Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '11

 
Kategori
Dünya
 

AB'nin Yunanistan'ı

Zaman zaman ülkemizi yönetenler, onların yandaşları, koşulsuz AB mandacıları hep bir ağızdan bağırıyorlardı...
Diyorlardı ki “AB bir uygarlık projesidir.”
“AB’ye girdiğimiz zaman gelişmiş ülke olacağız.”
“Hatta milli gelirimiz bu konuda da en gelişmiş, sanayileşmiş, AB’nin en baba ülkeleriyle aynı seviyede olacak.”
Yani kısacası…
Bu ve benzeri sözleri yıllardır aynı çevrelerden hep duyduk.
Duyduk da tabi söylenenlerin tamamı bununla sınırlı değildi. Öncesi de var. Malum çevre daha 1980’lerde yine neoliberalizm rüzgârının etkisiyle devlet et mi üretir? Süt mü üretir? Devlet bu işlerle uğraşmaz hatta…
Devlet aslı görevlerine geri dönmeli gibisinden de bir sürü laflar ettiler..
Sözlerinin doğruluklarını pekiştirmek açısından da gelişmiş ülkelerin hepsinin bunu uyguladığını, her şeyi özelleştirdiklerini, dahası devletin o ülkelerde ekonomiyle uğraşmadığını bile söylediler…
Sonra bir de baktık ki…
Dünyada işler böyle gitmiyor. Elin oğlu et de üretiyor, devletlerinin bankaları bile var. Hatta o kadar ki, adamların devleti enerji şirketi bile kurarak bizim gibi ülkelerin enerji ihalelerini bile alıyor…
Böyle olunca da anlıyoruz ki devlet ekonomiyle uğraşmaz gibi söylemlerin tamamı yalan…
Bunları neden mi anlatıyorum…
Şunun için:
Hani başta da söylediğim AB’ ye girdiğimizde otomatik olarak kalkınacağımız türünden sözler vardı ya…
İşte yakınımızda bir olay gerçekleşiyor…
Yunanistan derin bir ekonomik kriz içine düşmüş durumda…
Ülkede herkes ayakta, işçiler grev yapıyor, sokak eylemleri her tarafı sarmış…
O kadar kötü durumdadırlar ki…
Ülkenin para eden mal varlıklarını satışa çıkardıkları gibi, adalarını bile elden çıkarmaya hazırlanıyorlar…
Durumlarını kurtarabilmek için de AB’ den destek istiyorlar…
O da bir sürü koşula bağlı, istedikleri gibi olmuyor.
Aslında buradan anlaşılıyor ki sadece AB’ye girmek hiçbir sorunu çözmüyor.
İşte Yunanistan,
AB üyesi bir ülke, bizim gibi de değil, üstelik tam üye. Ama bu ülkenin korkunç boyutlarda bir de borcu var.
Ve bütçesi de açık veriyor…
Ülke AB üyesi olduğu için haliyle kendi parası yok, para birimi avro dolayısıyla iç borçlanma yaparak bu açığı kapatabilmenin bir yolu görünmüyor.
Tek çözüm yolu AB’den avro cinsinden borçlanmak…
Çünkü
Kendi ekonomileri üzerinde söz sahibi olamadıkları gibi kendi paraları bile bulunmuyor…
Dolayısıyla biraz devalüasyonu göze alarak para basarak bu borçları kapatabilmenin imkânı da kalmıyor…
Bu nedenle ülkenin tek çaresi kalıyor. O da borcu borçla ödemek.
Hani diyorum ki, bu olaydan bir ders çıkarsak da, fırsat varken elimizdekilerin değerini bilip milli ekonomi sürecine geri dönsek…
Daha iyi olmaz mı?

09–06–2011
Nusret KEBAPÇI 

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..