Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

VUCA yılı 2017

VUCA yılı 2017
 

VUCA terminolojisi


Yakın zaman önce iş dünyasına az biraz giren ancak insanı çevreleyen koşulları, hayatın akışını ve getirdiklerini tanımlamak için özellikle askeri alanda kullanılan bir terim var; VUCA.

V – VOLATILITY, yani hayatın iniş çıkışlarından oluşan DALGALANMA

U – UNCERTAINTY, yani BELİRSİZLİK

C – COMPLEXITY, yani KARMAŞIKLIK

A – AMBIGUITY, yan, BİLİNMEZLİK

Hayat da böyle değil mi dostlar?

Zıtlıkların dansına sahne olan kainatta her şey zıt kutuplar arasında gelip gidiyor. Hayat bir okyanus ise, bizler de bu okyanustaki dalgaların üstündeki köpükleriz. Bir varız, bir yokuz bu gelip geçici, fani, değişken alemde. Hatta köpüğün üstünde dans ettiği dalgalar bile gelip geçici ve fani.

Her şey ama her şey beşer için bilinmez, belirsiz ve karışık. Sadece mutlak Yaradan için her şey bilinir, net, tam ve bütün.

Peki tüm bu beşeri tiyatro niye?

Okyanustaki tüm dalgaların tekamülü bu zıtlıklar ile oluyor. Hepsi bir tiyatro aslında. Damla ile sembolize ettiğim ölümsüz ruhun beşeri bedende tekamülü için bir sahne tüm kainat. Her damla kendi kabı içinden sıyırılıp ana kaynağa döneceği an için yanıp tutuşuyor ve tüm bu oyun O’na dönmek için. Mevlana’nın Mesnevi’de “Ney’in Hikayesi” ile anlattığı gibi.

İşte bu tiyatro sahnesinde yeni bir yıla daha girdik. Ve işin ilginç yanı şahsen ben tüm Dünya’da bu denli dalgalanmanın, belirsizliğin, karmaşanın ve bilinmezliğin olduğu bir yıl görmedim. Tüm Dünya bir değişimin eşiğindeymişçesine bildiğimiz her şey değişiyor.

İşte bu yüzden VUCA kelimesi bana 2017 yılında Dünyamızın içinde bulunduğu değişimi tanımlamak için çok anlamlı ve yalın geliyor.

Ekonomik ve ekonomik parametreler değişiyor. En ünlü ekonomi profesörü bile ne olacağını kestiremiyor. Global piyasalarda dolar kuru çıldırmış durumda. Petrol ve altın fiyatları bildiğimizden farklı şekillerde değişiyor.

Sanayileşmiş ülkeler gerek söylemler, gerekse Endüstri 4.0 gibi stratejik dökümanlarla üretim altyapılarını BRIC ve diğer düşük maliyetli ülkelerden kendi ülkelerine kaydırmaya başlıyorlar.

3D printerlar, yenilenebilir enerji kaynakları vs gibi trendlerle üretim altyapısının doğudan batıya kayma sürecini destekleyecek teknolojik gelişmeler hızlanıyor.

Dünya’da ülkeler arası refah ve gelir dağılımı her geçen yıl zengin ile fakirin arasındaki makası daha fazla açan bir şekilde daha dengesiz paylaşılıyor. Bu da mutluluk ile mutsuzluk arasındaki uçurumu artırıyor.

Hız-haz-tüketim sarmalında dünya malına, arzu ve ihtiraslarına her geçen gün daha fazla bağımlı olan modern insan, “bilen insan” yani “homo-sapiens” ismini hak etmek istemezmişcesine, kendini bilmez, haddini bilmez davranıyor. Kendi ruhundan kopuyor. Kendini unutuyor.

Tüm modern bilim, felsefe, sanat ve edebiyatımıza rağmen ülkeler ve kültürlerarası fikir ve görüş farklılıklarının daha fazlalaştığını görmemek mümkün değil.

Tüm bu teknolojik gelişimimize ve elde ettiğimiz teknolojik imkanlarına rağmen hakikaten daha mutlu mu modern insan?

Refah demek mutluluk mu demek acaba?

Çince'de kriz kelimesi hem problem hem de fırsat anlamına gelirmiş.

Dilerim, tüm bu dalgalanma, belirsizlik, karmaşa ve bilinmezlik yakın zamanda durulur, güzellikler ve refah her Dünya vatandaşı için artarak, sevgi, barış, karşılıklı hoşgörü ve şefkat tüm Dünya’ya daha fazla yayılır.

 

Sevgiler,

Kenan Kolday

 

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

https://instagram.com/naacel/

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..