmezde akıntılara karşı kürek çekmeye çalışıyoruz..

 

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..