Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '14

 
Kategori
Öykü
 

Zombilerin dünyası - 1 Şubat 2010 İstanbul kan ve kum. ( 3. bölüm )

Zombilerin dünyası - 1 Şubat 2010 İstanbul kan ve kum. ( 3. bölüm )
 

1 Şubat 2010 İstanbul Kan ve Kum. ( 3. Bölüm )


Er-94 Serumu Türkiye de görülmüştü. Akşam vakitlerinde Cezaevine; Ceza evi müdürünün ailesi ve dostları gelmişlerdi sığınmak için. Cezaevi Müdürünün Güvendiği 20 gardiyan ve ailesi de cezaevine sığınmışlardı. Kapılar kapatılmıştı. Televizyonlar canlı yayın yapıyordu kaos ortamını. İstanbul'un kalabalık ilçeleri tam anlamıyla kan gölüydü. Zombiler insanlara saldırıyor ve yiyordu.

Polis barikat kurmuştu ve zombilere ateş ediyordu. Fakat zombiler her yerdeydiler. Zombilerin polis barikatını aşmaları pek uzun sürmedi. Bir süre sonra canlı yayınlar da sona erdi. Evlerinde saklananlar şimdilik kurtulmuştu. Dışarıda kalanlar ise zombiler için yemek olmuşlardı.
Mustafa televizyonu izlerken donup kalmıştı. Tuncay ve Ateş Ağlamamak için kendilerini zor tutuyorlardı. Çok şeyler görmüşlerdi fakat ufak bir kız çocuğunu bir kaç yetişkinin yemesi ağır gelmişti. Ölüm Meleği buz kesmişti. Asit ile Sansar olaylar hakkında birbirlerine bir şeyler söyleyip yorumlar yapıyorlardı. Serseri Ferit umursamıyordu ve yemek yiyordu Cuma ise Asit ve Sansarı dinliyordu. Görüntüleri tekrar tekrar televizyonlar yayımlıyor ve kesinlikle insanların sokağa çıkmamaları gerektiğini söylüyorlardı. Isırılan insanlarla kesinlikle temastan kaçınınız diyordu. Kayıp olan akrabalarını aramamaları gerektiğini söylemeyi ihmal etmiyorlardı. Sokaklar çok tehlikeliydi. Sayıları 9-10 bin civarında olan zombi sürüsü çekirge gibiydi. Ellerine geçirdikleri insanları yiyorlar parçalıyorlardı. Ve yerken zevk alıyorlar gibiydiler.
Ateş bir anda ayağa kalktı ve gruptakilere bunlar bizim halkımız. Ölen de öldürende. Polis Askerimiz ölüyor. Yardıma ihtiyacı olan insanlar var onlara yardım etmeliyiz dedi.
Mustafa : Beyler Ateş haklı.
Tuncay da Mustafa ve Ateşi destekliyordu.
Ateş : Ölüm Meleğine döndü. Sen ne diyorsun abi ?
Ölüm Meleği Ateş in haklı olduğunu biliyordu. Fakat akşam vakti tam kaos ortamında dışarı çıkarlarsa ölebilirlerdi.
Ölüm Meleği bir şey diyemeden Serseri Ferit söze karıştı.
Hepsini Öldürelim beyler. Ölenle ölünmez ! Dedi.
Asit lafa girdi.
Asit : Beyler haklısınız fakat bu şeyleri daha önce hiç görmedik biraz gözlem yapmadan bunlarla savaşmak intihar olur. Televizyonun gösterdiği 9-10 bin civarında bir zombi grubu. İstanbul da kaç milyon insan var ? 9-10 bin civarında bir zombi grubu üstümüze gelse bırakın bizi yemeği sadece üzerimize doğru yürüseler bizi ezerek gene öldürürler. Bu intihar olur.
Ateş : Burada bekleyip ölmektense savaşıp ölmeyi tercih ederim dedi. Kızlar gibi saklanmak istemiyorum ben bir askerim. Benim görevim vatanımı milletimi korumak.
