Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '15

 
Kategori
Deneme
 

Yaşamak

Yaşamak
 

Bazen yaşadığım şeyleri düşünürüm. Ara sıra yaparım bunu. Şu 22 yılda bile ne çok şey yaşanmış. İleride neler olacak? Düşünürüm. Bazen çok isterim bir şeyi. Olsun diye çabalarım, sonuna kadar gelirim ve görürüm ki oldu olacak vazgeçerim.

Bunu neden yapmışımdır ya da neden bu konu hakkında yazma ihtiyacı duyuyorum şuan bilmiyorum.

Gerçekten çok istemiş olsam gerçekleştirir miydim ya da bir anlık hevesler miydi bunlar? Bunu da bilmiyorum.

Bildiğim tek şey varsa o da çok ama çok sıkıldığım... Hayattan da sıkılıyorum ara sıra.

Sonra da bu düşüncelerimi fazlasıyla lüks bulup kendi kendime saçmalama diyorum. Hastanede çalışıyor olmak hayatta daha büyük sorunların da olduğunu gösterdi. Son derece duygusal biri olduğumdan hastanede asla çalışmam demiştim ve hayat beni yine "büyük konuşma" diye uyardı. Ben bu uyarıyı dikkate alıp büyük konuşmayı bırakır mıyım? -Hiç zannetmiyorum! Bu durum beni rahatsız edene kadar bu yönüm devam edecek.

İnsanız. Hatalarımız olacak, pişmanlıklarımız... Büyük konuşacağız, büyük konuştuğumuz için üzüleceğiz. Acı çekeceğiz, hatta acıyı dibine kadar çekeceğiz ki biz "biz" olabilelim.

Şuan öyle bir psikoloji içerisindeyim ki geçmişimi düşünüp, bu neden böyleydi ya da neden böyle yapmadım diyerek kendimi sorguluyor acı çekmek için kendimi adeta zorluyorum. Duygusal mazoşizm bu olsa gerek. Acılarımı tazeliyor kendi kendimi üzüyorum. Fakat dedim ya bu ara sıra olan bir durum pek de ciddiye alınası değil... Yaşamanın ne denli kıymetli olduğunu biliyor, yazımı güzel bir şiirle sonlandırıyorum.

Sevgiler,

 

Yaşamaya Dair


Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
                       bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
                       yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
                        beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
                                    insanlar için ölebileceksin,
                        hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
                        hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
                        hem de en güzel en gerçek şeyin
                                      yaşamak olduğunu bildiğin halde. Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
           hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
           ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
                                      yaşamak yanı ağır bastığından. 
 

Nazım Hikmet

 
Toplam blog
: 40
: 372
Kayıt tarihi
: 09.09.14
 
 

Balıkesirliyim. Kocaeli Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde lisansımı, Marmara Üni..