Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Yağmur, yağmur, yetti gari" Arka bahçemiz Foça'dan baharı İzmir'e taşıdık.

"Yağmur, yağmur, yetti gari" Arka bahçemiz Foça'dan baharı İzmir'e taşıdık.
 

“Foça’ya bahar geldi” denildiği anda, bilin ki aynı anda İzmir'de baş sıradadır o da baharlaşıvermiştir. İzmir ve Foça, birbirlerinin ön ve arka bahçesidir.

Foça’da adam, sigarasını yakacağı anda, çakmağı alev alevdir. Aynı adam, çakmağını İzmir’de çaktırdığında alevi pörsüktür. Bir elektrik akımı gibidir bahara duyarlılık Ege’de. Her iki taraf, birbirini elektrikler. Foça’da oksijen fazlalığıdır olan bitenler.

Mesela bahara dokunmak için çiçekli yollardan, pembe bahar dalları arasından geçmek, akşamın kızıllığı ile sarhoş olup, romantizme dalmak.. Üstüne üstlük bir  bol oksijenli havayı içinize sımsıkıca çekerseniz,  değmeyin keyfinize.

         Eh, mide bu. Öyle romantizmden falan anlamaz. “ Hani bana? der.  Siz, batan güneşin kızıllıklarını bu sefer de gözlerinizle yudumlarken, midenizin kapısı bu sefer de çalar. Acele ve hızlı hızlı. Osssat anlamışsınızdır. Yeriniz belli. Bütün gazinolar sizindir. Yazdan kalma bir eğlence alışkanlığını bu İlkbahar’da da sürdürmeğe hazır olduğunuzu hayretle anlarsınız. Eee, gari, Egeli, fazla kışı kaldıramaz. Yetti bitti  dedin mi, o kış orada duracaktır.

         Bir gazinoya dalarsınız. Bir “tek” ile, mideyi  şimdilik susturursunuz. Daha sonra gelsin Latin müzikleri. Bir başka  gazinoda, elini kulağının arkasına atıp da çekilen uzun uzun gazeller... “Of-of’lu müzikler. Cazcıların, suları ürperten gürültülü müzikleri.

         Biz gittiğimizde, hava günlük güneşti.  Sonra akşam kapandı perde eperde. Derken müzik sesi.. Canlı canlı. Daldık içeriye levhasına bakmadan. Onları dinlerken, kimlere rastladık kimlere. Foça’ya yerleşen Ferah Arda Vural çiftini gördük. “ Kandırabilsem  Palandökene götüreceğim ama, gelmiyor” diye yakındı Arda Bey. Kendisi 70 ine merdiven dayamış. Foça’da tenis öğretmenliğine soyunmuş.  Atletik bir yapısı var. “Atla suya, git şu adacıklara desen, atlarım” diyor. Spor yapan, bir Foça sakini. Eşi, Fransızca Öğretmeni. Emekli. Basında Uludağ’da kayarken, üstü çıplak bir adam resminin sahibi, işte bu Arda Bey,  edindiği “dinamizmlerini  gözlemliyor.”  Kaç saat dayanabilirim diye. O vaziyette 3 saat dayanabilmiş.

FERAH VURAL (sol başta) "YAZ DEDİLER, ÇARLİNİN MELEKLERİ" BİZ DE DENİLENİ YAPTIK.

         Aynı gazinonun adı eskiden  Sandal’dı. İsim değişikli olmuş. Bu sefer eski patronu Dilek Sesigür Hanımı, arkadaşı Selim beyle gördük. Şen şakraktılar. Yeni yeni düşünceleri var.

         Greek müzik fırtınalar estirirken, biraz da İzmir akşamlarını , aynı gün yaşayalım dedik. Ve Vona’ya geldik. Hani şu bütün  meşhurların uğrak yeri olan Caner’in yerine.

         Buranın müdavimleri, alışkındır. Foça’da, yer beğenmede  problemsizler ama, burada yer beğenirler. Hep aynı yere oturmayı isterler. Bunların başını da Orhan Mısırlı ve arkadaşı Bülent Bey, çeker. Masalarında, hep aynı yeri kapan iki kız arkadaşı da, yemekte gördük ” Evlilik üzerine konuşuyorlardı.  Dilek Aluç ve Gülay Palamar’dan  birisi, “evlenmem de evlenmem” diye inadını bütün  gece sürdürdü.

         Diğer tarafta tanıdığımız bir sema. İster Fizan’da ol, çağırdın  mı gelir. Böyle bir dost, aile boyu birlikteydi. Eşi Fatma ve kızları ile mesut bir aile modeli çizdiler. Restoran sahibini eşi  Elif  Hanım, yine aynı güzelliği ile salonu ışıl ışıl ışıtmıştı. Elif Ana’ya çok hürmet var burada. Sevecen, akıllı ve  herkesin derdine koşan, sempatik  bir yapısı var. Yörede, “Elif Ana” diye çağrılıyor. Şirin mi şirin.  İki çocuğu var. Hepsi pırlanta.

         Vona geceleri bir yandan Foça geceleri bir yandan. Canınızı çekerse, bir üçüncü kapı da açılır yani. Neden olmasın.

