Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '16

 
Kategori
Güncel
 

"Terör" sözcüğünün tılsımı

"Terör" sözcüğünün tılsımı
 

Terör sihirli bir sözcük. Belki de her şeyi yok etme gücü olan sihirli bir değnek. Bu değneği nereye ve kime yöneltirseniz onu yok edebilirsiniz. Öyle ki bir teröristin veya terör yuvasının yok edilmesine kim karşı çıkabilir! Terörist olarak damgalanıp yok edilmek istenen birini savunacak kimse-kurum-ülkeyi de bu sihirli değnekle hemen işbirlikçi ilan edebilirsiniz.

Çok işlevseldir terör sözcüğü. Mesela hangi anne-baba evladının terörist olmasını ister! Kim bir teröriste selam verebilir, onunla dostluk kurabilir! Hangi mahkeme bir teröristin hakkını teslim edebilir! Çok zor. İlginçtir yaşadığımız medeniyetin en büyük icatlarından biridir terör! Tarihin her döneminde terör olmuş ama bunun uluslararası bir sorun olması ve devletlerarası ilişkilerde etkili bir silaha dönüşmesi 1970'lerden sonradır.

Genel kabule göre terörist, meşru veya gayrı meşru bir hedefe şiddet kullanarak ulaşmak isteyen kişidir. Siyasal veya kültürel araçlarla bunu yaptığınızda (normalde) muhalif olursunuz. Ama film burada kopuyor. Eğer demokratik bir ülkedeyseniz çoğunlukla muhalif olursunuz. Ya değilseniz! Gazetede yazı yazmanız, siyasal faaliyet yürütmeniz, "teröristlerin" partisini desteklemeniz, kültür lokallerine gitmeniz, gazetelerini almanız suçlu olmak için yeterli sebeptir. Bunu demokrat ABD’de bile McCartizm ile sosyalistlere, İslamofobi ile Müslümanlara yapabilirsiniz ve halkın güçlü desteğini arkanıza alabilirsiniz mesela.

Peki, terör grupları nasıl doğar? Dünya'da 1960'lardan beri faal olmuş "terörist" grupların çok büyük kısmı motivasyonunu din ve milliyetçilikten almıştır. Teori şu; önce devlet toplumun belirli etnik, dini, mezhepsel veya ideolojik kesimlerine baskı uygular. Onların evrensel haklarını vermek istemez veya onları asimile etmek ister. Bu durum "terör" gruplarının gerekçesi olur. Sonra ise devlet bu terörü gerekçe göstererek topluma daha güçlü baskılar uygular. Bu sebeple terörü silah gücüyle ve şiddetle bitirmeye çalışan ülkelerde bir süre sonra anti-demokratik uygulamalar olağan hale gelir. Çünkü terörün bitirilmesi çok önemlidir! Öyle ki, "söz konusu olan vatansa gerisi teferruattır”. Mesela köylerin yakılması, şehirlerin yıkılması, yüzbinlerce insanın göç etmesi, on binlerce insanın makul şüphe ve işbirlikçi suçlamasıyla tutuklanması basit bir teferruattır. Toprağa düşen 20'lik gençler "şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganı atılınca zaten mutlu olur, geride bıraktıkları yakınları acı hissetmez olur. Terörle mücadele için bunların sözü olmaz. Fakat bu arada nice demokratik-liberal liderler şahinleşir ve tanınmaz hale gelir.

Modern ulus-devletlerin kuruluşu doğal olarak bazı etnik, dini, mezhepsel tartışmaları beraberinde getirir. Varlıkları egemen uluslarca kabul edilmek istenmeyen topluluklar demokratik yollarla kimliklerinin tanınmasını ister. Bu mümkün olmazsa çoğunlukla silahlı gruplar mücadeleye başlar. Bu mücadeleler sonucu 50 yılda neredeyse 60-70 devlet kuruldu. Bunlar çoğunlukla bağımsızlık mücadelesi verirken terörist kabul edilmiş ancak başarı kazanılınca saygın bir ulusa dönüşmüştür.

Tekrar geri dönelim. Eğer bir etnik, ideolojik, dini, mezhepsel grup şiddete başvurmak istemezse ne olur. Bunun anlamı ya asimilasyon ya da demokratik mücadele ve sivil itaatsizliktir.  Egemen devletler bu ikinci toplumlardan hoşlanmaz. Çünkü ulusal-uluslararası toplum nezdinde haklı talepler çoğu zaman ulus-devletlerin kurucu felsefesine uymaz. Ama buna bir kılıf bulmak gerekir. İşte terörün sihirli yönü buradadır. Bu grubun velev ki küçük bir parçası terör yanlısıysa devlet bunu gerekçe göstererek "işte bunlar terörist. Bunlarla oturup konuşulmaz, pazarlık yapılmaz. Bunlar ülkeyi bölmek istiyor..." gibi sayısız ve etkili gerekçeyle içeride-dışarıda bu toplumun bütün haklı talepleri buharlaştırılır. Bazı örgütlerin ilgili ülkelerce bu gerekçelerle kullanıldığı iddia ediliyor. Bir adım daha ileri gidersek, el-Kaide, IŞİD, Boko Haram & İslamofobi bağlamında da aynı mantık yürütülebilir. Terör korkusu ve patlayan İslamofobi sonrasında Batı'da yaşayan Müslümanların en haklı davalarında bile kendilerini ifade etmekte zorlandığı uzmanlarınca ortaya konuyor.

Özetle terör günümüz toplumlarının en büyük problemlerinden biri. Teknolojinin imkanları, kapitalizme tepki ve devletlerarası çekişmelerden istifade ederek yayılıyor. Ancak bunun bir taraftan susturulmak istenen muhaliflere karşı etkili bir silah diğer taraftan bir kısım haklı taleplerin önünü kesmek için bir perde şeklinde kullanılabildiği unutulmamalıdır. Sonuçta burada bütün "teröristlerin"  aslında iyi çocuklar olduğunu iddia etmiyoruz ama bu sihirli sözcüğün kullanım gücüne dikkat etmek gerekir.

 
Toplam blog
: 17
: 489
Kayıt tarihi
: 01.02.16
 
 

Aslen Trabzonlu, İki çocuk babası din sosyoloji alanında Dr.   Yakın dönem Kürt toplu..