- Kategori
- Ruh Sağlığı
Aaa bak kuş geçiyor
Aaa, bak kuş geçiyor
Çocuklar bir nedenle ağladıklarında, ağlama uzun sürmesin diye dikkatlerini başka yöne çekmek için “a bak kuş geçti” gibi kandırmacalar yapılırdı eskiden. Şimdilerde halen kullanılıyor mu bilmiyorum? Yeni jenerasyon bunu yer mi? Buna da biraz şüpheyle bakıyorum.
Psikoterapi Enstitüsü Yayınları arasında çıkan Assen Alladin’in “Bilişsel Hipnoterapi” kitabı tam anlamıyla yukarıda hatırlattığım kandırmacayı anlatmıyorsa da, dikkat kaydırmanın olumlu etkilerinden söz ediyor. Dikkati kaydırmak; algılama, duygu ve davranışlarda değişime neden olur. Düşünce, duygu ve davranışlarda meydana gelen değişim topyekûn bir değişimin ilk işaretleri olarak kabul edilebilir.
Alladin genetik olarak beynimizin negatif bilişe programlı olduğundan söz ediyor. İnsanların bu yüzden bazı şeylere önceden programlanmış olabileceğinden hareketle Alladin, bu durumun niçin bazı insanların daha mutlu bazılarının da daha mutsuz olduğunu açıklamakta kullanılabileceğini söylüyor. Aslında mekanizma basit; bazı insanlar mutluluğa daha yatkın olduklarından, farklı bir bakış açısı ile yaklaşımda bulunduklarından mutludurlar ve mutlu olmaya devam etmektedirler.
Peki, bu yatkınlığa sahip olmayanlar ne olacak? Onlar ömür boyu melankolik olmaya devam mı edecekler, onlar birer kader mahkûmu mu yoksa?
Şükür ki böyle bir katı mekanizmadan söz edilmiyor. Bu kötü gidişe dur demek bazı yöntemlerle mümkün hale getiriliyor. Daha önceki bir yazımda yavaşlamaktan söz etmiştim. Evet, yavaşlamak ve sakin olmak bu yöntemlerden biri. Kimi zaman yaşamı yavaş çekimde yaşamak iyi gelecektir. Günümüz dünyasının hız çarkı içinde un ufak olmak yerine sükûneti seçerseniz, çevrenizdeki bir çok güzelliğin farkına varabilirsiniz. Farkındalığa giden yolda önemli bir kilometre taşıdır sakinlik. İnsan ancak sakin olduğunda o an yaşadıklarına farklı bir bakış açısı geliştirebiliyor. Yaşadığı anın farkına varabilen kişi, huzur ve mutluluğun gelişmesine de katkıda bulunuyor.
Yavaşlamak ve sakin kalmak rahatlayan bir beden ve dingin bir ruha sahip olmanızı sağlamakla kalmayacak size bundan daha fazlasını verecektir. Yaşamda karşılaştığınız bazı problemlere dayanma gücünü bu sayede elde edebilirsiniz, mesela… Aynı şekilde kişiler arası ilişkilerinizin gelişmesine bir vesile teşkil edebilir, yavaşlayarak çevrenizden haberdar olma çabalarınızı artırabilirsiniz. Çevrenizdekiler kendilerine değer verildiği izlenimine kavuştuklarında işiniz daha da kolaylaşacaktır.
Farkındalık içinde yaşadığı anın kıymetine vakıf bireyler, daha sabırlı, hırslarından arınmış, kendine güvenli, yargılayıcı olmanın basitliğinden uzak, kendini ve çevresini artı ve eksileriyle bir bütün olarak kabul eden, girişimci ancak girişimin her türlü sonucuna olgun bir yaklaşımla karşılık veren ve nihayet sorumluluklarını yerine getirdikten sonra işi oluruna bırakabilme cesareti gösteren kişilerdir.
Farkındalık dünyasının kişiye kattığı değerler aynı zamanda elde edilen kazanımların sürekliliğini de sağlar. Bu durum olumlu duyguların narin ve kırılgan oldukları gerçeğini dikkate aldığımızda daha bir önem kazanmaktadır. Olumlu duygular narin oldukları kadar kısa sürelidirler. Oysa kaygı dolu olumsuz bilişler daha uzun süreli ve üstelik kapsayıcı olma eğilimindedirler. Bu yüzden farkındalığı belirli anlarla sınırlı tutmak yerine devamlılığının sağlanması da en az kendisi kadar önemlidir.
Farkındalığın sağlanmasında meditasyonun değeri çok büyük. Bu inkâr edilemez. Ancak bununla birlikte hipnotik yaklaşımların sürece dahil edilmesi çalışmaların daha zengin çerçevede gerçekleşmesine katkıda bulunabilir.