Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yumurta içeriden kırılırsa yaşam başlar

Yumurta içeriden kırılırsa yaşam başlar
 

Görsel alıntı


Yumurta içeriden kırılırsa yaşam başlar, eğer yumurta dışarıdan kırılırsa yaşam sona erer. Tüm başarılı değişimler içeriden dışarıya doğru hareket eder.

İç dünyamızda oluşan, gelişen, herhangi bir şeye karşı duyulan sevme hissi, aşk veya muhabbete Sevgi diyoruz.

Elde değil, avuçta değil, iç dünyanın membasından gelen bir mücevherdir. Sevgi, İlgi'nin annesi, Hasret'in kardeşi, Nazlı ve Özlem'in ablası olur.

Bir bakmışsınız ki ilgiyle birleşmiş iki Gönül arsında yol olmuş. Varmış mutluluğa ulaşmış, birde bakmışsınız, yolda kalmış mutsuz ve hüzünlü olmuş. Sevgidir onun ne yapacağı belli olmaz.

Uzun zamandan beri “ Kart hamili yakınımdır, ilgilerinizi rica ederim “   yazılı kartlar iç ceplerde tozlandı. Alınan notlar ziyadesiyle birikti.

Verilen sözlerin gereği, kart hamillerinin görücüye çıkmaları, birçok vaatler ve sözler için “ hele bu seçim bitsin gerisi kolay “ diyenlerin sayısı tahminlerin ötesinde.

Yani ışığın yanacağını, ama ne kadar aydınlık, ne kadar karanlık olacağı ile ilgili kesin bir bilgi veremiyorlar.

Lakin yaşamın içeriden, umutların dışarıdaki görüntülere bağlı devam edeceği konusunda kesin konuşuyorlar.

Mütevazı ancak bakımlı Emekliler parkı beş yol ortasında kurulmuş en eski parklarımızdan biridir.

Şimdilerde bu Parkta Emeklilerden çok Suriyeliler daha fazla oturup dinleniyor.

İnsan ilişkileri sağlam ve muhkem, tatlı sohbetleriyle tanıdığımız Abdülkerim Bey’de Emekliler Parkında otururken bize sesleniyor.

Mehmet Beg, yahu gel biraz oturalım.

- Teşekkür ederim, gelemem işim var.

Yahu kim işi bitirmiş ki sen işi bitiresin, Vallahi bu dünyada iş, her kesin işini bitirmiş.

+ De hadi gel Allah’i seversen gel biraz otur.

-  Peki,

-  Ne yapıyorsun, nasıl geçiyor?

Geleni, gideni seyredim, Mehmet Beg ben bu insanlara hayret edim.

-  Neden?

+ Yahu her tarafı süsliler, şarkılar, türküler söyliler, geziler, bakiler, bir yerde oturup biraz

dinlenemiler.

-  Durum nasıl? 

Siyaseti mi sorisen?

-  Yani,

+ Valla her kes bir şeyi sevi,

Şey dediğin ne?

+  Kimi Ağacı sevi,

   Kimi ampuli sevi,

   Kimi oklari sevi,

   Kimi de hilalleri sevi,

-  Siz kimi seviyorsunuz?

Valla doğrisi ben Ağaci sevim,

-  Peki,

-  Bu Fasih Kayabalı Caddesi hayli hareketli ve kalabalık oldu.

He dorğudur. Karşıda Adliye dayresi var buraya girenler, çıkanlar, çantalılar,

evrakçılar var.

Diğer yandan Tapu dayreleri var, onlarında ellerinde tapular, evraklar gidiler, geliler.

- Ne arıyorlar bu insanlar?

+ Mehmet Beg, Adliyeye gidenler hak ariler, adalet ariler.

-  Aradığını buluyorlar mı?

Vallah doğrisi bulamirler.

Tapuya gidenler de mal, mülk peşinde geziler, onlarda birbirine satiler,

bir birini kandıriler.

Kırk yılı aşkın zamandan beri tanıdığım Abdülkerim Bey şivesiyle, görüşleriyle, düşünceleriyle

samimiyetiyle hiç değişmemiş.

Evet, kimileri adalet arıyorlar ( Hak hukuk ) bulamıyorlar. Kimileri de mal, mülk arıyorlar,

birbirine satıyorlar, birbirini kandırıyorlar.

Kimi Ağacı seviyor, kimi ampulü seviyor, kimi okları seviyor, kimi de hilalleri seviyor.

Sevgidir ne yapacağı belli mi olur, canı isterse gider bir namerdin kapısında kul olur.

Sevgidir neyi severse güzel odur. İnsanların arayışları devam ediyor. 

Yumurtanın içeriden kırıldığını ve hayatın devam ettiğini gösteriyor. Bütün bu gelişmeler birer nişanedir. Demek ki insanlar böyle mutlu oluyor.

 

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..