Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '14

 
Kategori
Futbol
 

Devlet Baba, vergisini ödeyen Fenerbahçe’yi niye “işgalci” yaptı?

 Devlet Baba, vergisini ödeyen Fenerbahçe’yi niye “işgalci” yaptı?
 

Devlet Baba, babaların babasıdır. Böyle olunca da, biçarenin, haksızlığa uğradığını düşünenin sığındığı limandır. Bu limanda devletin gücünü elinde tutana, “baba” diye sarılan çoktur.  Çünkü ele sarılan, tarihten gelen bir alışkanlıkla, devletin “kötü”, “art niyetli” olamayacağını düşünür.

Devlet, yurttaşını ezmez; ezene de izin vermez!

Gerçekten böyle mi?

Dün de değildi, bugün de değil; gidiş o ki, yarın da olmayacak!

Devlet, “baba”, ama “iki yüzlü” bir baba. Böyle olunca da, “öz evlat”, “üvey evlat” çıkıyor karşımıza.

“Muamele”ler, Devlet Baba geleneğine hiç yakışmıyor.

*****

Geçimini “çenesi”yle, “kalemi”yle sağlayan ve geleceğini güvence altına alanlar, ne yazık ki, “evlat” konusundaki kayırmaları hiç görmezler. Görmedikleri gibi de, işlerine geleni genelleştirir, gelmeyeni “özel”de ele alırlar.

Nedir bu “baba”lık?

Konuyu spor kulüpleri yönüyle sınırlandıralım:

Kimi kulüpler, devlete vergi veriyor; kimileri vermiyor. Vermeyenler, o vergileri başka alanlarda kullanıyorlar. Devlet, “anahtar teslimi stat” yapmayı bir “baba”lık görevi olarak görüyor. Buna karşın, o külüpler, yükümlülüklerini yerine getirmiyor; “baba” da bütün bu olanlar karşısında sessiz kalıyor. Ama öte yandan, “üvey evlat” sayılana sıra gelince, yasalar/ yönetmelikler/ zorluk çıkarmalar/ yolda bırakmalar akla geliyor.

Örnek mi bekliyorsunuz?.

“Güç”ü elinde tutanlar, onu başkaları için kullananlar, yükümlülüğünü yerine getirmeyene ancak “açıklamalar”la yanıt vermekle yetiniyorlar. O açıklamalar gösteriyor ki, “kollanan”, kendisini daha üstün görüyor. Yoksa niye yükümlülüklerini yerine getirmesin?

Getirmiyor işte; bir de zeytinyağı misali üste çıkıyor!

Yükümlülüklerini yerine getirene ise, yaptıklarının karşılığında verilmesi gerekenler verilmiyor.

(“Kenan Evren Lisesi ile ilgili devlete 3 okul yaptık. Okulun arazisini Kadıköy Belediyesi’nden satın aldık.  Yeni gösterdikleri yerde kapalı spor salonunu yaptık. Bu üç okulun Fenerbahçe kulübüne maliyeti 30 Trilyondur. Biz devlete karşı bütün taahhütlerimizi yerine getirdik.”, Aziz Yıldırım)

*****

Devlet Baba, “Fenerbahçe Eğitim Kurumları”nın üzerinde yükseldiği arazi konusunda da “üvey baba"lık yapıyor. Aziz Yıldırım, yeni öğretim yılının açılış töreninde, bu konudaki zorlukları bir kez daha dile getirdi; okul arazisinin binalarla birlikte satışının sağlanması için çalıştıklarını belirtti:

"Bu okul için 50 trilyon lira bu arazi için fiyat biçtiler. Bunu ödeyeceğimizi de beyan ettik. Buna göre ihale hazırlıkları ve kulübe göre düzenlemeler yapıldı, ama gene vazgeçtiler. Emirler büyük yerlerden geldi. Şimdi duyduğumuza göre 70 trilyona ihale vereceklermiş. Bunu kaç milyon dolar ve YTL'lere çıkarsalar da burası Fenerbahçe'nindir, biz ne olursa olsun, alacağız.

Engelleme, vazgeçmeler niye?

Bir yıldır ihale yapmayan Maliye, oyalama yoluna gidince, Fenerbahçe işgalci durumuna düştü.

“İşgalci nasıl olur?” diye sormayın; bunu “Satış Sözleşmesi”  diyor:

(Bkz: http://www.ist-def.gov.tr/ihaleler/eylul14/34350109771.htm)

“Taşınmaz Özel Fenerbahçe Eğitim Kurumları tarafından kolej, anaokulu, yüzme havuzu, bekçi kulübesi, trafo ve okul bahçesi olarak işgallidir.”(Madde 14)

“İşgalci”, yani Fenerbahçe, ihaleyi kazanırsa ne olacak?

Sorunun yanıtı yine “Satış Sözleşmesi”nde var:

“Taşınmazın satış ihalesinin fuzuli şagil üzerinde kalması durumunda ecrimisil bedeli ödenmeden tapuda ferağ verilmeyecektir.” (Madde 17)

İhale, 30 Eylül Salı günü saat 14.00’te yapılacak. “Ne pahasına olursa olsun, alacağız” deniyor, ama ihale kazanılsa bile dışlanma olasılığı da var.

Demek oluyor ki, devlet, Fenerbahçe'ye iyi gözle bakmıyor.

Niye?

Biliyorum, en zor soru, yanıtı bilinen soruyu sormaktır.

*****

Sona doğru...

Devlet, spor alanında da kulüplere bakışıyla, Devlet Baba olma sıfatını, koruyuculuğunu yitirmiş gözüküyor. Artık, “devlet”, ayrım yaparak, “yükümlülükler"ini yerine getirmeyenleri kollamayı, yerine getireni dışta bırakmayı olağan işlerden sayıyor olmalı.

Vergisini vermeyene, verilenlerle “anahtar teslimi stat” yapan Devlet Baba, vereni nasıl olur da cezalandır?

Akıl kârı değil, ama gerçek!

Bir başka gerçek de, MASAK’ın kulüpleri denetleyecek olması...

"Üvey evlat”, “öz evlat” muamelesi yapan Devlet Baba, bu denetlemeyi nasıl, hangi amaca uygun yapacak?

Son söz:

Allah, kimseyi “evlat ayrımı” yapan “baba”ların eline düşürmesin!
 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..