AB, kokoreç'i yasaklamıştı. Şimdi de sesleri çıkmıyor. Acaba, gizlice tattılar mı dersiniz?

Türkiye'de en iyi on kokoreççiden biri seçildi. O da İzmir'de.

Ünü İzmir sınırlarını aşan kokoreç dükkanı durdu durdu, büyük bir tadilata girerek kendisini yeniledi. Duvarlarını, basın dünyasındaki kokoreç makaleleri ile süsleyen Yeni Doğan Kokoreç, ismine de eklenti yaparak “Kokoreç Pub” oldu. Midye ile bira da veriyorlar şimdi. Nerden nereye…

Eskiden de K. Şehitleri caddesindeki buranın, “kuru fasulyeci” olarak ünü vardı. Basının çoğu, öğlen ve akşamları hep buraya gelirdi. Tad ve lezzet olarak İzmir’de tek’ ti. Şimdi kokoreçci olarak da İzmir’de tek. Neden? Bir gazetenin yurt çapında yaptığı araştırmada İzmir’den dahil oldu ve kazandı. Şimdi İzmir’de onun için tek. Oğul Vefa Erol İzmir’in kokoreç imparatorluğuna el attı. Müdürleri Volkan Gürel ile restoranı uçuruyorlar. Dükkanın alnına “Türkiyede’ki en iyi on kokoreççiden biriyiz” diye de yazı yazdırmış.

Sahi Avrupa Birliğine girme şartlarımızdan biri de “ Kokoreçi dışlayın olmuştu. Dışladık mı? Yooo, bilakis ateşe biraz daha kömür attık. Her yerde “kokoreçe gel kokoreçe” diye bağırdık. Kulaklarına gitmiştir Avrupalıların. Her halde, Avrupalı ilgili, gizlice de tatmıştır “bu ne menem bir şey” diye. Çok lezzetli bulmuş olmalılar ki, şimdilerde kokoreç lafı mafı etmiyorlar. Etmesinler de! Avrupalı kokoreçten anlamaz. O alışmış konserveye. Onların ağız tadı “konservelik” Bize uymaz. Ört ki, ölem !

Dükkana yeni dizayn vermişler. Basında çıkan makaleleri çerçevelere alıp, duvarlara asmışlar. Dükkanın süsü olarak duruyor. Müşteriler yazılanları okuyor, bilgi e ediniyor. Halkı ilgilendiren İzmir’e özgü tek vasıflı dükkan olması da cazibeyi artırıyor.

Biz de gitmişken, vaktiyle burası için yazdığımız yazının çerçevesinin dibine oturduk. Oradan notlar tuttuk, resimledik tekrar. Belki bu blog da ileride çerçevelenir.

Kim bilir?