Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '10

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

AB, zehir soluma parası alır mı?

AB, zehir soluma parası alır mı?
 

İNKUMU, Bartın'ın soluk aldığı sayfiye yerlerinden. Şehre 10 Km. mesafede.


Amasra ve Bartın yas’lara bürülü bu günlerde. Karadeniz'in bu incilerinin geleceği, karanlık görülüyor. Sebep? “Buralara Termik santrali’nin” yapılması.

Dağlar, denizler, koca koca makinelerle, kabak oyulur gibi oyulacaklar. Her yerde kömür aranacak. Doğal gaz sondajları ile arazi delik deşik edilecek. Çıkarılacak kömür ile termik santralleri çalışacak. Karadenizlileri bu sıralar , karalar bağlamış. Kara kara düşünüyorlar: ''N'olacak halimiz!'' diyerekten. Karadeniz, karaları oynuyor! Karalar giymiş!

Karadeniz’de; bir zamanlar çaylar içildi, milletin vekili, milletin gözü içine baka baka, milletin ağzını sulandıra sulandıra içti o çayı. Hala daha radyasyon etkisinin izleri var.

Rusya’nın, çocuklar karşısında boyunları bükük. Çernobil’den sonra, onları ‘’Ölüme çeyrek kala’’ tur tertipleyip ‘’Hızlandırılmış hayat’’sundular. Son günlerini iyi yaşasınlar diye.

Eşek çamura batınca, yol gösteren çok olur. Felâketler Bartın ve Amasra’da da başlayınca, “ Biz size; yapmayın, etmeyin, demedik mi” diye dövünüp, topu yine birbirimize atacağız ama, nafile. Atı alan, Üsküdar’ı geçmiş olacak.

Bu duruma göre, yandı gülüm, keten helva. Paçayı, yanık helva ile de kurtarsak, yine iyi. Turizm 3-5 seneye kalmaz biter bu Karadeniz şeridinde. Zaten yaz mevsimi de kısa buralarda.

“Bartın bir sevdadır, onu, seslendirenler bilir./ Bartın bir rüyadır, onu, görenler bilir/ Bartın bir sevdadır, onu, çekenler bilir/ Bartın bir hayattır, onu, yaşayanlar bilir/ Bartın bir mabettir, orada ibadet edilir”. Her seferinde; bunları dedik, dedik, yine kendimiz dinledik. Öyle ya! Elin oğlu para kazanacak!

Amasra ve Bartın. İlk kazma ile birlikte bütün Karadeniz sıçrayacak yerinden. Bir daha da belini doğrultamayacak. Mahşere kadar. Termik santrallerinin özeti, ne manaya geldiğinin özeti bu. Yöredeki sevdası da, rüyası da güzellikler mabedi de yerle bir olacak. ’’Eskiye mazi, yenmişe de kuzu’’ denecek!..

Santralle birlikte mahsulün verimi de düşecek. Doğal su kaynakları kirlenecek, tarlalar, ovalar, güzelim oksijenli ormanlar, asit yağmuru altında, geceli gündüzlü inleyecekler, kuruyacaklar. İşte görüyoruz. Muğla 'YATAĞAN 'Termik Santrali önümüzde. Hala ölüm kusuyor çevreye.Yıllarca ihmal edilmiş filtreleri bile bozuk çıktı. Oraya filtre bile dayanmıyor.

Amasra ve Bartın Belediye Encümenleri hop oturup, hop kalkıyor. Vekillerinin kapılarını aşındırıyorlar. Kararlar alınıyor. Vekiller esas şimdi imtihan ediliyorlar. Bu işe gönül koymayan vekilin buralarda esamisi anılmayacak. Vekil, şimdi lazım onlara.

Bundan sonra artık, ’’At terli’’ Zor günler kapıda. Sessiz sedasız geliyor santral. Hücum boruları çalınıyor sanki. Son çırpınışlar mı acaba? Halk müsaade edecek mi?

Bartın ve Amasra. İlkten işi ağırdan alıyordu. Şimdi yumurta kapıda. Tavuk, yumurtasını, 'Gıdaklamadan' dünyaya getirmesi, önceden planlandı bile. Belki de Bartın ve Amasralılar, gıdaklama sesi bile duyamayacaklar. Şirket, sessiz ve derinden gidiyor. Kimi yerde, kulağı üzerine yatıyor, etrafı dinliyor, ümit veriyor. Çünkü herkes kör, herkes sersem sanki.

Top kimde, belli değil. Bir o tarafta, bir bu tarafta. AKP’li Tunç’a göre, Amasra, turizmde marka olacakmış. CED başvurusu, termik santral yapılacağı anlamına gelmeyecekmiş. Coşkun Yüksel de, Amasra’ya termik santral kurulmasına karşı olduklarını söylemiş. Vali Küçük de halkın kafa karışıklığını önleyecek toplantıların, daima yapılması girişimini destekleyeceğini söylemiş. En önemlisini de söylemiş.

Bartın Çevre Meclisi’nin bu işte görevleri büyük. Sivil toplum örgütleri ve partilerden tam destek aldı. Konuşmacılar Hema Şirketinin, meseleyi bir olup bittiye getirmesinden korkulduğu da ifade edildi.

AKP’liler, hem çevreye duyarlı olduklarını hem de, Hema’nın kömür çıkarması ile istihdam sağlanacağı için, bu şirkete karşı çıkılmaması gerektiğini söylediği de bilinen bir gerçek. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu dedirtecek bu tür davranış, siyasi kaypaklığın numunesi olarak anılıyor.

CHP, santral, Bartın ve Amasra’ya ihanettir derken, DP de santrallere karşı en önde yürürüz diyor. DSP’ de gelecek nesillere temiz Bartın bırakmalıyız demekte. Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ise “ kömüre evet, santrala hayır” diyor. Amasra Belediye Başkanı “turizm kenti Amasra’da termik santrali, kesinlikle olmaz demekte. SP’ ise Plânlamalar açısından; bilime ve planlamaya, çevre yasalarına aykırılığı itibariyle de, hukuka da aykırıdır” dedi.

Bize sorarsanız, “Kömür var, iş yok!” deriz. Kimseyi kandırmasınlar. Lodoslu havalarda Amasra üzerine çöken santralden çıkan sıcak gaz, bir hava perdesi yaratarak, asit yağmurlarından ötürü Amasralıları bir gecede uyutarak öte dünyaya yollarsa, bunun vebali kime aittir diye de sormaktayız.

Başkan Akın’ın mantıki tepkisi de şöyle: “ Hema, Amasra’da kurmak istediği santral, bölgemize çok zarar verecektir. Kömür çıkarabilirler, satabilirler. Ancak, 600 metre derinden dinamit atarak büyük zorluklarla çıkarılan taşkömürünün, hem de 6-7 bin ton çıkarmanın mümkün olmadığı bir tarafa, tonu 300 TL. olan bu kıymetli kömürün termik santralde yakılarak elektrik üretiminde kullanılması da hangi ekonomik anlayış ve özel sektör davranışı ile bağdaşır? Almanya’da gördüm. AB’nin baca gazlarından “solunum parası almaya başlayacağını öğrendiğini” de sözlerine ilave etti.

Hema ve yan kuruluşlarından bir gün, nüfus başına Avrupa Birliği “ zehirlenme parası” tahakkuk eder ve istenirse, ne olacağını merak ediyoruz. Biz de, patron “ bırakır kaçar, santral bize kalır, biz de kapısına kilit asarız” diye teselli oluyoruz. İş teselliye kaldı. Tabi sormadan da edemezler: ”Alan da kaçan mı?!”

Ört ki, ölem!

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..