Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '10

 
Kategori
Müzik
 

A.Pirolli ve Peter Bruns'u konuk ettik

A.Pirolli ve Peter Bruns'u konuk ettik
 

Amerika'da yayınlanan bir müzik dergisi, son kayıtları üzerine "Bu yılın, hatta belki de son on yılın en iyi CD'si ve yeni bir Casals ile karşı karşıyayız." diye yazmış onun için. Bu hafta, hakkında yazılanları kısaca paylaştığım Alman çellist Peter Bruns'u dinledik.

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, biri İstanbul'dan, diğeri Almanya'dan iki değerli müzik adamını konuk etti. Konuklarımız, İstanbul devlet Opera ve Balesi Genel Müzik Direktörü Antonio Pirolli ve Alman viyolonsel sanatçısı Peter Bruns idi. Başkemancı İbrahim Sezer.

Orkestra pek alışık olmadığımız bir sıralama ile seslendirdi programını. F.Schubert 8 No. "Bitmemiş Senfonisi" seslendirildi, konserin ilk yarısında. Müzik tarihinin, bu senfoniyi Schubert'in neden bitirmediğini hala çözememiş olması gibi bir ilginç özelliği var.

Aradan sonra bir M.Ravel eseri seslendirildi. "Couperin'in Mezarı" adlı bu eserin orijinali piyano süiti. Orkestraya yine bestecisi tarafından uyarlanmış. Eserin her bir bölümü, bestecinin cephede ölen arkadaşlarının adını taşımakta.

Konser solistimiz konserin son bölümünde sahneye çıktı ve C. Saint-Saens'ın Op.33 Viyolonsel Konçertosu'nu seslendirdi. Allegro non troppo, Allegro con moto ve Molto allegro'dan oluşan üç bölümlü konçerto, ara verilmeden çalınmakta. Konser akşamında da bu geleneğe uygun çalındı.

Viyolonsel dağarının önemli eserleri arasındaki bu konçerto için Dinleyicinin Kitabı'nda Üner Birkan: "Rapsodik, güçlü ilk tema, eser boyunca yer yer işitilir; bir tür "bağlaç" görevi üstlenir. Birinci bölümün ikinci teması, daha lirik, daha zariftir. İkinci bölümde, Saint-Saens'ın yaratmakta çok usta olduğu, uçucu, masalımsı bir atmosfer yaratılır. Bu bölüm, bir çeşit menuettodur. Son bölüm ise, viyolonsel solo için, çok büyük güçlüklerle dolubir virtüozluk parçasıdır. Bestecinin piyanoda elde ettiği ustalığın bir benzerini viyolonselden beklediği sezilen bu bölümde, birinci bölümün temaları kullanılmaktadır."

Üner Birkan'ın ortaya koyduğu özellikler, seçilen solistin çok iyi performansı ile kulaklarımıza kadar ulaştı.

Zaman zaman salonlarda yaşanan izleyici/dinleyici kaynaklı yakınmalarım olmuştu. Yakındığım olumsuzluklar bu konserde tavan yaptı. Önden dördüncü sırada izlediğim konserde, arka sırada; birisi minik, 2 ya da 3 çocukla anne ve babaları vardı. İlk yarı boyu normal ses tonlarıyla sohbet ettiler. Çocuklar, ikide bir, ne zaman bitecek?, bitti mi? sorularıyla ikinci yarı umudumu artırmışlardı. Nasıl olsa sıkıldılar, giderler diye! Aradan sonra orkestra yerini aldı, paldır küldür yine doldu bizim ekip!.. Solist başladığında defalarca arkama dönüp duyduğum rahatsızlığı bakışlarımla anlatmanın en keskinini atmaya çalıştım, adam anladığından göz göze gelmemek için özel çaba harcadı. Sağ tarafım tamamen boştu, solumda da uyandığında alkışlara eşlik eden genç bir bayan oturmuştu.

Benim için kabusa dönen konser akşamında, iki nitelikli müzik adamının yüksek performanslarıyla teselli buldum diyebilirim.

***

ADSO'nın önümüzdeki hafta programında iki güzel Brahms eseri var. Şef Orhan Şallıel, Solist Vaclav Hudacek. Keman Konçertosu ve 4. Senfoni seslendirilecek.

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..