Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '16

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray-Beşiktaş ‘derbi’si, Lig’in yazgısını değiştirir mi?

 Galatasaray-Beşiktaş ‘derbi’si, Lig’in yazgısını değiştirir mi?
 

İki taraf da rahat mı rahat!.

Galatasaray’da konuşkan yöneticiler suskun!.

Demeç, açıklama falan yok!.

(Terör gerekçesiyle ertelenen Fenerbahçe maçının ne zaman oynanacağı konusunda Dursun Özbek’in ne kadar kararlı, kulübünün haklarını koruyan bir başkan olduğu görüldü:

“Fenerbahçe'nin yine deplasman dönüşü olması bizim de ev sahibi olmamız gerekir yeni tarihte. Bu tarih bizim olmazsa olmazımızdır. 28 Nisan'da oynanması gerekiyor.”

Niye 28 Nisan?

Fenerbahçe, Trabzon’dan dönecek; yorgun olacak. Bu, Özbek’e göre bulunmaz bir fırsattı!.)


*****

Galatasaray’da konuşkan yöneticiler suskun!

Fenerbahçe maçı için kesenin ağzını açan yönetimin, bir “süper prim” açıklaması yapmaması, bu maçı önemsemediklerini, sıradan bir maç gördüklerini göstermez mi?

Gelenin gidenin yendiği, ama Fenerbahçe’nin yenemediği, berabere kaldığı için aşırı sevinen bir Galatasaray...

As oyuncularını dinlendiren, sakatlarını o maçta oynayacak düzeye getiren bir Galatasaray...

(Galatasaray’ın Beşiktaş maçını sıradan bir maç saydığı, Ziraat Türkiye Kupası rövanş maçında 3-1 yendiği Rizespor karşısına “tam kadro” çıkmasından belli. Nasıl olsa tur atlayacağı maçta, kimi “sağlam” oyuncuları dinlendirme gereksinimi duyulmadı. Üstelik sakatlar verildi; şimdi onlar, Kupa finaline yetiştirilecek.)

Görülen o ki, Galatasaray, Beşiktaş’la oynayacağı Lig maçını değil de, 26 Mayıs’ta Antalya’da Fenerbahçe’yle oynayacağı Ziraat Türkiye Kupası finalini düşünecek! Çünkü Fenerbahçe’yle “gazozuna maç” da olsa, o maçlar  ayrı bir tat veriyor.

Demek ki Galatasaray için de Fenerbahçe, “asıl” rakip!.

*****

“Manzara-ı umumiye” ne?

Beşiktaş’ın hedefi, şampiyonluk!

Ya Galatasaray’ınki?

Lig’i, Avrupa'ya gitmeyi sağlayacak bir yerde, en azından 5. sırada tamamlamak... Bu olmazsa, Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanmak...

Havaya bakılırsa, gerçekleşme olasılığı olmasına karşın, ilki “hedef” olmaktan çıkmış!.

Galatasaray’ın Avrupa’dan “men” cezası olmasa, özellikle Beşiktaş’la yapacağı maçın, kendi açısından, önemi hiç mi hiç olmayacaktı!. Çünkü Galatasaray için, başta yöneticilerin bakışı öyle, Fenerbahçe’yi yenmek bir başka...

Hele yolunu kesmek, yarı yolda bırakmak, kısacası ”darbe” vurmak...

Fenerbahçe maçı için kesenin ağzını açma, bu maç için “süper prim” açıklaması yapmama, dediklerimizi kanıtlar yönde...

Galatasaray’da genel bir tavır/ beklenti var:

Benim işimi başkası yapsın, yetersiz kaldığım yerde bana yardım eli uzatılsın...

*****

Bizde kulüp taraftarlığı, “asıl rakip” sayılana “yüklenmek” üzerine...

“Asıl rakip” kazanmasın da ne olursa olsun!. “Asıl rakip”i yenmek, zorda bırakmak, arkadan bakar duruma düşürmek, onun yolunu kesmek; şu ya da bu nedenle/ gerekçeyle bir başkasına yol vermek...

Futbolcusu bir mutlu, taraftar daha bir mutlu!.

“O olmasın da kim olursa olsun”, son söz oluyor.

Bizde “derbi” dendi mi, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki maçlar akla gelir. Bunların arasına bir başkasını sokmak, eğreti durur!. Bu “üçlü”, çoğu kez, “ikili”ye iner:

Fenerbahçe-Galatasaray...

Futbol kamuoyunda, hangi kesimden, hangi konumda olursa olsun, kime sorarsanız, Galatasaraylı yarışın dışındaysa, Fenerbahçe olmasın da, der.

Galatasaray olmasın da... diyen Fenerbahçeliler, duruma göre olmuştur, olacaktır da...

Dün Bursaspor’un, Trabzonspor’un, Galatasaray'ın şampiyon olmasını isteyenler, bugün Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istiyorlar.

Memlekette “fikir hürriyeti” var, kime ne diyeceksin?

*****

Galatasaray’ın, sokaktaki taraftarı, ekran/ köşe taraftarı olanlar da dahil, kazanacağını düşünen pek yok!.

Galatasaray’da konuşkan yöneticiler suskun!

Galatasaray’ın durumu, doğrusu, bu sezonki gücü ortada. Beşiktaş’tan sonra en çok gol atan, ama en çok gol yiyenler arasında... Beşiktaş’ın 73 puanına karşılık 45 puanı olan...

Puan tablosuna göre, güç, Beşiktaş’tan yana...

Ama sahada oynayacaklar adına, onlardan vekâlet almış gibi konuşmak, sonucu belirlemek, doğru değil. Hele, bir sahaya çıkılsın, kimlerin çıkacağına da bakalım, maçın gidişinden neyin ne olduğu anlaşılır. Kimin kimi yenmeye gücü var, rastlantılar, şans ve şansızlıklar bir yana, o zaman göreceğiz.

O zaman sahaya çıkacaklara, onların arkasında/ yanında olanlar için, onların adına...

Son söz:

“Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar;
Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr,
Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr,
Gölgemin peşinden yürür giderim...”
(Necip Fazıl Kısakürek)

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..