Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '14

 
Kategori
Deneme
 

Yazar, ama ne yazar.

Yazar, ama ne yazar.
 

“Benden zeki bir seni gördüm ben.” Bu uzun zamandır görüşmediğim, görüşemediğim bir arkadaşımın öngörüsü. Gerçi bende öngörülük yaştayım ya tam 43 . Düşünün arkadaşlarım ile olan ilişkimi. Aslında birbirimizin hayatların da tam olarak ne olduğunu bilecek kadar yakın, ama aslında kişiliklerimizin temel taşlarını bilemeyecek kadar uzağız. Şimdi şunu düşünüyorum bunu derken acaba, bana hakaret etmek istemiş olabilir mi? Ya da, beni övmüş olabilir mi?

Sevgili arkadaşım, birisine çok kızdım, kızgınlıkla oturdum her yazar gibi yazı yazdım ki. Yazı yazmak bazen kendi kendine mastürbasyon yapmak gibi.  Doyuma ulaşmak, kendi içsel dünyamda, düşüncelerimi sıraya koymak  için buna ihtiyacım var. Bunu herkesle paylaştım, çünkü bir süre sonra yazı yazmak sadece yazmak ile kalmıyor maalesef ayrıca yazdıklarını herkes okusun istiyorsun, sende okusun dediklerim içindesin. Ve her zaman olumlu veya olumsuz eleştirilerini (olumlu olsun, lütfen baskı yok kesinlikle) bekliyorum.


Benden zeki bir seni gördüm ben de.

Dün biriyle tanıştım. Yazarmış. Hürriyet, Sabah, Milliyet ve iki gazete daha söyledi onlarda kitap-cafe eklerinde yazıyormuş. Şaşırdım. Çünkü 24 yaşında. Benim çocuk dediğim, ama kendinin çok şey yaşamış olduğunu iddia edecek bir yaş.  Ne kadar para kazandığını sordum. Yazarlıktan. Ben yazarım derken kendi adıma biraz utanarak söylüyorum bunu, çünkü gerçek yazarlara, insanlara ulaşmak için elinin altında internet, gazete vb bulamayan yazarlara haksızlık ediyormuşum gibi geliyor bana, -muş duygusu beni bırakmıyor. Küçümsemiyorum tanıştığım yazarı.. Belki yazdıkları çok güzeldir diye düşünüyordum, bu sefer konuşma şu minval üzerine devam edinceye kadar.

-- Hayır çok kazanmıyorum, ayda ortalama 1.000,00- 1.500,00-tl arası kazanıyorum. O yüzden şimdi öğretmenlik yapacağım dedi.

-- Ne öğretmenliği. Ortaokul dedim, öyle olmasını umarak.

-- Hayır ilkokul.

-- Ama ek formasyon alman lazım değil mi.

-- Gerek yok, eğer paralı dışarıdan ücretli öğretmenlik yaparsan gerek yok dedi.

-- Ama kuralların ne dediğin çok önemli değil. Sen hayata yeni başlayan 40 çocuğa okumayı öğreteceksin, üniversitede aldığın eğitim ile yapacağın iş arasında uçurum var, ve çok ciddi bir durum bu, insan hayatı senin elinde. Bu çocukların ilerideki okul hayatlarına bakışlarının ilk penceresi olacaksın, bunun özgüven ile ilgili yok, bu gerçek. Bilim gerçeği. Bunu yapabileceğini düşünüyorsan, ciddi sıkıntı var dedim.

-- O kadar kötümü gözüküyorum, yapamaz mıyım. Diye sordu.

Ben, sinirli, biraz kızgın cevapladım.

-- Eğer dünyada sen ve birkaç insan kalsaydı, insanlığın devamı için, o engin deneyimlerini anlatıp insanlığın kalanı için bir şeyleri yanlış bile yapmış olsan takdire değerdi. Ama şu an uzmanlaşmış insanların vermesi gereken eğitimi, sadece kendi hayatını yaşamak ve deneyimlemek için,sen vermeye kalkarsan çok yazık olur. Hem bu eğitimi alanlar için, hem yazarlık yapıyorum dediğin kariyerin için, sence öyle değil mi , dedim. 

Sadece kendim ve öğrenmek için yazıyorum. Kimse beni beğensin, beğenmesin çok önemli değil demek istiyorum ama önemli. Bütün insanlar için geçerli olan benim içinde geçerli.  Beğenilmek, çok beğenilmek istiyorum. Farklı şeyler söylüyor desinler benim için. Kendi gerçeğinin farkında desinler. Tarzı var desinler ama o kadar kolay değil bunlar. Ben şimdilik çıtayı çok yüksek tutmadan sadece kendim için yazıyorum, kendimi bilmek ve öğrenmek ve özgür olmak için. Yazdıkça özgür oluyorum.

Hayat bu. Gerçek, acımasız, alabildiğin kadar özgür. Katıksız bir hayat. Yalın.

Sevgilerimle AYRIK OTU 

 
Toplam blog
: 96
: 369
Kayıt tarihi
: 05.09.07
 
 

Size hikayeler anlatmamı beklemeyin, halen büyümek istemeyen birisiyim. Daha çocuk, daha yaramaz ..