Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yaz bitti...

Yaz bitti...
 

Bu ‘yaz tatili’ sizin açınızdan nasıl geçti? Bazıları izin alamadı ya da birkaç gün izinle yetinmek zorunda kaldı. Bazıları bulunduğu şehri bekledi en son gülenlerden olmayı tercih ettiler.

Ben de bu sene iş dolayısıyla en son tatile çıkanlardanım. Denizin keyfine varmak isteyen yanım bir taraftan diğer taraftan aile içi rahatsızlanmalar, hastane ve deniz arasında gidip gelmeler... Arada bunalmalar ama sıcaktan değil. O uzun ve yoğun kışın ardından bende, bir de telaş başlamıştı. Hiçbir şey yapmadan oturmak isteyen yanım, beni çalışmaya iten diğer parçam…

Balkonumuzda günlerce büyümelerini beklediğim her tarafın pislikten geçilmemesine rağmen temizlemeye üşenmediğim, kuş yumurtalarına kıyıp atamadığım günler…

Kuşlardan birinin ayağı çok uzundu, bir arkadaşıma sordum- bu ayak nasıl toparlanacak? Daha o bebek, dedi. Meğerse ayak doğuştan yada sonradan kırılmış. Çocuklar çok üzüldüler, yaralı güvercine… Sağlam kardeş annesi gelince bütün yiyecekleri ağzından alıyor ve bu bizim zavallı kuş aç kalıyordu. Biz oraya bir şeyler koyuyoruz yemeği beceremiyor. Derken mahalledeki veterineri arıyorum. Sağ olsun beni dinliyor ve şimdilik kalsın eğer onu yalnız bırakırlar ve anne kuş diğer kardeşle giderse getirin diyor. Sabah uyanıyorum yine arkaya düşmüş, onu bir bezle alıp( çünkü benim elimin kokusu bulaşırsa anne yanına yaklaşmazmış, tanımazmış) yerine koyuyorum. Kaç kez karton kutularını değiştiriyorum. Ve bir sabah uyanıyorum ki, anne ve sağlam kuş orada, yaralı kuş yerinde yok. Balkondan aşağıya bakıyorum. Yok. Kutuları çekiyorum yok…

Evdeki herkes çok üzülüyor. Eşim yuvayı bozuyor sinirinden.  Neden böyle yapıyorsun, diyorum. Ben onlara o yaralı kuş için göz yumuyordum, diyor. Şaşırıyorum içimden, temizliyor, hiçbir iz ve emare kalmıyor ortalıkta. Anne kuş sanırım onu bir tarafa attı. Öyle yaparlarmış… Evde hepimiz üzülüyoruz yaralı kuşun bu şekilde gidişine.

***

Tatil döneminde yaşça benden büyüklerle sohbet ediyorum. Onlarla zaman geçiriyor, hatta bazıları ile okey oynuyoruz.

Mutlu ve kendisiyle barışık olanlar var. Sağlık sorunları yaşayanlar ama şikayetçi olmayanlar yada hep sızlanıp dert yananları görüyorum.

70 yaşında bir ressam hanımefendi beni büyülüyor. Hem kişiliği hem de kendisi renkli bir hanım. Mor küpeler, kızıl saçlar, rengârenk ayakkabılar ve kahkahalarını unutamıyorum.

Sevdiğim bir insanın bir hayali yıllar sonra hem de bir sürprizle benim yanımda gerçekleşiyor. Havalara uçuyoruz sevinçten…

Saatlerce oturup serin bir yere yeşilin, mavinin içinde huzuru içselleştiriyorum.

Yakınların düğünleri oluyor, dünün çocukları şimdi gelinlikler içinde, günlerin su gibi aktığını görüyorum.

Bir aşkın küllerine tutunan o küllerde kendini yeniden bulan insanların yeniden varoluşlarına şahit oluyorum.

Yine annemi özlüyorum bu yaz… Ve onu belki Eylül’de görebilme umudu yüzümde kocaman bir tebessüme dönüşüyor.

Bir koca yaz geçti böylece… Herkesin başka bir biçimde… Kimi sıcaklardan şikâyet ederek, kimi mutlu, kimi mutsuz, kimi hasret, kimi hastalık ve kayıplar ve ben Eylül’ü seviyorum.

Şöyle bir kendimize çeki düzen vermenin vakti geldi… Kuş yuvaya döndü.

 

e-mail:belginturan@gmail.com

 
Toplam blog
: 439
: 512
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Lisansını Anadolu Üniversitesi/ İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi/ Sosyoloji Bölümlerinde “O..