Ölüm Meleği : Hangi vatan. Biz burada çürürken bir kere bile olsun bizim yaptıklarımızı görmeyen vatan mı ? Bir teşekkür bile etmeyen milletimiz mi ? vatan haini olduğumuz yer mi ? Otur oturduğun yerde gerekirse kız gibi saklanacağız.
Ölüm Meleğinin bu konuşması Ateş dışında herkesi sakinleştirmişti. Ateş kantinden kapıya doğru yöneldi. Ölüm Meleği kolundan tuttu. Ve Ateşin gözlerinin içine bakarak
nereye gidiyorsun dedi. Ateş dışarıya biraz hava alacağım dedi.
Herkes yatmıştı bir süre sonra.
Bir araba sesi duyuldu. Otomatik kapılar dan ilki açılmış. Ateş kendine verilmiş olan hummer marka araçla tampon bölgeye ulaşmıştı. Çıkış kapısını açtı. ve son sürat şehir e doğru arabayı sürmeye başladı.
Arkasından Ölüm Meleği koştu ama dinlemedi Ateş abisini.
Ölüm Meleği Garajdaki Hummerlara doğru yöneldi. Diğer uyanan silah arkadaşlarına ben tek başıma gidip kardeşimi getiriyorum dedi. Fakat arkadaşlarının hiç biri onu tek başına göndermeyecekti. Silahlarını aldı son kez kontrol etti ve arabanın arka kapısına koydu. Arabayı çalıştırdı. Ve arabanın ön kapısı açıldı binen Mustafa ydı bende geliyorum kuzen itiraz istemem dedi. Tuncay hiç bir şey demeden arka koltuğa oturdu.
Ölüm Meleği Asit e Arabasını takip edebiliyor muyuz diye sordu. Evet Dedi Asit. Tamam sen hem diğer çocuklarla burada kal ortalığa göz kulak olursun hemde arabanın yerini bize sık sık bildir dedi.
Asit Emredersiniz dedi.
Ölüm Meleği tampon bölgeye ulaştığında arkasında bir araç daha fark etti. Ve araç tan indi. Arka taraftaki araca doğru yöneldi. Aracın içinde Sansar Cuma ve Serseri Ferit ve Asit vardı. Hayırdır beyler nereye dedi Ölüm Meleği. Sansar : komutanım bize kızma seninle geliyoruz diyebildi.
Tuncay ön taraftan bağırdı. ' hadi gösteriye geç kalıyoruz Ölüm Meleği tüm zevki kardeşine bırakmak istemiyorum ' Geliyorum patlama sanki partiye gidiyoruz lan dedi Ölüm Meleği. Tuncay her türlü adamım istersen oraya da gideriz dedi.
Hızlıca takibe başladılar.
Her yer Alev Alev yanıyordu.. Patlamalar oluyordu. Sonunda arabayı bulmuşlardı. Ateş bir polis barikatında polislerle beraber zombilere kuşun sıkıyor. Ve geriye doğru çekiliyorlardı. Arabayı park ettiği yer çoktan zombilerin istilası altında bir yer olmuştu. Silah seslerinin geldiği yere doğru gittiler Ateş i aramaya gelen ekip üyeleri. Zombilerle arasındaki mesafesi çok az kalmıştı Ateş'in. Şarjörü bitmişti. Yenisini takmak için hamle yaptı fakat bu seferde şarjörünü düşürmüştü. Şarjörünü hızlıca yerden aldı ve ayağa kalktı. Ayağa kalkar kalkmaz biz zombi aniden üstüne atladı Ateşin. Zombi üste Ateş altta boğuşmaya başladılar. Zombi Ateş i yemek için hamle yapmaya başlamıştı bile. Ateş bir eliyle zombinin boynunu tutuyor diğer eliyle de düşen silahını yerden almaya çalışıyordu. Zombinin nefesini hissediyordu artık. Zombi saniyeler geçtikte Ateş ten bir ısırık almaya daha da çok yaklaşıyordu. O sırada önce bir ıslık sesi sonra silahın sesi duyuldu. ve zombi kafasından vurulmuştu.
Ateş üstünden zombiyi attı. Ve Ateş i Sansar ve Cuma yerden kaldırdılar. Yaklaşık yüz yüz elli kadar bir grup zombi sokağın bir tarafından bunlara doğru geliyor ara sokaklardan zombiler çıkıyordu. Arabayı park ettikleri yerden de tek tük zombiler belirlenmeye başlamıştı. Apartmanda oturan halk olayları camlardan tiyatro seyreder gibi seyrediyordu. Psko Soldiers ellerindeki full otomatik tüfeklerle öndeki zombi gruba ateş ediyordu. Bazısı yere düşüyor sonra tekrar kalkıyor. Bazısı yere düşüyor kalkamıyordu. Kama düzeninde geri çekiliyordu Psko Soldiers. Silah Sesleri yankılandıkça daha fazla zombi geliyordu. Serseri Ferit bir tane el bombasının pimini çekip önlerindeki zombi grubunun tam arasına attı. Ve bir kaç saniye sonra şiddetli bir patlama olmuştu zombi grubu dağılmıştı. Fakat üstlerine doğru gene geliyorlardı.
Ölüm Meleği çekiliyoruz beyler herkes arabalara diye emir verdi. Ölüm Meleği, Tuncay Mustafa ve Ateş bir arabaya binmişti. Diğer Arabada ise Serseri Ferit, Sansar ve Asit arabaya binmişti. Cuma Son bir el bombasını zombi grubunun arasına attı. ve koşar adımlarla arabaya doğru ilerledi. Arka kapıyı açtı ve sol ayağını arabanın içine attı. O sırada yerde sürünmekte olan bir zombi Cuma yı sağ ayağından yakaladı ve ısırmaya başladı. Cuma acı içinde bağırdı. 14 lü tabancısını çıkartıp tek atışta zombi yi kafasından vurup öldürdü. Ve arabaya bindi.
Sabah 05 sularında Cezaevine geri dönmüşlerdi.
Arabadan indiler ve Ölüm Meleği Ateşin üstüne doğru yürüdü ve bir yumruk vurdu. Ateş yere düşmüştü. Ateş in dudağı patladı. Yerde hareketsiz kalmış Ölüm Meleğine bakıyordu. Senin yüzünden ölüyorduk. Diye bağırdı Ateş e.
Cuma o ara topallayarak Ölüm Meleğine doğru geliyordu. Belki de ölmüşüzdür Ölüm Meleği dedi !
Ölüm Meleğine ilk kez yüzüne karşı kod adını kullanıyordu Cuma . Genellikle komutanım yada efendim derdi. Ölüm Meleği şaşırdı Cuma ya döndü ve ne demek istiyorsun dedi .
Cuma da : Lanet olası bir zombi ayağımdan ısırdı beni ! Kaç saat sonra olduğunu bilmiyorum ama zombiye dönüşeceğim diyerek bağırdı. Senin laf dinlemeyen şımarık kardeşini kurtarmak için mi ben zombi olacağım. Allah kahretsin. Lanet olsun. Diye bağırdı.
Ölüm Meleği sustu ve dinledi. Ateş e doğru baktı. Ve hiç bir şey demeden odasına doğru yürüdü.
Cuma ya pansuman yaptılar ve ne olur ne olmaz diye zorla hücreye kapattılar. Cuma ya bir şişe viski bir kaç paket sigara bıraktılar.
Ölüm Meleği odasındaki dolabı açtı ve bir bardak kendine viski koydu. ve içmeye başladı. Sigara üstüne sigara yakıyor ve içkisini yudumluyordu.
Elbiseleri ile birlikte uyumuştu.
Diğerlerinin durumu da ondan farksız değildi.
Ateş ise hiç uyumamıştı. Akşam olduğunda Sansar Ölüm Meleğini uyandırmaya geldi.
Sansar : Komutanım acil bir durum var !
Ölüm Meleği : Geliyorum hemen bana bir kaç dakika müsaade eder misin?

