Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '15

 
Kategori
Üniversiteler
 

Yerleşkesiz(Genç)lik

Yerleşkesiz(Genç)lik
 

(Yazım tarihi: 10.05.2015)

Bu yılbaşına kadar Ankara, öncesinde İstanbul’da süren yaşamım, nihayet akademik kariyerime devam etme kararım nedeniyle doğup büyüdüğüm Nazilli’de geçici yerleşik yaşama dönüştü.  Yani benden kurtuluşun yok gibi NazilliJ En azından şimdilik…

Malum seçim önü ve vekil adayları, aday oldukları partiler adına vaatlerini sıralamaya başladılar. Her siyasi hareketlilik döneminde en hoşuma giden kısım da bu. Yurdum insanı bu vaatleri dinler, gerçekleşeceğine inanır, ama gerçekleşip gerçekleşmediğinin izini sürmez, sonra bir dönem kapanır, yeni dönemde yinelenmiş eski vaatlerle aslında çoktan seçilmişleri seçtiği sevinci ya da seçemediği hüznüyle yaşamaya devam eder. Sonra aynı filmi yine izleriz, izleriz, izleriz. Neyse, konumuz bu film de değil zaten.

Süregiden eğitmenlik sürecimde İsabeyli yerleşkesi öğrencileriyle kurduğum diyaloglarda dile getirdikleri yerleşke sorunlarını,  Aydın ili vekil adaylarının ve Nazilli halkının kayıtsız kalmayacağı inancıyla paylaşıyorum. Kendileri çok kıymetli zamanlarının yönünü, yaklaşık 8000 öğrencinin öğrenim gördüğü üniversite ADÜ İsabeyli yerleşkesine çevirirlerse, kendilerine k/oy olarak dönüşü de olabilir, önümüz yaz. Kim ikna eder ve seçilmeyi takiben kim yeniden kapılarını çalarsa öğrencilerin, elması kızarır. Malum birinci dönem bitince alışkanlık yapacak ve ikinci dönem hırsı başlayacak vekillerde. Yeniden seçilmek hırsı!

Bildiğiniz üzere yerleşke; yabancı kökenli kampüs sözcüğüne karşılık gelen ve “Bir üniversitenin genellikle kent dışında derslik, öğrenci yurdu gibi her türlü yapı ve etkinlik alanlarıyla toplu bir biçimde bulunduğu yer” olarak tanımlanan Türkçe kelime. Sadece üniversiteye giden öğrencileri değil, üniversitelere öğrenci gönderen ebeveynleri de yakından ilgilendiriyor bana kalırsa. Ancak konuyla ilgili alan araştırması yapmaya kalksam herhâlde: “Yahu tutturdu bir bölümü çok şükür, yerleşkesi batsın” tepkisi alabilirim. O yüzden ebeveynler başka bir yazının konusu olarak rafta kalsın şimdilik, biz öğrencilere kulak verelim Sayın Siyasiler ve Nazilli yerleşkesi sakinleri:

Güvenlik: Yerleşke giriş-çıkışlarında güvenlik personelinin kimlik sormaması tedirginliğe neden oluyor. Yabancılarla aynı yerleşkede olmak bir nevi her türlü saldırıya da açık olmak demek onların penceresinden.

Hijyen: Mescit tuvaleti hariç genel öğrenci tuvaletlerindeki temizlik malzemesi eksiklikleri, yoğun lağım kokusu, görsel kirlilik kullanım sıkıntısı yaratıyor. Sınıflarda da hijyen ve temizlik sorunu var (tabii öğrencilerin kullanım alışkanlıkları da göz önünde bulundurulduktan sonra aktarılan sorunlar bunlar).

Dış Çevre: Süren inşaatların tam olarak ne amaca hizmet edeceği bilinmiyor, gerek görsel gerekse zaten dar olan yerleşkede hareket kısıtı yaratıyor. Temizlenmeyen otlar, yeşermesi sağlanmayan bitkin, bıkkın çam ağaçları öğrencileri gölgesiz ve de yeşil alansız bırakıyor. Hayvanları seviyorlar, ancak köpek sayısındaki artış belli bir noktadan sonra ürkütücü hal alıyor. Lağım kokusu dış çevrede de yoğun bir şekilde duyumsanıyor ve rahatsız edici boyutta. Bahçede kazılmış alanlar var ve uzun süredir üzerleri örtülmemiş.

