Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '17

 
Kategori
Anılar
 

Yunan Generali’ne Türk Çavuş’tan Selam

Yunan Generali’ne Türk Çavuş’tan Selam
 

Yer, Belçika-Mons NATO karargâhı; zaman 1978

Bir gün BOQ (Bachelor Office Quarter) bürosuna ufak tefek bir adam geldi; sivil giyimliydi. Kayıt defterinde adının başındaki rütbeyi görünce ayağa kalkıp selam verdim. Kendisi bir Yunan generaliydi. Öyleydi amma, NATO’da aynı cephedeydik ve o benim üstümdü. O da bana bir selam çaktı. Odasına kadar eşlik ettim.

Yunan General ayrılırken kendisine göstermiş olduğum ilgi ve dostluktan dolayı teşekkür ederek Yunan rakısı olan bir şişe ‘uzo’ (ouzo) bıraktı. Bu sefer general üniformasını giymişti. Bana dedi ki…

-Söylemeden gidemeyeceğim. BOQ’da bir Türk çavuş tarafından karşılanacağımı bildiğim için sivil giysilerle gelmiştim. Önyargılı bir beklentiyle asker görüntümün olumsuz karşıt duygu yaratacağını sanmıştım. Beni kendiliğinden selamladığında Türk’ün nerede iyi bir dost nerede yiğit bir düşman olacağını bildiğinden emin oldum. Eksiksiz oda hizmeti için de ayrıca teşekkür ederim.

Ben aslında bu kadar derin düşünerek hareket etmemiştim. Bir NATO generaline milliyetinden dolayı sunacağım kurumsal ve bireysel görev hizmetinde ayrımcı davranışta bulunmayı her şeyden önce temsil ettiğim Türk Askeri’nin karakterine yakıştıramazdım. Bazı siyasi akıl pınarlarından kalbine ön yargılı düşmanlık pompalayan her Yunanlı ve Türk’ü dost etmek keşke bu kadar kolay olsaydı.

***

Bir başka gün İzmir’den bir astsubay telefon edip bir Türk Albay için oda ayırttı. Hâl ve hatırlarımızı sormayı da ihmal etmedi. Türkiye’den istediğimiz bir şey olup olmadığını sordu. Aylıklarımızı almaya başladıktan sonra keyfimizin yerine geldiğini, ancak gene de pastırma, helva ve Türk rakısını özlediğimizi söyledim. Astsubay, “Helva ve pastırmayı gönderirim, ama rakıdan emin değilim” dedi.

Helva ve pastırmayla birlikte rakı da geldi. Hem de iki büyük. O akşam Yunan askerleriyle pastırma yiyip rakı içtik. Odalarımız karşı karşıyaydı zaten. Onlar da bize nefis birer Türk kahvesi hazırlayıp ikram ettiler. Dimitrios kahvesini yudumlarken bir özdeyiş yumurtladı. Bence oldukça büyük bir yumurtaydı.

-Savaş ilanına kadar düşmanlığı botlarının altına pençelemek bir askerin en insani görevidir…

 

Muharrem Soyek

***

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..