Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '08

 
Kategori
Kültürler
 

Yörük kültürü can çekişiyor

Yörük kültürü can çekişiyor
 

Ağılda keçiler.Aydıncık, 17/01/08


Konargöçer kültürünün son temsilcileri Sarıkeçililer bıçak sırtında, kaybedebilirler de kazanabilirler de. Bu Yörükler, geçimini hayvancılıktan sağlayan, ormanda kıl çadırlarda yaşayan, gelenek ve göreneklerini sürdürmeye çalışan vatanında topraksız olan bizim insanımız. Yazın Konya yaylalarında, kışın Toroslar’ın güney yamaçlarında, Aydıncık, Gülnar, Silifke’de yaşayan, kıl keçileri ormanlara zarar veriyor diye itilip kakılan kardeşlerimiz.

Konargöçer adı verilen Yörükler son yıllarda stresli. Dertleri büyük. Adları konargöçer ama konamıyorlar, göçemiyorlar. Yılın üç ayını yolda, üç ayını yaylada ve altı ayını da sahilde geçirirler. Her yerde her zaman sıkıntı içindeler. Yeni tarla oluşumlarından, dikili arazilerin çoğalmasından dolayı yol bulmakta zorlanıyorlar. Geçtikleri köylerden izin alıyorlar, izin verilmezse de konaklamadan gidiyorlar. ‘Keçiler ağaçlara zarar verdi ya da ormanı işgal ettiniz’ diyerek orman muhafaza memurları kesiyor cezayı; ‘Köy bütçesine katkıda bulunun yoksa sizi köy sınırlarına sokmam’ diyen muhtarlarla karşılaşıyorlar.

30 hanelik bir Sarıkeçili gurubu da Gülnar - Mut- Karaman üzerinden Seydişehir yöresine kadar gider, kasım ayında geri döner ve kışı da Aydıncık’ta geçir. Yaşantıları zor ve meşakkatli. Ama ne yapsınlar, ata mesleği olduğu için malcılığı bırakamıyorlar. “Biz konargöçeriz. Yaklaşık bin yıllık, ata yadigarı bu kültürde büyüdük biz de. Göçerlik kanımıza işlemiş. Sarıkeçili yaşamı çok çetin. Kışın yağmur altında, çamur içinde. Yazınsa güneşte kavruluyoruz. Eğitimden tutun da sosyal güvenceye kadar, orman idaresinden tutun da köy muhtarlarına kadar sorunumuz var, yığınla. Bunun hepimiz farkındayız. Biz para, gıda, giyecek yardımı, ev falan istemiyoruz. Bize kışın ve yazın yaşayacağımız yerler gösterilsin, bedeli neyse devlete ödeyelim. Bizi vergiye tabi tutsunlar, onu da ödeyelim. Ama bizi kültürümüzden etmesinler” diyor, Sarıkeçililer Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Pervin Çoban Savran.

18 Ocak 2008 tarihinde Mersin Aydıncık’ta Sarıkeçili Yörüklerinin yerleşik düzene geçmeleri konusunda bir toplantı yapıldı. Mersin AKP milletvekili Prof Dr. Ömer İnan’ın deyişiyle “ Devlet oradaydı.” Milletvekili İnan, bayramda bir Sarıkeçili çadırına gitmiş. Onların halini yakından görmüş. Çocuklar ürkekmiş. Onların eğitilmesi gerekiyormuş. Aile reisi ‘Bizi kurtarın’ demiş. Kadınlar da yerleşik düzene geçmek istiyormuş. Sayın İnan, durumu Orman Bakanı’na iletmiş. 6 proje oluşturmuşlar. Şimdi de durumu yerinde saptamak, Sarıkeçililerle yüz yüze görüşmek üzere Aydıncık’a geldiler. “Orman Genel Müdür yardımcısı, Ağaçlandırma Genel Müdür yardımcısı ve ORKÖY Genel Müdür yardımcısı yanımızda, Valimiz burada. Kaymakamlarımız burada. Devlet burada. Bu soruna mutlaka çözüm bulacağız” dedi.

Aydıncık Kaymakamı Erol Rüstemoğlu, Aydıncık’ta 28 çadırda 160 Sarıkeçilinin barındığını ve yaptırdıkları ankette tüm Sarıkeçililerin yerleşik hayata geçmek istediklerini söyledi ve göçerlerin sorunlarını dile getirdi. Ayrıca 65 çocuktan 19 kişinin taşımalı eğitime katıldığını da ekledi.

