Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '09

 
Kategori
Sosyoloji
 

AB'nin diğer yüzü

AB'nin diğer yüzü
 

Almanya'nın bilmediğiniz yüzü


Almanya ve orta Avrupa’da çocuk cinayetleri büyük bir toplumsal sorunun işaretidir.

*2007 yılında Almanya’da her hafta ihmal sonucu veya kasten öldürülen çocuk sayısı 3’ün üzerinde. ( Bu rakamın içerisinde tecavüz ve cinsel taciz amaçlı cinayetler bulunmuyor! )

Bulunduğum coğrafyada adeta patlama gösteren çocuk cinayetleri, dünden bu güne gelişmiş bir sorun değil. Bu durum daha çok toplumsal bir çöküşün işaretidir. Avrupa sürekli nüfus kaybediyor. Yani buralarda bizim bildiğimiz „Aile“ tanımlaması gün geçtikçe tükeniyor. Çocuk, dolayısıyla genç nesil git gide azalıyor. ( Not: Nüfusdaki bu dengesizlik ayrıca emekli sandığının başlıca sorunu haline gelmiştir. )

**70'li 80'li yıllarda başlayan cinsel özgürlük hareketi ve bununla eş zamanlı olarak kadının, çalışan, aile ekonomisini erkekle birlikte sırtlayan bir birey olarak ortaya çıkması, Avrupa halkının toplumsal anlayışını kökünden değiştirmeye başlamıştır. Bugün Avrupa’da evlenen çiftlerin yarısı ilk 10 yıl içerisinde boşanıyor. 1960 yılında %8, 1 olan boşanma oranı 2005 yılında %51’lere ulaşmıştır.

Aile, komşuluk, kısaca sağlıklı bir toplumu, toplum yapan ilkelerini kaybeden Avrupa, toplumsal bir travma yaşıyor.

Bilindiği gibi toplumun en küçük bireği ailedir. Dolayısıyla aile toplumun temelidir. Eğer burada bir dengesizlik varsa, toplumsal bir yozlaşma, çöküntü söz konusudur.

Bu çöküş öellikle işci ve işsizler sınıfında daha belirgin. Bu kesimin genç nüfusu aile kurma sorumluluğunu ya çok düzeysel almış yada hiç alamamıştır ( Tabii burada bütün işci kesimini buna dahil etmiyorum, söylemek istediğim daha ziyade, gidişatın o istikâmete doğru olduğudur! )

Günümüz Avrupa’sında hayatları başkaları tarafından yaşanan ( Medya „Televizyon, İnternet“ vb.) bir kesimden söz ediyorum. Böyle bir anlayış içerisinde de, çocuklara pek yer kalmıyor. Sonuç: Kürtaj, kendi haline terk edilen çocuklar, çocuk esirgeme kurumları ( Yurt ).

Ben gençliğimin bir kısmını yurtta yaşamış biri olarak, bu sorunlarla bire bir karşılaştım. Almanya’da ki çocuk esirgeme kurumlarında yer bulmak zor. Muazzam bir umursamazlık yaşıyoruz toplum içerisinde.

Komşuluk, sıcak insan ilişkileri ve benzeri toplumsal değerler gözle görülür şekilde kayboluyor. Kâh medyadan, kâh şahsen şahit olduğum bir diğer „toplumsal yozlaşma“ belirtisi de, komşusunun öldüğünü kokular yayılmaya başlayınca öğrenen avrupalıdır. Bir başka örnek vermek gerekirse, Berlin’de sıkça rastlanan bir manzarayı aktarabilirim; sokak kenarında birinin yığılıp kalmış olmasını yanından geçenler pek umursamazlar.

Getirdiğim misaller uzun bir sürecin sonuçlarıdır. Aile, komşuluk, sağlıklı insan ilişkilerinin( yardımlaşma, paylaşma ) yitirilmesinde, ekonominin küçümsenmeyecek boyutlarda rolü var. Ardı ardına açılan süpermarketler, beyaz eşya, giyim kuşam mağazaları, küçük esnafın ortadan kalkmasına, küçük yerleşim merkezlerininden kentlere göç edilmesine, bununla birlikte işsizliğin artmasına veya boğaz tokluğuna çalışma zorunluluğuna sebep oluyor. Bkn: ABD’deki Wal Mart sendromu. Link: http://de.youtube.com/watch?v=nNQieA-aXoM

***Almanya'da her dört aileden biri fakirlik sınırın altında yaşıyor.Fakir çocuk sayısı ise 2, 2 Milyon

Kısaca: Aile kavramının zedelenmesiyle, emperyalizm ve halkın medya ile uyuşturulmuşluğu birleşince karşımıza bu tablo çıkıyor. Bu durumdan en fazla toplumun en zayıf halkası olan çocuklar etkileniyor. Yazının başında da belirttiğim gibi; Bunlar Avrupa’da yaşanan toplumsal yozlaşmanın sadece bir kaç işaretidir. Bir başka emare ise gençlerin sürekli artan suç eğilimidir. Sorunun sadece bu misallerden ibaret olmadığı aşikâr. Şu ana kadar konu ettiğim belirtiler buzdağının sadece görünen kısmıdır. Türkiye Cumhuriyet’inin ısrarla girmek istediği AB’nin çağdaş toplum anlayışının öteki yüzünü görmezlikten gelmemeliyiz.

Bu yazıyla amacım Avrupa birliğinin güzel ve onayladığım, sosyal haklar, sağlık hizmetleri, demokrasi gibi bölümlerini hiçe saymak değil. ( Kaldı ki söz konusu güzellikler gün geçtikçe kısıtlanıyor ) Amacım Avrupa’da baş gösteren tomlumsal yozlaşmaya işaret etmek.

Son yazıma yazdığı yorum ile okuduğunuz yazıyı kaleme almama sebep olan sevgili öğretmenim Mesut Selek Bey’e teşekkür ederim.

Sevgili Alev Meisel’e notum: ( Yakıt misali : )) “ Danke schön „


* http://nachrichten.rp-online.de/article/titelseite/Mehr-Kindstoetungen-in-Deutschland/25248

** http://www.efg-hohenstaufenstr.de/downloads/tabellen/scheidungen_eheschliessungen.htm

*** http://www.bundestag.de/aktuell/archiv/2008/19163804_kinderarmut/index.html
http://www.cnnturk.com/2008/ekonomi/dunya/10/21/almanyada.fakir.zengin.ucurumu.buyuyor/497728.0/index.html

 
Toplam blog
: 121
: 1814
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Almanya'da doğdum. Haylaz bir öğrenciydim. 16 yaşımdan beri ticaretle ilgileniyorum. Şu anda büyük b..