Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '18

 
Kategori
Deneme
 

"Güzel Bakmak Sevaptır"

"Güzel Bakmak Sevaptır"
 

 
“Kararsız olma. Yanlış yola sapman endişe yaratmasın. Sorunlardan biri bu: insanlara asla yanlış bir şey yapmamaları öğretiliyor, onlar da yanlış yapmaktan o kadar korkmaya başlıyorlar ki, hiçbir şey yapmıyorlar. Hareket edemiyorlar. Yanlış bir şey olabilir. O zaman bir kayaya dönüşüyorlar, hareket kabiliyetlerini yitiriyorlar. Mümkün olduğunca çok sayıda hata yap ama bir şeyi unutma: aynı hatayı tekrarlama. O zaman gelişirsin. Yoldan sapabilmek özgürlüğünün bir parçasıdır. Ve bazen karşı çıkmak güzeldir, bu şekilde, bir omurgaya sahip olmaya başlarsın; yoksa omurgasız milyonlarca insan var.”
 
Yukarıdaki yazının kaynağını hatırlamadığım için paylaşamıyorum. Fakat yazı boyunca kendimden bir çok parça buldum; yanlış yapma korkusu, yoldan sapmak gibi.
 
Her yanlıştan yola çıkıp bir doğruya ulaşabilmeyi denedim. 4 yanlışın 1 doğruyu götürmesini ve 4 doğrumuzun 1 yanlışımızı götürmemesini adaletsiz buldum. Sevemeyeceğin bir insanın da haklı olduğu veya bana öğretebilecekleri olduğuna inandım. Ama bu, onlara yakın olmamı gerektirmedi.
 
Hatalarımı tespit edebilme kabiliyetim mevcuttur. Ancak aynı hatayı tekrarlamama konusunda aynı kabiliyete sahip miyim ? Her derde deva (!) “zaman” bu soruya kesin cevabı, tokat niteliğinde yapıştırabilir temennisiyle…
 
Aslolan çok hızlı geçerken zaman, doğruyu yakalayabilmek. Öz eleştirimi de yaparım, ya çok ilerdeyim ya çok geriden takip ediyorum. En azından bir yol tutturabilmek de başari sayılabilir geç de olsa. Kuşlar, kelebekler, börtü böcek sevgisiyle Polyanna türevi yaşayan şairane şahsiyet izlenimi vermesek de kafada bunlar var. Sadece doğru zamanda doğru yerde olmaya yeni başladığımı sanıyorum.
 
Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Bu, şansa bırakılacak kadar önemsiz mi? Dolayısıyla şans kavramı talihsiz bir bakış açısıdır. Hiçbir şey tesadüflerin eseri değildir. Kaderimizde ne yazılmışsa onu yaşıyoruz.
 
Cuma cemaatinin yüzde kaçı Kur’an-ı Kerim Türkçe mealini hayatlarında en az bir kez okumuştur? Bir kitap okunacaksa öncelikle “O” okunmalıdır. Defalarca okudum, hala okumaya devam ediyorum. Rabbim indirildiği dilde de okumayı nasip eylesin.
 
Kitap fuarındaki izdihamı görünce “hani Türkler okumayı sevmezdi” diyenleri duydum kalabalıkta. Belki de gerçekten çok okuyan, sürekli belgesel izleyen bir toplumun bireyleriyiz.
 
İslamın şartları nedir, imanın şartları nelerdir bunları bilenlerin yeterli çoğunlukta olduğundan bile şüpheliyim. En azından Cuma’ları Kehf Suresini okumanın, okuyamıyorsak dinlemenin faziletini, mutluluğun şifresinden sayanlardanım.
 
Günlük hayatında dinlemeyi bilmeyen, iletişim yoksulu bir grup insana; karşısındaki konuşmacıyı sessizce dinleyip, söylediklerini düşünmenin önemini anımsatması ne büyük lütuftur.
 
İçerik olarak zaten can kulağıyla dinleyenler için kullanma kılavuzu niteliğinde bilgiler barındırır. Bir vaazda “güzele bakmak sevaptır” sözünün aslında “güzel bakmak sevaptır” olduğunu öğrenmiştim. Çünkü güzel bakan güzel görür. Laf aramızda zorla güzellik olmaz.
 
Etrafınızdaki güzellikleri gözlerinizin görebileceği en yüksek çözünürlükte görmeniz dileklerimle…
 
 
Önder Aydın
 
Toplam blog
: 4
: 221
Kayıt tarihi
: 28.10.17
 
 

Dünya (gerçekten-çok) küçük. Bunu inanarak söylüyorum, çünkü herkesi “bir yerden” tanıyoruz. Yılı..