Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

A.Ş.K. neyin kısaltması?

A.Ş.K. neyin kısaltması?
 

a.ş.k.


Bilirsiniz, bu yazının başlığıyla yazılmış bir kitabı var Tuna Kiremitçi’ nin. Acaba A.Ş.K.’ nin anlamı ne olabilir diye sormuş kendine.

Peki siz hiç sordunuz mu kendinize bu üç harfin ne anlama gelebileceğini?

Ben yıllar önce aramıştım bu üç harfin ne anlama geldiğini. Belki bir ismin kısaltmasıydı ya da bir yüzün tasvirinin baş harfleriydi. Belki de sadece ‘aşk’tı anlatmak istediği. Bize ne zaman uğrayacağını ve bizden ne zaman kendini mahrum bırakacağını bir türlü bilemediğimiz ‘aşk’.

Kimileri için biraz anlamsız olabilir bu söylediklerim. Çünkü bu üç harfin gerçekliğine ve büyüklüğüne inanmayan ya da inanmak istemeyen o kadar çok insan var ki. Tahmin edebileceğiniz gibi bu topluluğun çoğu hemcinslerim yani erkekler. Ama anlatmak istediğim erkek ya da bayan çatışması değil tabii ki. Sadece bazen unuttuğumuz birkaç şeyi dile getirmek istedim o kadar.

Mesela meslek hayatı ve duygusallık iç içe olamaz değil mi? Bu sorunun cevabının evet olduğunu bilmeme rağmen bazen ben hala hata yapabiliyorum. Duygusallığım ağır basıveriyor birden. Belki bunun nedeninin hala öğrenci olmamdan kaynaklanıyor olması büyük bir etkendir ama ben yine de bir şeyin altını çizmek istiyorum: Duygusal olmak niye bu kadar kötü ki?

Acaba sadece kadınlara mahsus sandığımız bu his ile ilgili ön yargılarımız mı var, yoksa derdimiz daha başka bir şey mi? Ben hala bir cevap bulamadım. Biraz da sizin düşünmenizi istesem kötü yapmam değil mi?

Neyse duygusallık, aşk, sevgi ve bunun gibi şeylerin yanında bizleri yapılmadık işleri yaptırmaya zorlayan şeyler de var hayatımızda, ama müsaadenizle ben o konuya hiç girmek istemiyorum. Mutlu olalım ki mutlu yaşayalım ve mutlu yaşayabilmek için de düşüncelerimiz hiç o kötü yana kaymasın…

Acaba şimdi kaçımız bir aşkın peşinde koşuyor, kaçımız ise aşksızlıkla boğuşuyoruz? Ya da kaçımız artık aşk bitti sevgi başladı diyor, kaçımız ise aşk bir sudur deyip mısrayı tamamlıyoruz?

Hiç merak ettiniz mi aşkın anlamını gerçekten kaç kişi biliyor?

Bence tam anlamı bilen yok, ya da tam anlamıyla yaşayabilen. Mutlaka bir şey eksik kalıyordur çiftlerin yaşamlarında. Yani bazılarımızın dediği gibi samanlık seyran olmuyor aşk olduğunda. Ama bu duyguyu yaşamak güzel şey bence, benim gibi defalarca platonik takılmış olsanız da.

Şimdi, platonik aşkın neresi iyi diyenler olabilir. Hemen kendimden örnek vererek açıklayayım: Öncelikle değer vermeyi ve gerektiğinde vazgeçmeyi öğrendim ben. Yıllarca güzel bir yüzün, içimi ısıtan o sesin peşinden koştum ama yakalayamadım. Peki şimdi nasılım sizce? Hala melankoliğim ama o güzel yüzden de vazgeçmeyi bildim. Çünkü o benim erişilmezlerim arasındaydı ve artık hoş bir anı olmaktan başka bir şey olmayacaktı.

Peki siz nasılsınız? Hiç aşık oldunuz mu ya da olmak ister misiniz? Veya aşkı beklemek nafile, o isterse beni bulur diyenlerden misiniz? Sorun kendinize bir kerecik de olsa: ‘Hiç aşk kokulu bir şiir yazdım mı ya da yazmaya niyetim var mı?’ diye. Merak etmeyin bir şey kaybetmezsiniz. Benden garanti!..

Evet, hayat çok zor. Yaşamak ise çok daha zor. Mutlu yaşamak ise artık aslanın midesinde artık. O yüzden aşkı düşünmek ya da bir iki mısra karalamak zor gelebilir bizlere. Ya da 14 şubat sevgililer gününde kırmızı bir gül alıp en çok sevdiğiniz kişiye verebilmek ve bir günle sınırlı kalmayıp her istediğinde bunu tekrarlayabilmek de zor gelebilir bazılarımıza. Dedim ya, hayat zor ama bir bakın bakalım mutluluğu elde etmek ne kadar kolay.

Her şey bizim elimizde. Sevmek de sevilmek de; üzmek de üzülmek de; benim gibi aşka hasret olup yalnızlığın dizinin dibinden ayrılamamak da. Her şey iki avucunuzda, iki dudağınızın arasında. Elinizden her an uçup gidebilir, dudaklarınızdan kaçıp gidebilir. Koruyun onu her ne pahasına olursa olsun. Koruyun ki, hayatın tuzaklarına boyun eğmeyin. Koruyun ki, A.Ş.K.’ nin anlamı siz olun. Koruyun ki, mutluluk sizden hiç ama hiç ayrılamasın…

Belki yine anlamsız bir şeyler döküldü içimden bu yazıya; belki de birkaç yüreğin alevini yeniden tutuşturdum. Belki de yine ben konuştum ben dinledim. Ama eminim ki, bu yazı hiç okunmasa bile aşkın hükümranlığı daha uzun yıllar sürecek ve duyguların en büyüğü olmaya da devam edecek…

Son olarak şu sözü paylaşmak istiyorum:

Hayat elifle başlar ve elifle sona erer (hayat bir ile başlar ve bir ile sona erer). O yüzden aradaki süreci çok iyi değerlendirin. Kim bilir, yarın çok geç olabilir.

Mutlu günler dilekleriyle…

F.ü. 15.02.2006 Çarşamba

 
Toplam blog
: 33
: 527
Kayıt tarihi
: 17.01.08
 
 

Mesleği: Fizyoterapist… Uğraşısı: Gönlünden kopan parçaların birleştiği haliyle sözcüklere biçim ..