Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '14

 
Kategori
Öykü
 

Zombilerin dünyası - zombilerin doğuşu 1. bölüm

Zombilerin dünyası  - zombilerin doğuşu 1. bölüm
 

DXN - Zombilerin Doğuşu 1. Bölüm


2. Dünya Savaşından sonra Dünya soğuk savaşa girmişti. 1947 - 1991 Yılları arasında soğuk savaş devam etti. 1991 yılından sonra ise ülkeler askeri yatırımlarını geliştirmiş nükleer silahlar ve biyolojik silahların önemi daha fazla artmıştı.

Mükemmel askeri yaratma ; Mükemmel askeri yaratmanın fazlası ölümsüz askeri yaratma çalışmaları her zaman bilimin dikkatini çekmişti.
Fiziksel olarak dayanıklı her söyleneni yapan bir asker tüm ülkelerin aradığı askerdi. Hiç bir şeyi tereddüt etmeden yapan asker herkesin istediği asker tipiydi. Dünya denizlerinin mağdenlerinin tekelinin bir kaç ülkede olması da böyle askerlerin önemini daha da artırıyordu.


DXN adlı Amerikalı ve Kanadalı şirket bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmak için yeni bir serum için çalışmalara başladılar.
MX - 14 Adını verdikleri serum :
Mavi halkalı ahtapot: kanını
Zehirli kara yılanı : Yüksek ateşte yakıldıktan sonra işlenerek alınan parçaları
Zehirli ok kurbağası : Dışkısını
ve çeşitli bitkilerin karışımından oluşan bir serum elde ettiler.
Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde :
Hayvan vücuduna girdikten sonra salgıladığı toxinle kalbi direk etkilediği ve sinir sistemini çökertip beynin fonksiyonlarını tamamen durduruyordu.
Ama buna rağmen Hayvanlar hala hareket edebiliyorlardı.
Bu gerçekten hayret vericiydi.

21 Şubat 1988 Günü DXN adlı şirket deneylerini ve testlerini zengin iş adamlarına gösterdiler. Bu Gün DXN adlı Şirketin Kabul Günüydü.
Ve DXN Şirket 21 Şubat 1988 Yılında Doğdu.
DXN Adlı Şirket bir anda zengin yatırımcıların para yatırdığı büyük bir şirket haline geldi.
İlaç firmaları arasında en büyük pasta DXN nindi.
İlaç Sanayisinde DXN adlı şirketin olmadığı bir dal olmadığı bir konu yoktu.

DXN Adlı Şirket 21 Şubat 1988 Yılında ER - 1942 Serum Sayesinde : Dünya da bir anda önlenemez yükselişi başlamış oldu.

Dünya üzerinde olmadıkları ülke yoktu.

Afrika'daki fakir insanlara yaptıkları yardımlar ile şirketi dünya kamuoyun da sempatik bir yere getiriyordu. Aslında DXN şirketi yeni ilaçlarını yeni serumlarını test ettiği bir üsttü sadece afrika yarım adası.

DXN Çalışanları ER - 1942 Adını verdikleri serumu insan üzerinde defalarca denemişlerdi.
Fakat hayvanlarda görülen semptomlar haricinde insanlar ölüyordu.

1 Haziran 1994 günü geliştirilmiş ER-94 serumunu 17 yaşında bir kız çocuğuna enjekte ettiler. Bilim adamlarının tek gözden kaçırdıkları şey kız çocuğunun hamile olmasıydı. ER-94 Serumu enjekte edildikten 41 dakika 10 saniye sonra kız ölmüştü. Hiç bir yaşam belirtisi yoktu. Ve bilim adamları gene başarısız olduklarını düşündüler.
Aslında başarısız olmamışlardı.Kızı ailesini teslim ettiler. Kız kabilenin geleneklerine göre toprağa gömüldü. 3 Gün sonra ise topraktan çıkan ölü bebek bütün kabileyi zombiye cevirmeyi başarmıştı. Bebeğin ısırık ve kan yoluyla bulaştırdığı sıvı insan vücuduna girdiğinde salgıladığı toxinle birlikte kalbi direk etkileyerek sinir sistemini çökertiyordu. İnsanı yavaş yavaş öldüren bu serum; tek bir ısırıkla bile insanı zombi ye dönüşebiliyordu. Isırılan bir insan 3 gün ( 60 Saat ) içinde zombiye dönüşüyordu. Eğer Er-94 Serumu insanın vucuduna ısırık veya kan yolu ile girerse ve insan o an ölürse 3 günlük süreç işlemeden o insan hemen zombiye dönüşüyordu.
DXN şirketi zombilerin baş gösterdiği bölgeyi karantinaya alıp yerli halkın üzerlerinde deneyler yaptı. Olay duyulmuştu fakat sadece söylenti olarak kaldı. Hiç bir tanık yoktu. Bu olayın söylenti olmasından yararlanan film sektörü zombi filmleri çekmeye başladı. Üzerine kitaplar yazıldı. Fakat söylenti olarak kalmıştı.

1994 yılında patlak veren bu olaydan sonra ülkeler kendi savaş stratejilerini bir kenara bırakıp ; zenginlerin yaşayacağı dünya yı oluşturma yoluna gitmeye başladılar. Fakir insanlar hızlı bir biçimde yok olacaktı.
Türkiye de de bir askeri kamp kuruldu. Terör örgütü ile mücadele etmek için kurulduğu söylenmişti. Askeri kamptaki askerlere adrenalin timleri denmişti.
Askeri kampa yetiştirme yurtlarında bulunan çocukları teste tabi tutmadan aldılar.
Ve askeri okulların sınavlarına giren orta düzey ve fakir ailelerin çocuklarınıda bu kampa koşulsuz kabul etmişlerdi.
Yıllar boyu süre gelen askeri dayanıklılık eğitimleri süregelen sınavlar testlere tabi tuttular. Fiziksel olarak iyi durumda olan bu askerlere tek bir şeyi öğrettiler itaat etmeyi.
Ve 7-8 yaşlarından itibaren öğretilen tek şey ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyetinden bir kişi dahi yaşayacak ise 1000 lerce Türk Vatandaşı feda edilir oldu.
Bunu anayasa gibi hafızalarına kazıdılar.
Bu askerler hiç bir şeyi sorgulamıyor ve verilen görevi yerine getiriyordu. Doğru yada yanlış bilinçleri yoktu. Sadece emirlere itaat etme vardı onlar için.
Türkiye de bu timler 7 ayrı bölge ye ayrılmışlardı. İstanbul bölgesindeki bir asker istanbulu avucunun içi gibi sokak sokak biliyordu.

Türkiye de zenginlerden alınan paralar ile üstler inşaa edildi.
İstanbul bölgesinde avrupa ve asya olmak üzere 2 üst . Diğer büyük şehirlerde ise birer üst vardı.
Büyük kalelerden oluşan bu yapıların içinde herşey vardı. 5 Yıldızlı otelden daha konforluydu . İçinde Tam teşekküllü hastanesi bile vardı.
Ve buralarda çalışacak kişilerde gene yetiştirme yurtlarından seçilen çocuklardı.

 

17 Ağustos 2009 Yılında DXN adlı şirkette bir kaza oldu. Bir reaktörün patlaması sonucu ER-94 Serumu Güney Amerika Kıyıların da aktifleşmişti.
Olayı örtbas etmeye çalıştılar fakat virüs kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam etti. Virüs kurbanlara tükürük veya kan yoluyla bulaşıyor. Bulaşan kişinin hayati fonksiyonları 3 gün sonra duruyor; insani duygularının hepsi gidiyor ve canlılara saldırmaya onları ısırmaya başlıyorlardı. İnsan eti yiyerek besleniyorlardı.
Bu hastalığı durdurmanın tek yolu bulaşan insanın kafasından vurmaktı. Başka bir yolu yoktu.
ER-94 Serumunun Amerika Kıtasını etkisi altına alması 3 ayını bulmuştu. Amerika kıtasından ucak seferleri ve ulaşımlar durmuştu.
Serum sadece Amerika kıtasındaydı. Amerika kıtası yok oluyordu. Avrupadan ve Asya dan Amerika Kıtasına giden askeri birliklerden bir süre sonra haber alınamıyordu.
Bir çok iyi asker Amerika kıtasında yok olmuşlar yada et yiyen zombilere dönüşmüşlerdi. Bütün dünya tehlike altındaydı.
İnsanlar erzak topluyorlardı. Piyasalarda Altın ve Dolar dibi görmüş. Borsalar batmıştı. İnsanların değerli gördüğü Altın para gibi şeylerin hiç bir değeri kalmamıştı.
Avrupada Ve Türkiyede tam bir kaos hakimdi.
İnsanlar evlerine kuru gıda depoluyor evlerini daha sağlam barınaklar haline getiriyordu.
Amerika kıtasından gelen görüntüler insanları daha da umutsuzlaştırmıştı. Görüntülerde insanlar birbirlerini yiyordu. Korku filmi senaryosu gibiydi dünya.
DXN adlı şirket ise ER-94 serumunun çağresini bulduğu söylüyordu. Ama insanlar inanmıyorlar ve korkuyorlardı.
Rüyalar ülkesi Amerika yanıyor ve yok oluyordu.

21 Aralık 2009 Günü O kadar sıkı önlemlere rağmen ER-94 Serumu avrupa kıtasında görülmeye başladı. Ülkeler önlemlerini iyi alamamışlardı.
Bulgaristan ve yunanistan da görülen virüsün son durağı Türkiye olacaktı.

1 Şubat 2010 tarihinde ER-94 Serumu Edirne İzmir ve Çanakkalede görülmüştü.
2 Şubat 2010 da ise ER-94 Serumu İstanbul'da görülmüştü. Askerler ve polisler cağresizdi.
Türkiye Cumhuriyeti o an düğmeye bastı. Ülkenin önde gelenlerini daha önce oluşturduğu timler vasıtası ile üstlere yerleştirmişlerdi.
Ve timleri operasyon için hazırladılar. Kalan vatandaşlarımızı kurtarmaktı operasyonun adı.

2 Şubat tarihinde Ölüm bizim en büyük sırrımız diyerek operasyon başlamıştı.

 
Toplam blog
: 3
: 459
Kayıt tarihi
: 02.02.14
 
 

Kocaeli Gölcük doğumlu olan Baykuş Salvador. İlk öğrenim yıllarını Gölcükte geçirdikten sonra 199..