AB’den Euro, mülteciden dua, Allah’tan sevap… Aylan bebekler de ölmez belki!

Ne isteyebiliriz ki başka! İnsanlığın kutlu davaları için yaratılmış bir millet değil miyiz? 3 milyar Euro gelmeden önce de bu işi yapıyorduk. Yani gönüllüyüz. Kimse bize paragöz diyemez. 8 kuruşluk gücümüz var 8 milyar harcamışız. Ücreti mukabili insanlara hizmet etmek çağın mesleği, bize de uygun.

De bu işin sonu ne olacak? Yani kapılar açık. Bombalar patlamaya devam ediyor. Esat’ın geleceği mi, Suriye’nin geleceği mi belli olmayan anlaşma konuları… Yani Esat gitse bile durum değişmeyebilir. Suriye’de savaşanlar dağ eşkıyası gibi; hepsinin ayrı amacı var. Barış olsa bile silah bırakmayabilirler. O halde gittiği yere kadar gitsin…

AB ve ABD tarafından kullanılan ülke olmak kasıyor ama! Ülke olmayı başaramazsan işte böyle kullanılan ülke olursun. “Para verelim de şu bizi rahatsız eden mültecilere bakın” Aslında bölgenin kronik sorunu mülteciler için en uygun liman Türkiye. En kolay buraya gelebilirler ve en kolay burada bakılabilirler. Üstelik gördüğümüz kadarıyla bizden memnunlar.

Başkalarının söylemediklerini söylemeye çalışıyorum; çünkü başkalarının söyledikleri sorunu açıklamıyor. Milliyetçiler Suriyelileri istemiyor, insancılar bağrına basıyor. Paracıların gözü Avrupa’da. AB’ye de bu sayede gireceğiz inşallah. Bu yaklaşımların hiçbiri konuyu açıklamıyor. Mecburiyetten bu haldeyiz diyeceksiniz. İyi ki Suriyeliler geldi milliyetçiliğimizi (Ya da ırkçılığımızı mı yoksa) gösteriyor, insanlığımızı test ediyoruz. Avrupa’dan 3 milyar Euro gelecek. AB’ye gireceğiz. Yani iyi ki bu Suriye savaşı oldu. Aylan bebek de ölmeseydi!

Suriyeliler bizi mi değiştirecek, biz mi onları değiştireceğiz? Doğrusu ikimiz de birbirimizi değiştirelim. Kimse kimseye benzemesin. Ben kalıcı olduklarını düşünüyorum. Vatandaşlık da verilebilinir. Biz onlardan ileri bir millet değiliz bu nedenle uyum sorunu yaşamazlar. Bize karışmasınlar, Suriyeli olarak kalsınlar. Onları kendimize benzetmeyelim, biz de onlara benzemeyelim. Hani diyorlardı ya batının ilmini al diye, Suriyeliler de bizim olmayan ferasetimizi alsınlar.

Hani yuva hazır olunca yavrular yolda ölmez; yolunu şaşırmış yunuslar gibi nere gideceklerini bilmeyince karaya vurdular. Türkiye güneyi boşaltıp orada “göçmenistan eyaleti” kursun. Türkiye hükümran bir ülke değil ki olmasın zaten,  bu devirde kimse şah padişah değil. Sınır mınır da boş ver, daha sonra kalemi alıp yeniden çizeriz; izin verilmezse kanımız da hazır.