Bina ve sınıflar: Anfi sisteminde ön oturma sistemi ile arka masa sistemi arasındaki bağlantı nedeniyle, ön sıralar dolduruldukça arkada oturanların masaları yükseliyor, hareketlere hareketle eşlik ediyor. Bu da dikkat dağınıklığı, bedensel rahatsızlık olarak geri dönüyor. Binalarda daha sıcak ve öğrenciye yönelik renkler kullanılırsa en azından görsel açıdan mekânın benimsenmesine katkısı olacağı düşünülüyor

Sosyal Aktivite-Bilimsel Etkinlik Alanları: Spor alanları (voleybol, basketbol sahası vb.) ve spor/dans salonları yok. Konferans salonları yok. Öğrenci kulüpleri var gibi ama aslında yok, çünkü hangi kulüplerin olduğu ve bunlara nasıl üye olunacağı hakkında sayı ve içerik bilgisine erişemediklerini ifade ediyorlar. Var olan kulüplerin ise maddi desteksizlik nedeni ile verimli çalışmadığını düşünüyorlar. Bodrum katta az sayı ve çeşitte kitapları içeren bir kütüphane var ancak havasız, güneş almıyor ve kitap okuma ya da ders çalışmaya elverişli değil. Ayrıca sandalyeler de çok gürültü çıkaran cinsten. Internet bağlantısının ise öğrenci kapasitesi düşünüldüğünde yeterli olmadığı ifade ediliyor. Projeksiyon cihazlarının eski olması nedeniyle derslerde kullanım sınırlaması yaratıyor ve verim alınamıyor.

Yeme-İçme: Sadece B blokta kantin bulunuyor, ancak ders A blokta ise B’den ihtiyaç temin etme ve derse yetişmede sıkıntılar yaşanabiliyor. Daha önce kapı girişlerinde bulunan ve öğrencilerin ihtiyaç karşılamada pratik olarak yararlandığı kantinler zaman içinde kaldırılmış. Öğrenciler bu durumun yönetim ve ticari kaygılar nedeni ile olduğunu düşünüyor.

İletişim: Genel olarak sorunlarını aktaracak ve çözmelerine yardımcı olacak muhatap bulamıyorlar. İletişim kurmaya çalıştıklarında tersleme reaksiyonuna maruz kalıyorlar. Okulla ilgili gelişmelere dair duyurular öğrencilere yapılmıyorsa, yerleşkenin gerçek muhatabı aslında kim? diye soruyorlar.

Ulaşım: Nazilli’den sadece İsabeyli otobüsleri köylü garajından kalkmakta, dolayısıyla garaja yakın olmayan öğrencilerin yürüme mesafesi uzamakta. İsabeyli otobüsleri şehirlerarası yolculuk tasarımı nedeniyle günlük ulaşım ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Çünkü; ayakta bekleme alanı, koltuklarda tutma alanı yok. Ayrıca zemin-koltuk mesafesi az olduğu için ayakta geçen yolculuk tamamen işkenceye dönüşmekte.

Öğrenci kardeşlerimizin nihai amacı, başarıyla okullarından mezun olup bir an önce meslek hayatına atılmak elbette. İl ve ilçelerdeki üretim alanlarını daraltır, fabrikaları kapatırsanız elbette 8000 ve daha fazla öğrencinin çoğunun misafir olarak en az 2 en çok 4 yıl öğrenim gördüğü üniversite yaşamlarını “gelir getiren ticarethaneler” mantığıyla, yaşanmaz alanlar haline getirirsiniz ve sonra da “Gençlik bitti!” “ Kötü gençlik!” “Bu gençlerden hiçbir şey olmaz!” gibi timsah sitemlerine dönüşür sitemleriniz.

Sayın halkımız, sayın vekillerimiz! İşte İsabeyli Yerleşkesi gençliği, dillerinden anlayan bir kalemin desteğiyle döktü içini… Onlardan hep şikayetçisiniz, lakin çok değil daha dünlerde sizler de genç!tiniz.

Eğer onlara enerjilerini atacakları, sağlıklı eğitim alacakları, üretebilecekleri ve saygı görecekleri eğitim ortamları yaratabilirsek, sağlıklı-eğitimli-üretken bir nesil de yaratabiliriz pekâlâ! Ne der siniz? Asıl niyetimiz bu değil mi yoksa!

Naile Duman

 
Toplam blog
: 23
: 1956
Kayıt tarihi
: 10.06.06
 
 

1976 Nazilli doğumludur. İlk şiir kitabı "Farkındasız İntihar" 2009 yılında Kadın Yayınevi'nden y..