A Milli felakete doğru

A MİLLİ FELAKETE DOĞRU…

A Milli takım aday kadrosu açıklandı ve birbirinden ilginç birbirinden adaletsiz tercihler göze çarptı: Formsuz futbolcular, takımlarında kadroya giremeyenler…

Acaba Hiddink ligimizle ne kadar alakalı? A Milli takımın “kadrolu oyuncuları” yine var ve Hiddink ile bile var olduklarına göre sanırım futbolu bırakana kadar da var olmaya devam edecekler. Bu durumdan çıkarılacak bir diğer sonuç ise; “Elimizde bunlardan başka oyuncu mu yok acaba?” sorusudur ki sanmıyorum. Her ne kadar yeterince üst düzey futbolcu yetiştiremediğimizi savunsam da bu kadar da değil.

Şimdi kadroya alınan futbolcuların yerlerine alternatifler üretip Hiddink’ e danışmanlık yapma niyetinde değilim; alternatif üretmek, takımın patronu olan Hiddink ve yardımcılarının işi. Dikkatimi çeken, büyüdüğünü iddaa eden Türk Milli Futbol Takımı’nın, hala, alt basamak futbol ülkeleri gibi kısır bir döngü içinde yer almasıdır. Bu nasıl üst düzey takım olmak? Süper Lig’ de yer alan “öteki” futbolcuların Milli takım oyuncusu olabilme hayaline set çeken ve öğrenme psikolojisindeki tabiriyle “Öğrenilmiş çaresizlik” yaratan bu anlayışın son bulması son derece faydalı ve ülke futboluna değer kazandırıcı olacaktır.

Form tutan ve gelişme gösteren kaç futbolcu aday kadroda diye incelendiğinde bir garip durumla karşılaşmak mümkün. Sayı 3-4 civarında. Hiddink’ in ülkemizde çok zaman geçirmeyip seçim aşamasını büyük oranda yardımcısına bıraktığını varsayarsak durum daha da kötü. Yardımcısı Oğuz ÇETİN, Türkiye’ de bulunmasına ve çok yönlü bilgi akışı sağlanmasına rağmen bu kadroyu seçerken nasıl bir mantık yürütüyor? Bazı oyuncular teknik adamlar için vazgeçilmezdir ve şartlar ne olursa olsun oynatırlar; bunu kabul etmek mümkün ancak bu kadar fazla sayıda vazgeçilmezinizin olması hiç de doğal sayılmaz. Bu ya korkak olduğunuzu ya değişimden uzak bir statükocu olduğunuzu ya bu takımın sizin umurunuzda bile olmadığını ya da bu işten aslında anlamıyor olup hasbelkader bir yerlerde bulunduğunuzu gösterir.

Buna neden olan Hiddink ise bu takım onun umurunda bile değil; eğer Oğuz ÇETİN ise sıralanan diğer kriterleri taşıdığı muhtemel; çünkü Hiddink’ in bu işten anlamadığını, statükocu ve korkak olduğunu iddaa etmek olağanüstü bir saçmalık olur.