Silifke Kaymakamı Ahmet Beyoğlu da, Silifke’de de 30 çadırda 155 kişinin yaşadığını söyledi. 47 çocuktan sadece 22’sinin okula gittiğini söyledi ve Yörüklerin yaşam koşullarının zorluğundan söz etti.

Mersin Vali yardımcısı Ahmet Soley ise, 1981-1986 yılları arasında Gülnar’da kaymakamlık yaptığını ve Sarıkeçililerin sorunlarını yakından bildiğini söyledi. “Yerleşik düzene geçme konusunda o zaman kararsızdınız. Bugün ise kararlısınız ve yerleşik düzene geçmek istiyorsunuz. Bu işi başaracağımızdan eminim” dedi.

Orman Genel Müdür yardımcısı Kemal Kara, “Geldiğiniz noktayı biliyoruz. Zor durumdasınız ama ortada bir de mevzuat var. Sizleri dinleyeceğiz, ardından bir karara varacağız” dedi.

Sarıkeçililer de konuştu. “ Devlete el açtık, yardım istiyoruz” dediler. “Ormana keçi girişi yasak. Ormanlarda gençleştirme çalışmalarının artması ayrıca tarımsal alanların çoğalması bizleri zor duruma sokuyor. Bıktık bu stresli yaşamdan. Üniversite öğrenimi görmüş bir tek çocuğumuz yok. Sosyal güvencemiz yok. Yerleşik yaşam özlemi içerisindeyiz. Hayvanlarımızı satın alın en kısa zamanda bizi tarıma, besiciliğe alıştırın” diyenler de oldu.

Toplantının sonunda, Orman Genel Müdür yardımcısı Kemal Kara, “Nüfusa kayıt sorunları, isteklerin çok net olmayışı gibi henüz edinemediğimiz eksik bilgiler var. Mersin Özel İdaresi Daire Başkanı ve Karaman Çevre Müdürü, Sarıkeçililer ile ilişki kuracak. En kısa zamanda mevzuat değişikliği yaparak bir çözüm bulacağız. Bu arada da Orman Bölge Müdürlüğü ile Sarıkeçililer arasında bir protokol hazırlanacak. Durumlarınızı yarı resmiyete kavuşturmuş olacağız” dedi.

“Hangi soruna çözüm bulacaklar” diyor diye soruyor bana, Sarıkeçililer Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Pervin Çoban Savran “insanlarımız çok iyi niyetli ve saf. Denenlere çabuk inanır. İskan için Karaman’da Sarıkeçililer için ev yaptırıldı. Yerleşenler oldu. Ama işsiz kaldılar, parasız kaldılar çünkü meslekleri yoktu ve hayvancılığa tekrar başladılar. Önümüzde acı bir tecrübe var. Bir baskı var üzerimizde. Bir yolculuğa bile çıkacak olsanız, günler öncesinden hazırlık yaparsınız. Pilot bölgeler oluşturmadan, orada denemeler yapılmadan haydi sizi iskan ettik demekle olmaz bu iş.”

Bana 18 Aralık 2004 Cumartesi günü Aydıncık Ay-Tur tesislerinde bir şölen düzenlediklerini hatırlattıktan sonra Başkan Çoban, konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “O gün orada iki AKP milletvekili vardı. Onlara sorunlarımıza çözüm bulunmazsa, develerimizle Ankara’ya yürüyeceğiz demiştik. Ali Er ise bize, “Yürümenize gerek kalmayacak. Bu sorunu mutlaka çözeceğiz” demişti. Aradan bakın kaç yıl geçti. Sarıkeçili yaşamında değişen ne oldu?”

Değişen çok şey oldu: Develer gitti Yörük yaşamından. Sarıkeçili kardeşlerimizin geçim şartları daha da ağırlaştı. “Girdiler arttı, davar fiyatı aynı kaldı” diyorlar. Kazandıkları paraların da hayvanlarına yem parası olarak gitmesinden yakınıyorlar. Daha ne mi değişti? Kapsam alanı, kontör, mesaj, yeşilkart, ceza makbuzu girdi saf Türkçelerine. Milletvekili, Vali yardımcısı, Kaymakam, Genel Müdür yardımcı gördüler. “Bekle gör politikası” da girdi yaşamlarına. Daha ne olsun!

 
Toplam blog
: 95
: 1738
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

Emekli öğretim görevlisi, çevirmen, öykü yazarı, kültür ve düşün dergisi Gerçemek'in sahibi ve ge..