Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '18

 
Kategori
Blog
 

Yazmanın Yaratıcılığı

Yazmanın Yaratıcılığı
 

Yazmak, yaşamaktır.


Klasik tanımı ile yaratıcılık, yeni ve bir şekilde değerli bir şey oluşturma olgusudur. Kişinin kendini anlatmasının değişik yollarından biridir. Sanat, bilim, yemek pişirme, dikiş dikme, bahçenin düzenlenmesi, çocuk yetiştirme, resim, yapı yapma gibi yazmada bir yaratıcılık alanımıdır? Yaratma eylemi sınırlar, normlar, moda, teamül, görenek, âdet, gelenek, örf ve törelerin ötesine geçebilmek cesaretine sahip olanların harcı mıdır?

Yaratıcılık, yeni daha iyi eserler ortaya koymayı arkasından sürükler. Peki, klasik anlamının dışında nedir Yaratıcılık? Bu kavram nasıl tanımlanabilir? Yaratıcılık için kesin bir tanımlama yapılabilir mi? Yoksa sadece ortaya konulan ürün özellikleri belirtilerek mi yaratıcılığın ne olduğu anlatılabilir. Yaratıcılık, insanın özündekini en iyi biçimde sunması mı, birikimlerini özüyle birleştirip bir senteze varması mı, yoksa eski veya yeni bir şeye anlam kazandırması mıdır?

Platon, yaratıcılık için yeni bir gerçekliğe yaşam kazandırmaktır, der. Rollo May ise, Yaratıcılığı bilinci yoğunlaşmış kişinin kendi benliği ile karşılaştırması olarak tanımlar. Charles Haanel, yaratıcılık için bizim adımıza çalışan, Akio Morita da, merakın yaratıcılığın anahtar olduğunu söyler.

Yaratıcılığın bir veya birkaç yönünü anlatabilir, ona hayran olabiliriz, ondan biraz da ürker, korkarız. İtici ve yönlendirici gücüne şaşar ama tam da ne olduğunu bilemeyiz. Herkesin dostu olan bu kavramı büyütüp nasıl geliştirebiliriz?

Kimi zaman içimizden geçenler parmaklarımızın ucunda kağıda ya da bilgisayara döküldüğünde, tüm esin perilerinin yüreğimize ve beynimize doluşup yaratıcılığımızı uyandırdığını, onu bileylediğini sanır, bu sanıya kapılıp tatlı bir coşku ile kendimizden geçeriz. Zira uydurularak yazılmış her şey bir yaratıcılık eseri değildir.

Her türlü yazının iyi olması için kapsamlı bir bilgi birikimine, geniş evrensel bir dünya görüşünün yanı sıra yaratıcılığa ihtiyaç vardır. Makale, şiir, deneme, öykü, roman, piyes, tiyatro, senaryo… Yazının hangi türü olursa olsun, yazarın etki alanının büyüklüğü, kuşakları yönlendirmesi yanında yazar, her türlü koşulda gerçeği gözlemleme ve söyleme, ifade etme sorumluluğu taşır. Yazarken alışkanlıklarımız, ön yargılarımız, kör inançlarımız, yanlış bilgilerimiz, stereotiplerimiz bizi sınırlandırır. Bu sınırları aşmak ise yaratıcılığımızı kamçılar. Başlangıçta umutsuz nüvelerin taşıdığı bir eylem olarak yazmaktan vazgeçmemeliyiz. Yazmak için yeterince cesareti, söyleyecek söz bulmalı, aydınlatacak karanlıkları görmeli, zalime karşı durmanın gücünü erdemini taşımalı,  yaratıcılığın mecrasından uzaklaşmamalıyız.

Dogmaları olan, güce tapınan, uşaklık ideolojisine sahip, özgürlüğün tadını bilmeyen, ahlakla ilişkisiz, adalet kantarının doğruluğuna inanmayan, düşüncelerine, ayaklarına, kollarına prangalar, zincirler takanlar bırakın yaratmayı yaşamayı bile beceremez. Hele özgürlüğün tadını almamış özgürlük ile yoğrulmamış kişiler ise atalet içindedir. Böyle edilgen biri, ölünün eylemsizliğinde yaşama sanısı içinde sadece biyolojik varlık, mutlu bir köledir ancak.

Bir çocuk gibi konuşabilmeli, bir deha gibi düşünebilmeli, tanrısal yanımızı geliştirip gün ışığına çıkarmak seçkin bir yazar gibi yazabilmeliyiz. “Hepimizin aynı fikirde olması iyi bir şey değildir. Yaratıcılığı ortaya çıkaran fikir ayrılıklarıdır.” diyor Aldous Huxley

Yaratıcı Yazma, bir anlamda hiçbir çıpaya bağlı olmadan özgürce yazabilmek demektir. En genel anlamıyla duyguları, düşünceleri, izlenimleri, hayalleri ifade etmektir.  Amaç, okuru bilgilendirmek değil, etkilemektir. Yaratıcı Yazma, içinde yüzdüğümüz sıradanlık kültürünün, konsolide olmuş toplulukların ya da kitlesel aidiyetin dışına adım atmamıza olanak sağlar.

Son sözü Osho’ya bırakalım; “Yaratıcılık, her ne yapıyorsan onu sevmektir, ondan keyif almak ve kutlamaktır; sanki varoluşun bir hediyesiymiş gibidir.”

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..