Toplandıkları odaya girdi Ölüm Meleği ; Psko Soldiers Kendi aralarında cuma yı ne yapacaklarını konuşuyorlardı. O anda odaya gardiyanlar ve müdür bey bir hışımla geldi.
Ateş'e doğru sen ne yaptığını sanıyorsun evlat diye çıkıştı Müdür Bey. Ölüm Meleği oradan lafa atladı. Hop ağır ol bakalım müdür kimse kardeşime bağıramaz!
Müdür Bey : Hepimizi tehlikeye attı senin kardeşin.
Ölüm Meleği : Hepimizi değil ! yalnızca kendini! Sen kendi işine bak bizde kendi işimize bakalım. Güzel güzel geçinelim !

Müdür bu laflar karşısında odadan ayrıldı gardiyanlar tip tip bakarak müdür beyin peşinden gittiler.

Asit söze atıldı :
Asit : Arkadaşlar Cuma hepimizin arkadaşı. Arkadaştan öte kardeşi. Ama Serum kaç saatte yayılıyor öğrenmemiz lazım. Bir insan kaç saatte zombi oluyor bilmemiz lazım dedi.
Hepsi ona hak vermişti. Ve Cuma nın hastalığı gittikçe ilerliyordu. 48 saat geçmişti üstünden ve yataktan kalkamaz hale gelmiş. Kusmaya başlamıştı. Yüzü bir ölünün yüzü gibi solgundu. 72. Saatin sonunda Cuma zombi olmuştu. Ağzından salyalar akıyor. Gözleri bembeyaz hayvan gibi hırıltılar çıkartıyordu.
Ölüm Meleği son kez silah arkadaşına parmaklıklar arkasından baktı. Cuma artık onu tanımıyor parmaklıkların arasından çıkan elleri ile onu yakalamak ısırmak istiyordu.
Silahını çıkarttı ölüm meleği. ve tek el silah sesi duyuldu..

Hapishane nin avlusunda bir mezar açıldı. Cuma yı asker kıyafetleri ile mezara özenle yerleştirdiler. Künyesini elinde tutuyordu Ölüm Meleği. Mezarın içine baktı. Elindeki künyeye baktı. Ve elindeki asker künyesinin tekini Cuma nın üstüne doğru yavaşça attı. Gömmeye başladılar Cumayı. Mezar taşı yoktu. Hapishane de bulunan ufak ağaçlardan tekini Cuma yı simgelesin diye mezarının başına diktiler. Ve ağacın dalı-nada künyesini astılar.
Psko soldiers artık 7 kişiydi. Cuma Ateş'i kurtarmaya giderken şehit olan cesur bir askerdi.
Ölüm Meleği : İyi bir asker iyi bir arkadaştı. Ölen herkes iyidir. Kör ölse bile badem gözlü olur sözü doğru. Fakat Cumali gerçekten iyi biriydi. Örnek bir askerdi. Beş gün önce rüyasında zombiye dönüştüğünü ve bütün arkadaşlarını yediğini gördüğünü anlattı bana. Bana söz ver dedi eğer bir gün zombiye dönüşürsem beni bir başkası vurmasın sen vur. Sözümü tuttum ona karşı. Benden yana hakkım helaldir.
Sansar : İyi bir askerdi. Hapishanede ortamında bile insanlarla iyi anlaşan arkadaş canlıydı. Cesur bir askerdi. Hak ettiği gibi bir ölüm olmadı. Savaşarak ölmek isterdi hep.
Asit : Yıllarca aynı kaderi paylaştığım biriydi. Korkunç bir şey bu. Arkadaş acısı.
Serseri Ferit : Ruhun şad olsun Cuma.
Ateş : Benim yüzümden ölen beni fazla tanımamasına rağmen arkadaşının kardeşi olduğum için beni kurtarmaya gelen cesur bir askerdi. Özür Dilerim Cuma. Böyle olsun istemedim. Çok üzgünüm.

Cuma'nın mezarının başında Mustafa bir şişe suyu kabrinin üstüne döküyordu. Camlarda Müdür bey gardiyanlar ve aileleri korku dolu gözlerle hapishane avlusunda olanı biteni izliyorlardı. Ölüm Meleği Esas duruş diye bağırdı! Herkes ip gibi durdu. Silah omza diye ikinci komutunu verdi. Onurlu ve şerefli bir asker olan Cumali Niğde Şerefiyle ve onuruyla Şehit olmuştur. Bir Asker için en büyük rütbe şehitliktir. Cumali Niğde için hazır Ateş diye bağırdı. Ve 7 Asker Havaya aynı anda birer el ateş ettiler.
Ve Ölüm Meleği : Esas duruş diye tekrar bağırdı. Ve rahat ! dedi.

Akşam Üzeri Asit in Odası :

