Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Vejeteryanlık ve sağlıklı beslenme

Vejeteryanlık ve sağlıklı beslenme
 

 ‘’VEJETERYANLIK’’  nedir? Artıları ve eksileri nelerdir?

Yarı bilimsel, yarı sohbet havasında masum görünen fakat gerçekte, halk sağlığı üzerinde ciddi sorunlar oluşturma potansiyeline sahip bu olgu üzerinde biraz bilgilenelim diyorum.

Öncelikle aşağıdaki tabloya bir göz atıldığında konunun ne kadar farklı bir hal aldığı zaten görülecektr.

 

 

Sığır, koyun ve diğer kırmızı etler

Kanatlı etleri

Balık ve diğer deniz ürünleri

Yumurtalar

Süt ve süt ürünleri

Tahıllar, baklagiller ve sebzeler

Meyveler

Omnivor

?

?

?

?

?

?

?

Yarı vejeteryan

 

?

?

?

?

?

?

Polo-vejeteryan

 

?

 

?

?

?

?

Pesko-vejeteryan

 

 

?

?

?

?

?

Lokto-ovo-vejeteryan

 

 

 

?

?

?

?

Ovo-vejeteryan

 

 

 

?

 

?

?

Vegan

 

 

 

 

 

?

?

Fruteryan

 

 

 

 

 

 

?

Neden vejeteryanizm; sorusunun farklı sebepleri olabilir ama bu sebepler konunun tamamına ait sonucu değiştirmez.

İyi planlanmamış bir vejeteryan diyeti sonucu; protein, demir, çinko, kalsiyum, B1, B12 vitaminler ve enerji yetersizlikleri olabilir.

Bunlara bağlı olarak, kansızlık, sinir sistemi bozuklukları, kemik doku rahatsızlıkları, konsantrasyon bozuklukları, zihinsel faaliyetlerde yetersizlik, uyuşukluk ve daha bir çok rahatsızlıklara ve htta hatta ölüme neden olabilir.

O yüzden; bugün ki biyokimyasal sohbetimiz, ‘’VEJETERYANLIK’’ gerçeği üzerine olsun istiyorum.

Yarı bilimsel, yarı sohbet havasında masum görünen fakat gerçekte, halk sağlığı üzerinde ciddi sorunlar oluşturma potansiyeline sahip bu olgu üzerinde biraz bilgilenelim diyorum.

Vejeteryanlık, kelimesi hemen herkesin bildiği ve et yememek olarak tanımlayabilecekleri bir kavram.

Son yıllarda, başta üniversiteli kız öğrenciler olmak üzere, ülkenin tamamında yayılma eğilimi gösteren ve aslında toplumun genel sağlığını etkileyen, hayvansal gıdaların tüketimine sınırlama  veya kısmen kısıtlamalar getirme eğilimin gittikçe arttığını görüyoruz.

Besin Kimyası dersinde, hemen hemen her sınıfta konuyu anlatırken sorduğumda bir ya da daha fazla kız öğrencimin elini havada gördüğümü biliyorum.

Ve yine şunu biliyorum ki, bugün tatil köylerinde, bugün uçak menülerinde bile vejeteryan diyet varsa konunun ciddiyetle ele alınması ve halkın bu konuda doğru bilgilendirilmesinin zamanı da çoktan gelmiş ve geçiyordur diyorum.

Öncelikle beslenmek son derece önemli bir kavramdır bu konuda anlaşalım.

İnsan kuru ağırlığının yarıdan fazlasının protein dediğimiz makro molekül gurubundan oluştuğu ve bu molekülleri vücuda almak için daha çok et, süt, yumurta gibi hayvansal kaynakları kullandığımız düşünülürse, vejeteryanlık seçiminin ne kadar önemli olduğu da kendiliğinden ortaya çıkmış olur.

Konuyu biraz açmak gerekirse; vücudumuz aşağı yukarı proteinden yapılmış bir biyolojik makinadır ve bu makinanın her parçasının belli bir yaşam süresi olup bu süre 1 sn de olabilir, birkaç yılda. Ama mutlaka yenilenir ve bu yenilenme işi de, beslenme yoluyla vücudumuza aldığımız, proteinler ve diğer besin gurupları ile olur. Yani bir insanın hiç protein almadan yaşamını sürdürebilmesi mümkün değildir. Kendini yenileyemez.

Saçından tırnağına, bazı hormonlarından, kaslarına kadar protein olan insan protein girdisinin ana vanasını kapatırsa yaşaması beklenemez.

Yine; ‘’ama bitkisel proteinler var’’, itirazlarını duyar gibi olsam da diyorum ki; öncelikle bir proteinin besin olarak kalitesi protein yapımında kullanılan ve yaklaşık yarısı vücutta sentezlenemeyen 20 temel amino asidin kaçını içermesi ile hesaplanır ki, mesela süt kazeini bu 20 amino asidin tamamını içerdiği içindir ki ideal bir proteindir. Yine yumurta proteinleri ve etteki proteinler de öyle.

Ama böyle bir bitkisel protein tanımlı değildir maalesef.

O yüzden bir besin, düşük kaliteli bir protein içeriğini çok fazla içerse de mesela, kollogende olduğu gibi, onun vücuda doğrudan bir katkısı olmaz.

Yine biyoyararlanım diye bir şey vardır ki, vücut hayvansan gıdaları çok daha kolay ve yüksek verimle sindirip dönüştürür. Ama bitkisel proteinlerin sindirim hızı yavaş, biyoyararlanım düzeyi hayvansal gıdalara oranla düşüktür. Vücudun sentezleyemediği çok önemli bazı amino asitler ve vitaminler sadece hayvansal gıdalarda bulunur.

Yani ekmekte bulunan protein miktarı teorik olarak süte eşit olsa bile, arada çok ciddi bir kalite ve yararlılık farkı vardır.

Saf ipekten bir bluzun ya da saf yünden bir kazağından hemen hemen tamamı proteindir, ama besin olarak bir değeri yoktur.

O yüzden toplam protein üzerinden, esensiyal yani vücutta sentezlenmeyen temel amino asit içeriği hesaba katılmadan mercimeği, ete eşitlemek gerçekçi bir tablo oluşturmaz.

Özetle diyorum ki, son yıllarda hayvansal gıdaları dışlayan, bunlarla beslenmeyi eğitimsizlik, kültürsüzlükle eş tutup aşağılamaya çalışan, vejeteryanlığı adeta modernlikle eşleştirmeye çalışan bu bilinçsiz ve bilgiye dayanmayan anlayış son derece tehlikeli ve yanlıştır.

Doğada, insan dâhil birçok canlı, yaşamının ilk evresindeki yavrusunu sütle besler ki bu örnek bile hayvansal ürünlerin kullanımını tamamen reddetmeye çalışan bu eğilimin ne kadar yanlış ve doğallıktan uzak bir beslenme modeli olduğunun bir kanıtıdır.

Kimse kendi doğasına, kendi sağlığına zarar veren bir beslenme anlayışını benimseyere, ne daha modern ve kültürlü olabilir ne de sağlıklı ve uzun ömürlü yaşayabilir.

Günübirlik akımlarla, bilmediği konularda ahkâm keserek, bu tarz eğilimlere giren insanlarla özellikle medya yoluyla hemen her gün izlemekteyim. Kendi sağlıklarını riske etmek bir yana, yanlış birer rol model olmalarını da ayrıca sakıncalı bulduğumu söylemek isterim.

Süt ve süt ürünlerini, et gurubunu veya her hangi bir besin gurubunu tümüyle reddeden bir beslenme anlayışı bana göre yanlıştır.

Bu demek değildir ki, ağırlıklı bunlara yönelelim.

Önerim her zamanki şey olacak.

‘’Hayatın özünde denge vardır’’.

İlaç zehir arasında farkın dozajda olması gibi abartmadan, ihtiyaçlarınız doğrultusunda yediğinizde zaten kilo sorunuzuz olmayacaktır.

Kendi doğamızın, kendi bedenimizin ihtiyaçlarını reddederek daha sağlıklı olmamız mümkün değildir efendim.

Seçimlere saygımız olmakla birlikte, insan sağlığını etkileyen bu akımı onaylayıp, kişisel seçimdir deyip geçiştirmemiz mümkün de değildir, doğru da değildir.  

Daha sağlıklı bir toplum için, VEJETERYANLIK kavramı devlet eliyle yeniden gözden geçirilmeli ve halk bu konuda, konunun gerçek uzmanlarınca kesinlikle bilgilendirilmeli diyorum.

 

Saygılarımla…

 

Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir

17.07.2014

Muğla

 
Toplam blog
: 130
: 1375
Kayıt tarihi
: 08.04.14
 
 

Muğla Üniversitesinde Prof. Dr. olarak çalışmaktayım. Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkez..