- Kategori
- Gündelik Yaşam
Velhasıl "Yaşlılık" Zor Zanaat...
Yaşlanıyoruz…
Sadece bizim yaşlanmamızla bitmiyor ; yaş ilerledikçe dostlarımız ile konuştuğumuz konularda daha bir “yaşlılık” ile ilgili oluyor . Ailemizde bakıma muhtaç hale gelmeye başlayan sevdiğimiz aile büyüklerimiz ; sorunlar, günlük hayatın içerisinde üzerimize almak zorunda kalmaya başladığımız sorumluluklar gün geçtikçe daha bir sohbet ve dertleşme ana konusu haline gelmeye başlıyor.
Bir yandan sorumlulukların çoğalması öte yandan zamanında son derece aktif, biliçli ve kendi kendine yetip de artabilen aile büyüklerimizi tabiri caizse resmen “ikinci bebekliklerini” yaşarken görüyor olmanın getirdiği üzüntü ve çaresizlik duygusu. Onların çoğunlukla ne hissettiğini , hangi beklentiler ve hangi farkındalıklar içerisinde bu günlerini yaşadıklarını anlayamıyor olmanın getirdiği kalp ağrısı.
Belki de korkuyoruz ; onlara bakarken kendi geleceklerimizi görüyor olma ihtimalinden. Ana – baba olarak yaşlanmak ve çocuklarına “yük” olmaya başladığını düşünmek ayrı bir sıkıntı ,çocuk olup tam kendi yaşlılığını geciktirmeye çalıştığın sıra ana- babana bakmaya çalışmak, kendi evini zor derleyip toparlarken onların hizmetini yapmaya çalışmak çok ayrı bir sıkıntı. Bir de tabi benim gibi çoluğu çocuğu olmayan kısım var; tüm bu görüntülerden sonra “ ya aklımı aniden kaybedersem ve yapayalnız bir evin içinde kalırsam !” korkusu. Maalesef bazı şeyler kaçınılmaz yaşamak zorundayız. Hangi rolde olursak olalım sorular , sorumluluklar ve vicdan muhasebeleri çok fazla….
Bu gün devlete ve özel kurumlara ait bir çok bakım evi ve huzurevleri var. Gidip gezdiğiniz zaman , (hangisine gitmiş olursanız olun) gülümseyerek metanetle girmiş olduğunuz yerden inanın ağlayarak çıkıyorsunuz. Sevdiklerinizi orada görmek istemiyorsunuz çünkü , dahası kendinizi görmek istemiyorsunuz . Bunun sebebi orada onlara " kötü davranılıyor" ve ya "istismar ediliyor olmaları" değil, aksine bir çok bakımevi ufak birer hastane görünümünde hemşiresi,doktoru, psikoloğu ile. Bunun sebebi o çaresizlik , çözümsüzlük duygusu. Sadece tek bir şey teselli ediyor sizi ; sorunlarınızla şu dünyada yanlız olmadığınız , aksine herkesin aynı sorunları , vicdan muhasebelerini yaşıyor olduğu gerçeği.
Zor çok zor…..
Bu yazımı nereye bağlayacağımı düşünüyorum şu an. Aslında bağlanacak bir yer de yok sanırım . Olasılıkla günü geldiğinde en mantıklı ve sağlıklı kararları vereceğiz hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için. Ve “oraya gelinceye” kadar “ kendimize KESİNLİKLE iyi bakalım”.