Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '14

 
Kategori
Kitap
 

Yalnız İnsanlar Sokağı

Yalnız İnsanlar Sokağı
 

Yalnız İnsanlar Sokağı


Yalnız İnsanlar Sokağı, aynı adlı edebiyat içerikli Facebook sayfasından yola çıkılarak yıllar sonra bu sayfa adına çıkartılan bir öykü derlemesi...

Arif Çıplak, Yalnız İnsanlar Sokağı Facebook sayfasının yöneticisi ve kitaptaki öyküleri büyük bir özveriyle derleyen kişi. En büyük hayalini gerçekleştiriyor ve yaşayan ünlü, birbirinden değerli kalemlerin ‘’yalnızlık’’ temalı yazılarıyla bu eserde buluşmalarını sağlıyor.

Altay Öktem, Ataol Behramoğlu, Betül Tarıman, Cezmi Ersöz, Ece Temelkuran, Gültekin Emre, Hakan Bıçakçı, Haydar Ergülen, Kadir Aydemir, Lale Müldür, Mine Söğüt, Neşe Cehiz, Sina Akyol, Sunay Akın, Yelda Karataş, Yılmaz Odabaşı.

 Ve çoğu öykü olmak üzere toplam yirmi adet birbirinden lezzetli  yazı.

İşte  Yalnız İnsanlar Sokağı’ nın sakinleri bu yazarların kahramanlarından oluşmakta. Kimi yazar da bu sokağın sakinlerinden birinin bizzat kendisi olduğunu açıkça beyan ediyor.

Günümüzde ‘’yalnızlık’’ duygusunun insanları her dönemdekinden daha fazla kıskacına almış olduğunu düşünürsek kitabı okumak isabetli bir seçim olur diyebiliriz.

Bu öykülerin kimileri yalnızlığın kıyısından geçerken kimileri alabildiğine derinlerine gömülmüş. Okuduğunuz yazının kahramanı ne denli yalnızsa okurken o denli ıssızlaşıyorsunuz siz de.

İlk eserin yazarı, sokağın ilk yalnızı Altay Öktem. ‘’Hepimiz Yalnız Olduğumuz Kadar Yalnızız Aslında! ‘’ adlı yazısında ilginç bir benzetmeyle açıklıyor yalnızlığı:

 ‘’Herkes kendini tatmin ediyor. Eliyle ya da başka bir uzvuyla... Hiç kimse, şöyle etraflıca, detaylı biçimde farkında değil kendinin. ‘’ diye söze başlayan yazar, yalnız olmadığını sananların ise kendilerini başkalarıyla tatmin ettiklerini söylüyor.

‘’Bilmezler yalnız yaşamayanlar/ Nasıl korku verir sessizlik insana ‘’  Orhan Veli’ nin dizeleriyle başlayıp; ‘’insanın kendine mektuplar yazması / ve dönüp dönüp onu okuması/ yalnızlığın da ötesidir. ‘’ Özdemir Asaf’ a kadar şairlerden verilen yalnızlığın ürkütücü boyuttaki örnekleri dikkat çekiyor.

‘’Asıl yalnızlar, yalnızlığı bir stil olarak üstüne yakıştıranlardır. Onların yalnızlığı sakil değildir. ‘’ cümleleri değişik bir bakış açısı getiriyor yalnızlık kavramına.

Ve...  ‘’Hiç kandırmayalım kendimizi. Hepimiz yalnız olduğumuz kadarız aslında. ‘’ diyerek yazısını sonlandırıyor Altay Öktem.

Cezmi Ersöz, ‘’O Ses ki, Kendi Kanına Batmış Bir Hevestir. ‘’ adlı öyküsünde, babasıyla hastalıklı bir aşk yaşamış olan bir hayat kadınına âşık erkeği anlatırken insanın yaşamdaki yalnızlığı üzücü ve ürkütücü bir kerteye ulaşıyor.

Ece Temelkuran... Kadın-erkek ilişkilerini özellikle kadınlar adına ustalıkla işleyen yazar... Uzun yıllar süren birlikteliklerin bitimindeki yalnızlığı nasıl da etkili, kısa ve öz dile getirmiş.

 ‘’Tek kanıtı onca yılın, bir tek eşya oluyor. O eşyalar ve o eşyaların boşluğu olmasa sanki kanıtlayamazsın kendini onca yılın sonradan bir serap olduğu ortaya çıkan bir hikâyeyle geçtiğini, geçip gittiğini... Neyse ki rüyaydı değil mi? Uyandığımızda hepsi bitiverdi. ‘’ diyerek, geçmişi aynı gerçeklikle hatırlamamanın bir şans olduğunu dile getiriyor.

Gültekin Emre, otobiyografi tarzında dile getirdiği kendi yalnızlığını, samimi ve hoş bir tarzda yansıtmış okurlarına... Çocukluk döneminde ve gurbet yıllarında olmak üzere iki parça yalnızlığı var onun da.

Ünlü şairlerin yalnızlık dizeleriyle çeşitlendiriyor yazısını:

‘’Yalnızlık paylaşılmaz/ Paylaşılsa yalnızlık olmaz. ‘’ *Özdemir Asaf

‘’Yalnızın odasında/ İkinci bir yalnızlıktır/ Ayna’’  *Özdemir Asaf

‘’Yalnızlık gittiğin yoldan gelir. ‘’ *Oktay Rifat

‘’Yalnızlık bana yasak. ‘’ *Oktay Akbal

Ve öykünün son cümlesiyle Gültekin Emre, bir dize de kendisi yazmış sanki:

‘’Yalnızlığı nakışlayan şiirler antolojisi yapıldı mı acaba? ‘’

Ya, Ahmet Hamdi Tanpınar’ ın ‘’Yaşamak, başkaları tarafından muhasara altına alınmak, yavaş yavaş boğulmaktır. ‘’ sözünden yola çıkan Hakan Bıçakçı’ nın öyküsü!...

Yaşadığı  bölgenin tamamında elektrikler kesikken bir tek kendi evinde olmasından yola çıkıyor yazar. Tek kişinin aydınlığının da nasıl huzursuzluk verici olup yalnızlık getirebileceğini ne de güzel anlatmış. Ne de hoş çeşnilendirmiş bu amansız kavramı.

Sina Akyol’ un artık işlevini yitirmiş evlilikleri karşısında karı-koca ortak bir kararla evlerini nasıl ayırdıklarını anlatıyor. Kendi yaşam öyküsünden bir kesitin yansıtıldığı bu öyküde yalnız yaşama atılmış adımların izlerini sürüyorsunuz.

Huzur arayışıyla seçilmiş, bilinçli bir yalnızlığın öyküsü bu. Hem çekinceli hem çekici...

Sunay Akın’ ın alışılmış tatlı üslubuyla yazdığı İstanbul tarihi öykülerinin yalnızlıkla bağdaştırıldığı yazısı, Haydar Ergülen’ in gerçekten kimsesiz insanları ve sokak hayvanlarını ele aldığı somut ve gerçekçi yalnızlık teması taşıyan yazısı ve diğerleri...

Yalnız İnsanlar Sokağı, aslında sembolik bir yalnızlık antolojisi... Hüzün veren ve hayat tarafından acımasızca dayatılmış yalnızlıkların yanı sıra, huzur veren, seçilmiş ve farkındalıklı yalnızlıkları da okuma şansı bulduğunuz bir eser.

 
Toplam blog
: 28
: 1805
Kayıt tarihi
: 31.07.13
 
 

İ.Ü Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ..