Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '16

 
Kategori
Yolculuk
 

Yurdum insanının su dökmeyle imtihanı

Yurdum insanının su dökmeyle imtihanı
 

Yılların alışkanlığı işte; havaalanlarına erkenden gitmeyi, o havayı solumayı severim. İnsanları izlerim. Bilgi ekranına, gitmediğim şehir var mı diye bakarım. Apron görülüyorsa, hele bir de seyir terası varsa orada vakit geçirir, uçakların fotoğraflarını çekerim.

Eskisi kadar olmasa da yılda yaklaşık 500.000 mil uçuyorum. İstanbul-Antalya uçuşları hatırı sayılır bir yer tutuyor. Bugüne dek yetişemediğim ve kaçırdığım bir uçuş olmadı; ama valizim Porto'ya benden bir gün geç geldiğinden beri de kabin tipi küçük valizle seyahat ediyorum.

Eve döndüğümde kirliler yıkanmaya gider ve bavulum bir köşede birkaç gün sonra çıkılacak yeni seyahati bekler. Tıraş kremi-bıçağı, diş macunu-fırçası, ilaçlarım, dikiş seti, terliklerim, pasaport-vize kopyaları bavulun hiç çıkmaz demirbaşlarıdır. Ve bir de checklist'im vardır. Dolayısıyla çok kısa sürede hazırlanabilirim ve evden çıktıktan sonra "Tühh nasıl da unuttum!" dediğim bir şey olmaz.

"Allah senin boyini devirsin herif." derken, 70-75 yaşlarında bir adamın kolundan çekiştiriyordu yaşlı kadın. Ama enteresan olan, böyle didişirlerken her ikisi de katıla katıla gülüyorlardı! Altmışlı yılların başında Almanlar tarafından davul-zurna ile karşılanan gurbetçilerimizdendiler belli ki. Onlara baktım da bir başka ülkede geçen uzun yıllara rağmen özünden bir dirhem uzaklaşmamış, değişmemiş bir başka toplum daha yoktur diye düşündüm. Gelip yanıma oturdular. Kadın adamın kolunu mıncıklamaya, başından şapkasını alıp vurmaya devam ediyordu.

"Yapma ya hanım! Nirden bilem, yoh valla bi gönahım." derken de gülmeye devam ediyordu yaşlı adam.

Belli ki bey amca bir kabahat işlemişti, teyzem de cezasını kesiyordu; ama neden güldüklerine bir anlam veremiyordum.

"Selâmün aleyküm ogul."

"Aleyküm selam amca."

"Biz Köln'e gidek. Senin yolculuh nireyedir?"

"Brüksel'e amca. Keyfiniz bol olsun, bakıyorum pek neşelisiniz teyzemle."

Bunu söylememle birlikte yine kahkaha krizine girdiler! Teyze de gülmekten konuşamıyordu.

"Ah bu senin amican yoh mi! Gençkem de peh cabkındi. Başi teneşire erdi, hâlâm da gozel avrat gordi mi gaçirmaz."

"Valla gönahımi aliyor tiyzen ogul. Bah ben saan anlatiim bu işin aslıni."

Bayılıyorum şu Anadolu insanının sımsıcak şivesine. Sanki öz oğullarıyım. Ne kadar saf ve temiz duygulu oluyorlar. Bizi büyük şehirlerin bozduğu kesin.

"Bah ogul, şu garşıdaki tükanlari görüyon mu?"

"Evet Amca."

"Hah, işte onlarin tam arkasinda helalar var. Güccigim de bi gelmiş ki sormayasin. Bahtim, soldaki karilara, sagdaki de irkeklere. Bizim taraf yürümege başladim; ama gapınin önne sari bir tabela goymişlar. Diyir ki temizlih var. Gapınin önne cıkan herife de sordim. Dedi ki biraz ileride başka hela var. Hah bah işte şuranlar. Nasil goştugimi bilemen. Girdim içeri, kimsem yoh benden başka. Altima yapacagim az galdi; ama işeycek yerler yoh! Pisvar mı diysiniz siz? Hah onlar yoh! Ben de böyyiklerin yapıldıgi helaya girdim. Tam rahatlamişam ki kadin sesleri gelmeyem başladi. Herhal kadinlarin helasindan geliirdi sesler. Bitmez ki gopasica çeneleri. Pontulun dügmelerin gaparken dışari cıhtim ki üc dane kadin baan bakiir! Anaa!! Bu İstanbul'un avratlari da peh azgin, bizim helayi basmişlar dedim. Dedim de içlerinden biri, sen ne ariyon burda amca dedi. Bi güccig su döhmişem, siz ne ariyonuz bizim helada deyince, burasi kadinlar tovaleti bey amca, sen bunadin mi dediler. Dışari nasil cıktıgim bilemedim ogul. Gapiya bahtim, kadin hakli, orasi kadinlar helasiymiş! Şemdi söyle bana ogul: Bah tükanlar ayni, helalarin yeri de ayni. Ha bu tırafta kadinlar helasini sola, ha bu tıraftakinde saga yapmanin alemi nedir? Aynıdir diye, ben de bahmadan girmişem!"

Bakar mısınız şu günün neşesine!

İki çift tertemiz göz bana bakıyor, yorumumu bekliyor. Amcamın aslında bu durum pek hoşuna gitmiş, teyzem de çimdikleyip duruyor.

"Teyze, valla bey amca haklı gibi duruyor. Ben de çok sıkışsam ve tuvaletlerden birinde temizlik varsa diğerine yönelirim ve o tarafta da erkekler tuvaletinin aynı yerde olduğunu düşünürüm. Yanlış bir mimari olmuş, müteahhit firma adına özür dilerim! Neyse, bana müsaade, size de iyi yolculuklar. Amca, sen de bir daha kapıya bakmadan tuvalete girme, teyzemi de üzme."

Biraz uzaklaştıktan sonra dönüp onlara baktım. Hala gülüşüp şakalaşıyorlardı. Kim bilir aile meclislerinde kaç gün boyunca konuşulacaktı bey amcanın maceraları. İmrendim sade zevklerle, küçük heyecanlarla süslü yaşamlarına.

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..