Asit odasında çalışıyordu. Televizyonda tekrar tekrar verilen görüntüleri izliyordu. Odasının kapısı çalındı. Odaya 1 77 boyunda 51 kilogram ağırlığında yuvarlak hatlara sahip büyük göğüslü bir kız girdi. Asit gözlerini o kızdan alamıyordu. Olay nasıl olmuş Asit dedi kız. Asit dikkatsizlikten başka bir şey değil. Yazık oldu Cuma ya..
Kız Bok yoluna gitti desek daha iyi dedi. Bu arada ben fulya dedi kız. Bende Asit diyebildi. Ben sizi tanıyorum Asit bey. Memnun oldum dedi Asit.
Fulya : Anlamadığım bir kaç konu var sorabilir miyim ?
Asit : Tabi kide
Fulya : Siz askerleri hiç anlamıyorum. Bunun için eğitildiğinizi duydum. Bu şeylerle savaşmak ve öldürmek için. Nasıl oluyorda böyle bir şey olabiliyor.
Asit : Kaza Fulya Hanım . Dikkatsiz bir kaza.
Fulya : Buraya gelebilir mi o şeyler ?
Asit : Sanmıyorum. Gelebilirler ama içeri gireceklerini sanmıyorum.
Fulya : Güvendeyiz sizinle o zaman bizi korursunuz.
Asit : Bize güvenip inanmaktan başka bir çareniz var ise ona da güvenebilirsiniz Fulya Hanım.
Fulya : Bana sadece sen diye hitap et. Ve resmiyeti de kaldıralım.
Asit : Anlaştık Fulya.
Fulya : Tabi kide.

Telsizden anons gelmişti ve Asitti kantine çağırıyordu acil olarak Ölüm Meleği.

Asit Fulyadan müsaade isteyip Ölüm Meleğinin yanına gitti. Televizyonda bir görüntü vardı Ölüm Meleği Asitte dönerek otur ve seyret dedi.
Televizyondaki görüntüde. Tekirdağ arama ve kurtarma Polis İstasyonunu gösteriyordu. Helikopterin içinden bu sabah çekilmişti görüntüler.
Ölüm Meleği : Görüntülerde gördüğümüz helikopteri uçurabilir misin Tuncay diye sordu?
Tuncay tereddüt bile etmeden.
Tuncay : Allah ın Meleği mikail i kanatlandırdığı gibi uçarım ben bununla yeter ki benim olsun.
Asit : Bu istasyonda uydu cihazları var mıdır acaba. Uydu fotoğrafları filan ?
Ölüm Meleği : Arama kurtarma istasyonu dediğine göre kesinlikle vardır. Oradan bir yönlendirme yapıp uydu fotoğraflarını buraya yönlendirebilir misin ?
Asit : Denerim.
Mustafa : Bende sana yardım ederim bu konuda. Az çok anlıyorum biliyorsun.
Ölüm Meleği : Harika dedi.
Bu arada kantinden içeri Müdür Bey girdi. Oo Beyler gene plan yapıyorsunuz dedi alaycı bir şekilde. Bakalım bu sefer kim ölecek içinizden !
Serseri Ferit Müdür Bey in üstüne yürümeye çalıştı. Ölüm Meleği Serseri Feritti tutup şimdi sırası değil dedi. Asit durumu izah etti. Oradaki helikoptere ihtiyacımız var !
Müdür Bey: Benimde burada size ihtiyacım olabilir hiç düşündünüz mü dedi ? Düşündük dedi Ölüm Meleği. Ama umurumuzda değil gördüğün gibi.
Müdür Bey çıktı kantinden.
Asit : Boş verin onu da bir plan yapalım.
Ölüm Meleği : Tek araba gidelim böylelikle dikkat çekmeyiz.
Tuncay : Evet Ölüm Meleği haklı. Kalabalık gitmemize neden yok !
Asit : Kim kim gideceğiz ?
Ölüm Meleği : Ben Tuncay Mustafa ve Sen Asit. dedi.
Ateş Sansar ve Serseri Ferit Bozulmuştu.
Ölüm Meleği onlara dönerek :
Ölüm Meleği : Beyler bu bir sidik yarışması değil. Yada hangimizinki daha büyük yarışması da değil ! Biz eğer ki o polis istasyonunda sıkışırsak bizi kurtarmaya kim gelecek? Bu Müdür ve Gardiyanlar mı ? Hiç sanmıyorum. Arkamızda emniyetli olmalıyız. Geçen düştüğümüz duruma düşmemiz gerekiyor.
Ateş : Abim haklı ben kalıyorum.
Sansar : Emredersiniz !
Serseri Ferit : Nasıl istersen patron.
Ölüm Meleği : 6 saat sonra çıkıyoruz beyler . Hazırlıklarınızı yapın. Sabah ın ilk ışıkları ile birlikte 

 

 
Toplam blog
: 3
: 459
Kayıt tarihi
: 02.02.14
 
 

Kocaeli Gölcük doğumlu olan Baykuş Salvador. İlk öğrenim yıllarını Gölcükte geçirdikten sonra 199..