Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '16

 
Kategori
Güncel
 

'Emanet şeyle gerdeğe girme macerasına karşı 'Fırat Kalkanı'!

'Emanet şeyle gerdeğe girme macerasına karşı 'Fırat Kalkanı'!
 

Gücü olmayan ve bu güçsüzlüğünün farkında olarak korkaklık paronayası içinde olan insanların kendilerine güçlü bir hami bulduklarında nasıl canavarlaştıklarını, esip gürlediklerini ve bu hami gücünü arkalarına alarak nasıl sağa sola saldırdıklarını hep görmüşüzdür...

Ben bunları fino köpeklerine benzetmiştim. Gerçekten de aşağılık ve aşağılık oldukları kadar da ezik olan bir kişilik bozukluğundan bahsediyoruz.

Bakınız 14 Şubat 2016 tarihli 'Suriye'de vekâlet savaşları ya da emanet şeyle gerdek gecesi macerası!' başlıklı yazımda bununla ilgili neler söylemişim:

"İki süper güç Amerika ve Rusya'yı aynı anda arkasına alan ve her ikisinden de cömertçe silah yardımı gören PYD/YPG'nin durumu ise fino köpeklerine benziyor. Bilirsiniz, fino köpekleri ufacık, minnacıktırlar. Bir ısırımlık canları vardır. Sahiplerinin yanlarında aslan kesilirler, korkusuzca koca koca köpeklerin üzerine saldırırlar. Sanki parçalayacaklarmış gibidirler. Sahipleri yanlarında olmadığında ise 'viyak viyak' kaçarlar.

PYD/YPG'nin durumunu sanırım bundan daha iyi anlatacak bir örnek olamaz. Koca Türkiye'ye meydan okuyorlar. Tasmaları sahiplerinin ellerindeyken bile gerektiğinde Türkiye'nin onlara derslerini vereceğinden ya da ortalık tam karıştığında arada ezilip gideceklerinden haberleri bile yok.

Atlar tepişirken arada eşeklerin ezileceğini bilmiyorlar. 

Sahiplerine çok güveniyorlar ve boylarından büyük işlere kalkışıyorlar.

'Başkasının şeyiyle gerdeğe girilmez' özdeyişimizi duymuş olsalardı, sanırım böyle bir şeye kalkışmazlardı.

Bu dünyada hiç kimse kimseye karşılıksız günahını bile vermiyor. Onları kullandıktan sonra bir kağıt mendil gibi buruşturup bir kenara atacaklar.

Yarın ortalık durulduğunda, sahipleri onları bırakıp gittiğinde Türkiye ile baş başa kalacaklar.

Türkiye'nin güvenini kazanmak varken; onların gazına geliyorlar ve hayaller içinde yüzüp gidiyorlar!"

***

Bugün itibariyle Türk Silahlı Kuvvetleri 'FIRAT KALKANI' adını verdikleri bir operasyonla Ceraplus bölgesinden Suriye'ye girdi.

TSK, Türkiye'nin başından beri istediği Türkiye açısından hayati derecede önemli olan bu operasyonu bir yıl önce yapmış olsaydı, başta Amerika olmak üzere, Suriye rejimi, İran, Rusya, Avrupa ülkeleri, kısacası bütün dünya bu operasyona karşı çıkacaktı.

Burada PYD'yi saymıyorum. PYD, Kobani'de durumun en kritik olduğu, yani IŞİD'in burada bir katliam yapmaya yöneldiği bir dönemde bile TSK'nın yardıma gelmesine karşı çıkmıştı. Gerçek amaçlarının ne olduğunu bugün için daha iyi anlıyoruz. Kobani olaylarında TSK devreye girseydi ve IŞİD'i bölgeden temizleseydi, PYD bugün elde ettiği avantajları sağlayabilir miydi? PYD adeta bugünkü varlığını IŞİD'e borçlu. Bizim için acı olan ise ABD'nin Türkiye gibi bir müttefikini karşısına alarak böyle bir kirli oyunu gerçekleştirmeye çalışmasıdır.

Geldiğimiz noktada konjonktür tamamen değişti. Türkiye Suriye topraklarına girdi; ne Suriye rejiminden, ne İran'dan, ne Rusya'dan, ne de Batı'dan olumsuz bir açıklama yok. Hatta Amerika 'hava koruması' yapacağını açıkladı.

Sonuç ne oldu?

Salih Müslim liderliğindeki PYD, Münbiç'ten sonra Ceraplus'u da bir şekilde alarak Afrin'le buluşacak ve Suriye'nin kuzeyinde Kürt koridorunu oluşturacaktı. Başka bir anlatımla Afrin'le 'vuslat' ya da 'gerdek gecesi' sağlanacaktı.

Salih Müslim'in çok güvendiği Amerika onu sahipsiz bıraktı.

Tıpkı yukarıda alıntı yaptığım yazımda ifade ettiğim gibi...

Öğrendiğimize göre Salih Müslim sosyal medyadaki hesabindan esip gürlüyormuş, Türkiye'ye tehditler savuruyormuş!

Ceraplus'tan sonra TSK'nın Münbiç'e yöneldiğinde, yani Türk ordusunun nefesini ensesinde hissettiğinde onun nasıl kaçacak delik arayacağını yaşayıp göreceğiz.

Emanet şeyle gerdeğe girilemeyeceğini Salih Müslim ne zaman öğrenecek ve ne zaman hayal kurmaktan vazgeçecek?

Hasan Basri Özgen

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..