         İzmirliler çok gezintidir  baharlarda. Her çiçekten bal alırlar. Nerede  çiçek açmışsa, ilkten orayı tavaf eylerler. Baharı karşılamak, İzmirlilerin boynunun borcudur. Her Allahın günü yağan yağmura rağmen. Biz de, sizin için bahar yumağının içine daldık, boynumuzu uzattık ve de borçlandık. tomurcuklu beyaz çiçekleriyle sarmaş dolaş olduk.

         Neylersiniz. Herkesin ayrı ayrı balı, parmaklama huyu vardır. Ört ki, ölem !

iŞTE 70 LİK DELİKANLI VE EŞİ FERAH. HEP BÖYLE SARMAŞ DOLAŞLAR.

İŞTE ARDA VURAL, GEÇEN HAFTA ULUDAĞDAYDI. ÜSTÜNÜ FORA ETMİŞ. SEBEBİ DE " KENDİMİ TEST EDERİM ARASIRA. NASİP BU GÜNE DENK GELDİ. İÇ DİNAMİZMLERİM, UMDUĞUM DİRENCİ GÖSTERİYOR MU, ONA BAKARIM" DİYOR. FOÇA'NIN OKSİJENİNİ ALIYOR NE DE OLSA.

KENDİSİ FOÇADAKİ BİR GAZİNODA SOLİST İSMİNİ SORMAYI  UNUTTUK.  SANDAL' IN ESKİ SAHİBİ,  O AKŞAM ŞİMDİYE KADAR GÖREMEDİĞİMİZ SÜSÜ İLE, GÖZLERİ ÜZERİNE ÇEKTİ , ÇOK ŞIKTI  HER ZAMANKİ GİBİ. DİLEK VE SELİM ÇİFTİ DİP KÖŞELERİ TERCİH ETMİŞLERDİ.

ORADAN GELDİK İZMİRE. VONA' NIN MÜDAVİMLERİ, HEP BÖYLE AYNI MASAYA OTURURLAR. BAHİS EVLİLİKDİ. BİRİSİNİN , ÖMÜR BOYU, HİÇ, EVLENMEYECEĞİ TUTTU O GECE. HOŞ MUHABBETTİ.

FOÇA DAN ESİNTİLER.

BİZ SAĞDAKİ KIRMIZI ELBİSELİYİ GÜNERİ CİVAOĞLU NA BENZETTİK. KENDİSİ DE HAK VERDİ KONUŞTUĞUMUZDA. BENZETEN ÇOK OLUYORMUŞ

BURASI DA BOSTANLIDFAKİ VONA

EN İYİSİ Mİ, FOÇADAN ŞAŞMA.

FOÇA, YAZ GÜNLERİNDEKİ GİBİYDİ GEÇTİĞİMİZ HAFTASONU

GECESİ DE BİR BAŞKA FOÇANINSAĞ TARAFTAKİ ŞAHIS, MİLLİYETTE BİR YAZAR VAR. ONA BENZEMİYOR MU?

GÜZEL MÜZİK YAPIYORLAR  FOÇA'DA

DÖNDÜK GELDİK İZMİRE. TAHİR OKUN, EŞİ VE KIZI. TAM KARŞISINDAKİ DE ELİF ANAMIZ. NEŞE SAÇTILAR BÜTÜN GECE VONA DA. CANERİN ÇOK İŞİ VARDI, UĞRAYAMADI ELİFİNİN YANINA.

bU ÖNDEKİ İKİ ARKADAŞIN AÇTIĞI EVLENME KONUSU UZUN SÜRDDDDDDDÜ. BİZ AYNI RESMİ BİR DAHA DEĞİŞİK OLSUN DİYE DEĞİL, BORCUMUZU EDA ETMEK İÇİN ÇEKTİK. GEÇEN SEFERKİNDE FELLİK FELLİK BENİ ARAMIŞ YAYINDA KENDİMİZİ GÖREMEDİK DİYE. AYOL BEN PAPARAZİ MİYİM. ONUN İÇİN BORÇLU HİSSETMEK İSTEMEDİM KENDİMİ

.ŞU ARDA DEDİKLERİ 70 LİK DELİKANLI ÇOK YAMAN. VURDU MU OTURTAN CİNSİNDEN OLMASINA RAĞMEN, ÇOK KUZU GÖZÜKÜR. YANİ SAKİNDİR. AMA SOSYAL KONULARDA, EN ÖNDE GİDER.  O GÜN DE YAŞ GÜNÜNE RASTLADIK. NEŞELİ BİR GURUBU VARDI. BÜTÜN OKSİJEN SEVERLER BURADAYDI. NE KADAR OKSİJEN VARSA BUNLAR TÜKETTİ ZATEN.

FOÇA İZMİRİN DAİMA ARKA BAHÇESİ OLMUŞTUR. BU SÜSLÜ PÜSLÜ HANIMLAR, ÇOCUKLARINI  ANNELERİNDE BIRAKARAK OKSİJEN SOLUMAK İÇİN BİR BARIN KAPISINDA SOLUK ALIYORLAR..rESİMDE BÜŞRA VE ARKADAŞI.

ARABALARI İLE GÜNÜ BİRLİK GELMİŞLERDİ AMMA, AKŞAMIN OLMASINI HİÇ İSTEMEDİLER. SERİN İYOT KOKULU DENİZİ BİARALAMA İLE İÇLERİNE ÇEKTİLER. LİDERLERİ GÜLÇİN EMİOĞLU İDİ. ( SARIŞIN)  GURUBUN EMİR VE KOMUTA ZİNCİRİ ONDA.

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..